Press "Enter" to skip to content

Trudeau’dan sözde “Ermeni soykırımı” açıklaması

Trudeau’dan sözde “Ermeni soykırımı” açıklaması

Trudeau’dan sözde ‘Ermeni Soykırımı’ bildirisi, Federasyon’dan tepki.

 

Bir oldu-bittiyle 2006 yılında Tutucu iktidar zamanında dönemin başbakanı Stephen Harper’ın ilan ettiği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu’da yaşanan 1915 trajik olayların “soykırım” olarak tanınmasına Liberal Başbakan Trudeau da devam ediyor.

Başbakan Justin Trudeau, savaşın trajik olaylarını “soykırım” olarak nitelendirerek şu açıklamayı yaptı:

“Bugün, Ermeni Soykırımı Anma Günü’nde, yaşamını yitiren ve Ermeni halkına yapılan anlamsız eylemlere katlananları anmak için Kanada ve dünyadaki Ermeni topluluklarına katılıyoruz. Ayrıca torunlarına ve bu trajedinin neden olduğu acı, travma ve yasla yaşamaya devam edenlere de saygılarımızı sunuyoruz.

Ermeni Soykırımı dünyaya bölünmenin, dışlamanın ve nefretin kabul edilemez maliyetini gösterdi. Kanada nefrete, hoşgörüsüzlüğe ve yabancı düşmanlığına şiddetle karşı çıkıyor ve kınıyor. Bugün, tüm insanların temel haklarına ve haysiyetine saygı duyma sözümüzü yeniden anımsatıyor ve bu tür vahşetlerin bir daha olmamasını sağlamak için ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğimize söz veriyoruz.

Ermeni halkının hayal bile edilemeyecek zorluklarla gösterdiği güç ve cesaretten ilham almaya devam ediyoruz. Daha huzurlu ve adil bir yarın için sabırsızlanıyoruz.

Bu karanlık yıldönümünde, tüm Kanadalıları kurbanları ve Ermeni Soykırımı’nın dehşetinden sağ kurtulanları anmak için bir an durmaya davet ediyorum. Nefretle savaşarak, en savunmasızları koruyarak ve dünyamızı daha iyi bir yer haline getirmek için çalışarak onlara saygı duymaya devam edeceğiz.»

Bu arada Kanada Türk Dernekleri Federasyonu sert tepki göstererek 1915 olaylarına ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Birinci Dünya Savaşı’nın trajik savaşları ve talihsiz olayları bize insan yaşamının anlamsız yitimini ve her yanda savaşın trajedilerini anımsatıyor. Kanada Türk Dernekleri Federasyonu, Türk, Ermeni ve tüm Osmanlı yurttaşlarının yaşamış olduğu toplu insan acısını üzüntüyle anımsıyor.

FCTA olarak, 1915’teki siyasallaşmış olayların ardından duyulan derin kaygıyı ifade ediyoruz. 2004’te özel bir yasa tasarısının getirilmesi ve 24 Nisan’ın yıllık bildirimleri, Osmanlı Türklerinin Ermenilere yönelik sistemli bir soykırım uyguladığını yanlış bir biçimde iddia etmesi hiçbir yetkili mahkemece soykırım ile ilişkilendirilmemiştir. M-380 sayılı yasa, Ermeni kökenli milletvekillerinin olaylara ilişkin tarihsel bakış açılarıyla, manipülatif lobi eylemlerini gerçekleştirmeleri için haksız bir biçimde kabul edilmeleri için bastırılmış ve siyasi partilerce Ermeni oylarını kazanmak kaygısıyla onaylanmıştır. Kanada toplumuna katkıda bulunan üyeler olarak, hükümetimizin 1915’teki trajik olaylara önyargılı bir bakış açısına sahip olduğuna inanıyoruz. Nefret dolu ve etkili Ermeni diyasporasının savları uzun süredir NATO bağlaşığı ve G-20’nin ayrılmaz bir parçası olan Kanada ile Türkiye arasındaki ilişkileri baltalayarak Türk kökenli Kanadalıları tehdit etmeye devam ediyor.

 

“Soykırım” hukuksal bir terimdir

“Soykırım”, 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi’nin 6. Maddesine göre soykırımla suçlananların yetkili bir mahkeme tarafından yargılanması gerektiğini belirten hukuksal bir terimdir. Bugüne kadar hiçbir uluslararası mahkeme Ermeni soykırımı savlarına uygun bir karar vermedi. Bu türden tek girişim, 1. Dünya Savaşı’nda İstanbul’un işgalinden sonra (tüm kayıtlara tam erişime sahip oldukları halde) İngilizler tarafından yapıldı ve bu da savları reddetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2013 ve 2015 yılllarındaki kararlarında, Ermeni savlarına akademisyenler arasında bile itiraz edildiğini ve bu nedenle yerleşik bir gerçek olmadığını kaydetti. Fransa Anayasa Konseyi 8 Ocak 2016 tarihli kararında, bir olayın ancak yetkili bir mahkeme tarafından tanımlanması halinde soykırım olarak değerlendirilebileceğini onayladı.

FCTA, Kanadalı Türklerin düşmanlıktan ziyade ortak bir tarihten dostluk kurmak için diyaloğa açık olduklarını vurgulamak ister. FCTA, Ermenistan’ı, anayasasında reform yapmaya ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını ve toprak bütünlüğünü tanımaya çağırmaktadır. Bu çabalar sayesinde Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki diyalog, iki ülke arasındaki diplomatik, kültürel ve ekonomik ilişkileri normalleştirerek, sınırları açarak bir kez daha yeniden başlayabilir ve gelişmeye devam edebilir. Türkiye Ermenileri, tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nde var olan hak ve özgürlüklerden yararlanan yaşamın her alanında Türk toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır.

FCTA, Kanada-Türk toplumunun itibarının zedelendiğine ve tüm halklar için olan büyük Osmanlı hoşgörü ve özgüven mirasımızın Kanadalı parlamenterlerimiz tarafından lekelendiğine inanmaktadır. Özel yasa tasarısı, 1948 Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bu savları yalanlasa da, halkı Ermeni savlarından habersiz kandırarak Kanada parlamentosuna zarar veriyor. Bu nedenle FCTA, tasarının kabul edilmesini ve uygulanmasını ve ayrıca M-380’in yürürlükten kaldırılmasını ve uydurma tarihin eğitim sistemimizden çıkarılmasını saygıyla protesto etmektedir.

“Yurtta barış, dünyada barış.”

– Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk ”

 

İlgili haberler:

Kanada – Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt Düzeye İndirilmelidir!»

24 Nisan 1915 tarihinde ne oldu?»

Emekli Büyükelçi Aydemir Erman’dan Kanada’ya selam var…»

“GELDİK GÖRDÜK FETHEDECEĞİZ”»

Taşnakların Müslümanlara zulmünü kanıtlayan yeni belgeler»

Büyükelçi Akgünay geri çağrıldı»

“Irkçı olmayanlar soykırım

yapmazlar, Türkler ırkçı değildir!”»

 

Bizim Anadolu / 25 Nisan 2021

Şu haber ve yazılarla da ilgilenebilirsiniz:

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...