Kingston'da Kuzey Amerika Türk Önderlik Toplantısı

KİNGSTON
(Bizim Anadolu) - Bazı ilklere imza atan Kanada Türk Konseyi
(KTK) bu yıl yine ilk kez Kuzey Amerika'yı temel alan ve 'Kuzey
Amerika Türk Önderlik Konferansı' başlığıyla 8-9 Ekim tarihlerinde
Kingston'da bir toplantı düzenledi. Toplantının alt başlığı ise
şöyle belirlenmişti: 'Kanada ve ABD'de Türk Kimliğinin İyileştirilmesi'.
Kanada'nın doğusundan
batısına değişik yörelerde yaşayan Türk toplumundan bazı kurum ve
kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantı, özellikle üç büyük kentten
gelecek konukların kolay ulaşabilmesi için Kingston'da 'Four
Points by Sheraton' otelinde yapıldı.
İki günlük toplantının
'Hoş geldiniz Açılışı'nı Kanada Türk Konseyi Başkanı Zahide
Sezerman yaptı.
Açılıştan
sonra birer konuşma yapan Kingston Belediye Başkanı Mark Gerretsen,
Ontario Parlamentosu'ndan Kingston ve Adalar Milletvekili John
Gerretsen, böyle bir toplantının bölgede yapılmakta olmasından
duydukları hoşnutluğu belirttiler ve katılımcılara hoş geldiniz
deyip yararlı bir toplantı olmasını dilediler.
Hoş geldiniz
Açılışı'nın diğer konuşmacılarıysa, sırasıyla Kanada Federal Parlamentosu'ndan
Kingston ve Adalar Milletvekili Ted Hsu, Azerbaycan'ın Ottava
Büyükelçisi Ferid Şafiyev ve Türkiye'nin Ottava Büyükelçisi
Dr. Rafet Akgünay oldu. Konuşmacılar katılımcılara iyi ve
yararlı bir toplantı geçirmelerini dilediler.
 |
Türkiye'nin
Ottava Büyükelçisi Dr. Rafet Akgünay.
|
Açılıştan sonra
ilk sözü ABD Tennessee Teknik Üniversitesi'nden Siyasal Bilimleri
Profesörü Michael M. Gunter aldı. Prof. Gunter'in
konusu 'Tarihin Siyasallaşması ve Önyargıyla Savaşım'
idi.
Bilim adamının
yansız olarak olguları bulup çıkarma sorumluluğu olduğuna dikkat
çeken Prof. Gunter, bu nedenle karşıt olan tarafların hiç
birine yaranamayacağını da dile getirdi. Ama tüm zorluklara karşın
dürüst bir bilim adamının nesnellikten ayrılmaması gerektiğini söyledi.
Konuşmasında önyargılardan kurtulmak, onunla savaşımda bulunmak
için kişinin kendisini diğerinin yerine koyması gerektiğini bildiren
Prof. Michael M. Gunter, öbürünü anlamaya başladığımızda
önyargıların da önüne geçebileceğimizin altını çizdi.
 |
Prof.
Michael M. Gunter. |
ABD'den Türk
Amerikan Yasal Savunma Vakfı'ndan Avukat Bruce Fein 'Yasal
Haklarınız Fedakârlık ve Cesaretten Gelir' başlığı altında
yaptığı konuşmasında Vakfın bu alandaki deneyimlerinden söz etti.

Konuşmacılardan
Psikiyatr Dr. Aydın Yurtçu ise anlaşmazlıklarda ruhsal etkileri
masaya yatırdı ve Ermeni Sorunundaki, özellikle diyasporadaki Ermeni
toplumunu kıskaca alan 'kurban psikolojisi'nin olumsuzluklarını
göz önüne serdi ve toplumun kendini bundan kurtaramadığı konusunu
işledi. Dr. Yurtçu gazetemizce dile getirilen, 'özellikle
diyasporadaki Ermeni toplumu böyle bir kıskaç içinde yaşayıp yeni
kuşakları büyük bir psikolojik baskı altında tutarken, Türk toplumunda
ise onulmaz bir bilgisizlik egemen; yeni kuşaklar geleceklerini
etkileyecek olan bu tek yanlı ve yıkıcı propagandalardan nasıl korunmalı'
sorusuna karşılık, 'sık sık bilgilendirme toplantıları
yapıp onları bilinçlendirmek gerektiği' yanıtını verdi.
Cemaatler
sorunu

Başka bir konuşmacı,
eski Kanada Türk Dernekleri Federasyonu Başkanlarından
Bora Hınçer'di. Hınçer, 'Kanada'da Türk Toplumunun
Bugünü' hakkında konuştu. Toplumun Kanada'daki demografik
durumundan söz eden Hınçer, bunun da oldukça dağınık bir
görünüm sergilediğine değindi. Hınçer, Kanada'nın bir çok
yöresinde bazı kesimlerin toplumdan kopuk toplum adına etkinlikler
yaptığını, yıllardır toplum için çalışan biri olarak bu grupları
tanımadığını, araştırdığında 'diyalog' adı altında
eylemlerde bulunan bi takım grupların çıktığını gördüğünü söyledi.
Burada bir sorun
olduğunu, herkesin bunu bildiğini ancak dile getirmek istemediğine
dikkat çeken Bora Hınçer, 'bu konuyu konuşmamız gerek' dedi.
Bora Hınçer'in
konuyu açmasından sonra izleyenler arasında yoğun tartışmalar yaşandı.
"Toplum örgütleri seçimle gelir; kapalı kutu
cemaat, tarikat örgütlenmesine benzemez..."
Bu
arada Amerika Türk Dernekleri Birliği (ATAA) Başkanı
Ergun Kırlıkovalı ABD'de bu gruplarla iletişimde bulunduklarını,
ancak onların hiçbir etkinliğe katılmadığını, onların kendi örgütlenmelerini
yerine getirmek için çeşitli eylem ve etkinliklerde bulunduklarını,
onların kapalı bir kutu olduklarını söyledi. Konuyla ilgili ABD'li
sivil toplum ya da bazı kurum yetkilileriyle konuşmalarında şunu
dile getirdiğini söyledi: "Bizler gönüllü olarak toplum
için çalışan kuruluşlarız. Bu görevlere demokratik yoldan seçimle
geliriz, her şeyimiz saydamdır. Sokaktan geçen biri gelip toplum
için çalışıp kendini kanıtlayınca, yönetim kuruluna da girer, başkan
da olur. Ancak Fethullahçı olarak tanınan bu cemaat için çalışanlar
başka yerlerden, örneğin Afganistan'dan şuradan buradan atanmış
olarak gelip buralarda kurmuş oldukları oluşumlarda çalışmaktadırlar."
Birçok izleyicinin
söz alıp tepkisini gösterdiği konu üzerinde ortak yaklaşım şöyle
oldu: 'Bizler seçimle gelen ve yıllardan beri gönüllü olarak
çalışan kişileriz. Seçimle gelir seçimle gideriz, bir bayrak yarışıdır
bizimki. Onlar emirle gelip misyoner mantığıyla kapalı bir biçimde
çalışırlar, onlarla herhangi bir biçimde iletişime geçip birlikte
hareket etmek için bir nedenimiz yok.', 'Bizler çağdaş yaşama, Atatürkçü,
laik Türkiye Cumhuriyeti değerlerine inananlar olarak, dini temel
alan bu kesimlerle iletişim kuralım mı, kurmayalım mı gibi düşüncelerle
enerjimizi boşa harcamış oluruz.'
 |
Günay
Övünç. |
Daha sonra Oturum
yöneticiliğini Murat Saatçioğlu'nun yaptığı ve Kanada
Türk Konseyi Başkanı Zahide Sezerman, Amerika Türk
Dernekleri Birliği (ATAA) Başkanı Ergun Kırlıkovalı, Amerika
Türk Koalisyonu Başkanı Lincoln McCurdy, Türk
Barış Enstitüsü Eş Kurucusu Cavid Hüseyinov ve
Kanada Türk Dernekleri Federasyonu Genel Yöneticisi İlke
Hınçer'ın katıldığı bir ortak çalışma düzenlendi. Konu
'Kuzey Amerika'da Türk Eylemciliği'ydi. Konuşmacılar ve
izleyiciler geniş bir alanda konuyu tartıştılar.
Cumartesi akşamı
Aykın Kardeşler, İlhami ve İsmail Aykın'ın müzikleriyle katıldığı
Galada konuklar gecenin geç saatlerine dek yorgunluk atıp eğlendiler.
Pazar gününün
izlencesinde iki konuşmacı vardı; biri Wilfrid Laurier Üniversitesi'nden
Paul Heinbecker, diğeri gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni
Ömer Özen'di.
1989-1992 yılları
arasında dönemin Başbakanı Brian Mulroney'e Dış Siyaset konusunda
danışmanlık da yapan Kanada'nın eski Almanya Büyükelçisi Paul
Heinbecker, Ayşe Köymen ile evli ve çiftin adları Yasemin
ve Celine olan iki kızı var.
Heinbecker'in
konuşma konusu Kanada'nın Dış Siyaseti ve Türkiye ile olan
İlişkileri çerçevesindeydi.
Ömer
Özen Montreal Türk toplumunun etkinliklerinden söz etti
Son konuşmacı
olan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özen
ise Basın-Yayın ve özellikle Montreal'de Türk toplumunun eylem ve
etkinliği üzerine deneyimlerden söz etti.
Ömer Özen,
Montreal'deki toplum örgütlenmesinden söz ederken, Kanada'da Türkiye,
Türk kültürü ve Türk toplumu üzerine bir çok ilkin başarıldığını
belirtti. Montreal Türk toplumunun 1960 başlarından itibaren etkin
bir örgütlenmeye gittiğini, Türk Kadını ve hakları, Ermeni sorunu
gibi bir çok konuda yazılı ve görsel basında toplum haklarını savunma,
doğal felaketlerde yardım kampanyaları düzenleme gibi eylem ve etkinliklerde
bulunduğunu söyledi.
Genel Yayın
Yönetmenimiz Ömer Özen sözlerini şöyle sürdürdü: "23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını değişik kökenli
toplum üyeleriyle birlikte kutlayan Türk toplumu, bu etkinlikleriyle
Montreal'e bir çocuk festivali kazandırmanın gururunu da yaşıyor.
Özellikle Turquebec Kültür ve Dostluk Derneği'nin her yıl 15'ten
fazla değişik kökenli toplumu davet ederek 23 Nisan'ı kutlamasından
etkilenen Montreal Belediyesi her yıl Ağustos ayı sonunda iki günlük
çocuk festivali düzenlemeye başladı. Festivali başlatan önceki Belediye
Başkanı Pierre Bourque gibi şimdiki Başkan Gérald Tremblay de açılışta
olduğu gibi, bu düşüncenin mimarının Türk toplumu olduğunu her fırsatta
yinelediler/yineliyorlar.
Türk toplumunun
Montreal'e bir armağanı da Botanik Bahçesi içinde bir Türk Barış
Bahçesi oldu. Lale desenli İznik çinileriyle bezenen Montreal Türk
Barış Bahçesi'nde her yıl 19 Mayıs tarihlerinde etkinlikler yapılıyor,
Bahçe yıl boyunca milyonlarca ziyaretçi alıyor.
Ömer Özen: "Toplum, haklarına sahip çıkmalı"

Ayrıca
sahipliğini Montreal Türk İslam Vakfı'nın yaptığı Montreal Türk
Kültür Merkezi'nde çocuklara Türkçe, yurttaşlık bilgisi, coğrafya,
tabiat bilgisi, din ve ahlak gibi değişik dersler veriliyor. Bunun
yanında Turquebec Kültür ve Dostluk Derneği gibi Montreal Türk Kültür
Merkezi de ulusal ve dinsel gün ve bayramlarımızı kutluyor; Merkezin
bünyesinde görev yapan öğretmen ve din görevlisiyle toplumun hem
anayurtla bağını sürekli kılan hem de dinsel gereksinimlerini yerine
getiren etkinlikler yerine getiriliyor."
Kurulduğundan
bu yana toplumsal görevini durmaksızın yerine getiren gazetemizin
Montreal Türk Kültür Günleri ve Montreal Türk Filmleri Festivali
düzenlediğine, bunun da geniş toplum tarafından büyük bir
ilgiyle izlendiğine değinen Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Özen,
toplum çıkarlarının kaygısını içlerinde duyan birkaç toplum üyesinin
kendiliğinden bir araya gelip Montreal Türk Eylem Komitesi'ni
kurduğunu da belirtti ve Komitenin etkinliklerinden örnekler verdi.
Komite üyelerinin
aralarında görev bölümü yaparak Federal, İl ve Yerel Seçimlerde
özellikle Türk toplumu üyelerinin yaşamakta olduğu bölgelerde desteklemiş
oldukları adaylara yardım, onlarla birlikte çalışma, görüş alışverişinde
bulunma gibi değişik eylem ve etkinliklerde bulunduklarını, Türk
toplumu olarak bu eylem ve etkinliklerinin yararlı sonuçlarını aldığını
kaydetti. Son federal seçimlerinde Komitenin desteklemiş
olduğu 6 adayı yoğun çalışmalar sonucu seçtirebildiğini de söyleyen
Özen, ancak bir gazeteci olarak tüm bu güzel şeylerin yine
de yeterli olmadığını dile getirerek, toplum olarak daha iyisini
yapabileceğimizi, bunun için de daha etkin olunması gerektiğini
bildirdi.
Toplumu ilgilendiren
bir çok sorunda bazı kesimlerin 'ben neden yapayım, bunlar
devletin işi, devlet yapsın' görüşünü savunduğunu, bu görüşün
yanlış olduğunu, yetkililerinin zaten görevlerini yapıp devletler
hukuku çerçevesinde gereken tepkiyi ve girişimlerini sürdürdüğünü
dile getiren Ömer Özen, ancak bu tepkilerin Kanada yerel
ya da federal yetkililerince başka biçimde değerlendirildiğini;
burada yaşayan toplum üyeleri olarak herhangi bir tepki gösterildiğinde
ise, bunun bu ülke insanının sorunu olarak değerlendirip ona göre
davranmak durumunda olduklarının altını çizdi.
Toplumun deneyimli
kesimlerinin yeni yetişen kuşaklara örnek olup onların yollarının
açılması için çaba göstermesinin gereğini dile getiren Özen,
yeni kuşakların, yaşamakta olduğumuz toplum içinde söz sahibi
olabilmesi için değişik kurum ve kuruluşlarda gönüllü bile olsa
görev almaktan çekinmemesi gereğine işaret etti.

Daha sonra Vankuver
Kanada Türk Derneği Başkanı Güler Aylar toplumun Pasifik
kıyısındaki temsilcisi olarak, Vankuver'de gerçekleştirdikleri eylem
ve etkinliklerden söz etti ve bu yıl ilk kez bir Türk Filmleri Festivali
düzenlemekte olduklarını kaydetti.
Toplantının
sonunda Bahadır Eke'nin yönetiminde Kanada Azerbaycan Konseyi
Temsilcisi Yaşar Mogan, Vankuver Kanada Türk Derneği Başkanı
Güler Aylar, Amerika Türk Dernekleri Birliği (ATAA) Başkan Yardımcısı
Günay Övünç ve gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özen'in
katılmış olduğu bir açık oturum düzenlendi. Açık oturumda izleyicilerle
birlikte toplumun geleceği üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.
Eylül-Ekim
2011
|