Yeni Şeyler Söylemek, Yeni Şeyler Yapmak Gerek!
Kanada Türk Toplumu olarak son otuz yılda görünür hale geldik. Çok kültürlü Kanada toplumunda diğer değişik kökenli toplumlar da bizleri görmeye ve öncelikle kültürel işbirliklerine başladı.
Bu birliktelikleri daha çok 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı uluslararası düzeye taşımamızla görür olduk.
Carassauga gibi çok kültürlü festivale 11 yıldır verdiğimiz emek diğer toplumlarla tanışmamıza ve bizleri daha yakından görmelerine yol açtı. Çağdaş Türkler olarak saygınlıklar kazandık. Diğer toplum liderleriyle dostluklar oluşturduk. Türkiye’nin dünya haritasında yerini bile bilmeyen Afrika, Güney Amerika, Karayip adaları, Asya ve hatta bazı Avrupa ülkelerinden insanlarda Türkiye’yi bilme, görme ve ziyaret istekleri uyandırdık.
Son 15 yıldır Anavatanımızda iktidarından muhalefetine kadar yaşanan laik ve demokratik Cumhuriyet’e ihaneti gördük. En son olarak 15 Temmuz gecesi Fetö terör örgütü tarafından yapılan Cumhuriyet’e darbe girişimine de şahit olduk. İktidarın dindar yobazlığı ve ayırımcılığı, muhalefetin hayal yıkıcılığı ve gündem belirleyememesi, terör örgütlerinin silahlı ve bombalı olarak halkımıza saldırıları ve kader birlikteliğiyle birlikte yaşadıkları, toplumda bölücülük yapan Kürt siyaseti ne yazık ki Kanada’da yaşayan Türk Toplumu olarak bize de yansıdı. Cumhuriyetin ve Kurtuluş Savaşımızın çimentosu olan Aleviler kendi derneklerinde Türk bayrağını ve Atatürk’ün resimlerini asamaz hale geldiler. Toplumculuğun yerini hızla bireycilik, vatan hainliği, mezhepçilik, çıkarcılık ve adam kayırmacılık, ve en önemlisi cehalet aldı.
Çağdaş ve Atatürk ilkelerine bağlı kişi ve gruplar bile küçük çıkar ilişkileri ve ahbap çavuş ilişkileri içinde dar gruplar oluşturarak kendi örgütlenmeleri dışında oluşan çabaları yok sayarak, birbirlerini küçümseyerek ve ayaklarını kaydırarak, diplomaları, iş kariyerleri, sınıf ve imtiyaz farklılıklarını öne sürerek ortak çaba ve destekten geri durdular ve etkinliklere katılımları bizden değil diyerek engellediler.
Atatürk’ün partisi olan CHP’nin bile Kanada yurtdışı örgütlenmesi yine aynı tipte ayak oyunlarıyla, Türkiye’deki partiye hakim olan mezhepçiliği ve eskiden elde edilmiş bazı hemşehricilik ve hamasi mağdur edebiyatını kullanarak bir oldu bitti ile Kanada Türk Toplumu Sosyo-ekonomik ve kültürel gerçeğini hiç bilmeyen ve de hiç bilemeyecek olan Merkeziyetçi bir atama ile oluşturulan liderlik, kendisinden başka hiç kimseyi ardına takacak bilince, enerjiye ve birikime sahip olamayacak ne yazık ki. Parti amblemindeki altı oku sayamayan ve anlamlarını söyleyemeyen, parti örgütlenmesi programından ve tüzüğünden habersiz bir liderlik, ekonomik yetersizlik maskesiyle hiç çalışmayarak, ardından kimseyi getiremeyerek geçtiğimiz son iki seçimde Kanada’da çoğunluğu teşkil edenlerin partisini, Atatürk’ün partisini sonuncu parti yaparak, 3. lige düştüler. Ama koltuklarını ve atanmış makamlarını korudular. Kanada’da yaşayan Atatürkçüler tarafından oluşturulan her türlü ATATÜRK’ü anma ve Cumhuriyet kutlamalarına, Cumhuriyet Balolarına ve oluşumlara hiç bir emek vermeden koşarak bu atanmış liderlik kendisini BAŞKAN diye tanıtmaya devam etti ve edecek de.
Üstelik Kanada’daki Atatürkçü Türk Toplumunun en güçlü olduğu zamanlarda bu şekilde yapılan, kafa kol ilişkileriyle gerçekleşen bir atama yoluyla yapılan liderlik gerçekten güçlü ve kitlesel bir örgütlenmenin yolunu kesti. Toplum liderlerinde ve geniş kitlelerde hayal kırıklığı oluşturdu. Çağdaş Atatürkçü toplumun bir araya gelişi engellendi. Hem de bir hiç uğruna. Hiç bir zaman hiç bir şey olamayacak ve içinde yaşadığımız bu toplumu anlayamayacak birilerinin uğruna.
Gerçek Atatürk Devrimcisi insanların bu düzen ve iktidar partilerine has özelliklerle, hizipçiliklerle, adam kayırmacılıklarla, mezhepçiliklerle uğraşacak ne zamanları var ne de böyle feodal ilişkilere tenezzül edecek sabırları var.
Atatürk gibi yeni çağdaş devrimci söylemler ve eylemler gerek, “Ben merkezcilikten” uzak toplumcu eylemler yapmak gerek!
Hep beraber diyebilmek için!
Erkan Oğur ve İsmail Demircioğlu’nu Kanada konserleri için getirdiğimde sormuştum. En yeni türküler hangileridir diye?
En eski türkülerdir en yeni türküler demişlerdi. En yeni söylemler ve eylemler ATA’mızın bizlere seslendiği NUTUK’un da gizlidir. Yani en temel ve en eski söylemde gizlidir en yeni söylem ve eylem.
Celal Uçar / Bizim Anadolu
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…