‘Vurulduk Ey Halkım, Unutma Bizi!’
Bazı tarihler yakıcıdır, gelmesini istemezsiniz….
Bazı tarihler yakıcıdır, gelmesini istemezsiniz.
6 Mayıs gibi, 28 Nisan, 2 Temmuz, 6 ya da 21 Ekim gibi…*
Bugün 24 Ocak… Yiğit araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun 23 yıl önce evinin önünde katledildiği gün.
‘Vurulduk ey halkım, unutma bizi’ demişti.
Şeriat heveslilerinin, terör örgütlerinin korkulu rüyasıydı.
‘Atatürk, Atatürk’ diyerek darbe yapan 12 Eylül generallerinin izniyle T. C. imamlarına Suudilerin Rabıta örgütünden aylık bağlanmasını ortaya çıkarmıştı.
Günlük yazılarının yanı sıra her biri dikkatli araştırma ürünü olan Papa suikastında uluslararası mafya ilişkilerini, silah kaçakçılığı ve terör ilişkilerini irdeleyen önemli kitaplar yazmış, kamuoyunu yorulmak bilmez bir çalışmayla bilgilendirmeye adamıştı kendini.
Son çalışmalarından biri PKK ve Abdullah Öcalan’ın MİT’le ilişkisi üzerineydi.
2010’da Vatan’dan Sanem Altan’la söyleşen kızı Özge Mumcu, babasının Abdullah Öcalan’ın MİT ajanı olduğuna ilişkin bir belgenin izine ulaştığını, suikastın ardında bunun yattığını söylemişti. Ailenin yoğun çabasına karşın bir duvar çıkmıştı önlerine:
“Mehmet Ağar, ‘Tuğlayı çekemem, çekersem duvar yıkılır’ demişti; annem de ‘Çekmezseniz siz de altında kalırsınız’ demişti. O konuşma gerçek, şahitleri de var. Mehmet Ağar altında kaldı herhalde o duvarın, öyle gözüküyor.”
***
Son yılların gelişmelerine bakınca, bu ilişkilerin gizli saklı değil, artık açıktan açığa sürdürüldüğü; ancak kamuoyunun göz göre, göre ‘aa, cambaza bak’ denilerek oyalandırıldığı görülüyor.
Uğur Mumcu, solcuydu, Cumhuriyetçiydi. Laik Cumhuriyet değerlerine inanıyordu.
1984’te BBC Türkçe Radyosu’na verdiği söyleşide şunları söylüyordu:
“Bir insan kendi ülkesinin devrimcisi olmalı. Benim görüşüm bu. Ulusal bağımsız sol! Ben sosyalist eğilimliyim, işçi sınıfının, emekçi sınıf ve tabakaların demokratik yollarla iktidara gelmesini istiyorum. Bu görüşümden hiç ama hiç vazgeçmedim. Ama öte yandan da, Türkiye’de, bir Kürtçülük, iki silahlı eylemcilik, üç yurtdışına bağımlı sosyalizm, yani benim ‘kançılarya sosyalizmi’ dediğim TKP’cilik… Bunlara da karşı çıkıyorum. Ve Türkiye solunu da, bunların engellediğini sanıyorum.”
***
Karanlık odaklar hiçbir zaman Türkiye’nin düze çıkmasını, içinde yaşayanların mutlu bir biçimde yaşamalarını istemediler. Onları hep bir birlerine kırdırdılar/kırdırıyorlar…
Konuşmalarımızda, yazılarımızda ‘Anadolu toplumu uyanıktır, oyuna gelmez, zorlukları yenecek’ diyoruz.
Bu bir dilektir, böyle olmasını istiyoruz.
Ama hep hep yanılıyorlar, yanıltılıyorlar…
Atatürk ne demişti?:
“Başınıza getirdiğiniz yöneticileri iyi tanıyın.”
Tanıyabildik mi, tanıyabiliyor muyuz?
Uğur Mumcu gibi güzel günlere inanan nice yiğitler toplumu uyarmak için yaşamlarını verdiler; Muammer Aksoy’lar, Turan Dursun’lar, Doğan Öz’ler, Bahriye Üçok’lar ve daha sayılamayan kimler…
Hep Nemrut’larca toprağa düşürüldüler…
Onlar yalanla, dolanla, aldatmayla tahtlarını yaldızlayıp günlerini gün ederken, bize hep acıyı bal eylemek düştü…
Elbette ki unutulmayacaksınız bu ülkeyi ülke yapanlar, bu uğurda kara toprağa düşürülenler…
***
Bugün 24 Ocak, içimiz yanıyor,
Tıpkı 6 Mayıs’larda, tıpkı 2 Temmuz’larda, tıpkı 4 Eylül’lerde olduğu gibi…
Bir gün gelecek bu hesap sorulacaktır Nemrut’lardan, Firavunlardan, Şahlardan, Sultanlardan…
‘Kimbilir, belki yarın, belki yarından da yakın…’
* Güzel günlere inanan, ancak acımasızca toprağa düşürülen bazı yiğitler:
28 Nisan 1960, Turan Emeksiz, İstanbul
6 Mayıs 1972, Deniz, Hüseyin, Yusuf, Ankara
24 Mart 1978, Doğan Öz, Ankara
1 Şubat 1979, Abdi İpekçi, İstanbul
7 Aralık 1979, Cavit Orhan Tütengil, İstanbul
11 Nisan 1980, Ümit Kaftancıoğlu, İstanbul
22 Temmuz 1980, Kemal Türkler, İstanbul
31 Ocak 1990, Muammer Aksoy, Ankara
7 Mart 1990, Çetin Emeç, İstanbul
4 Eylül 1990, Turan Dursun, İstanbul
6 Ekim 1990, Bahriye Üçok, Ankara
20 Eylül 1992, Musa Anter, Diyarbakır
24 Ocak 1993, Uğur Mumcu, Ankara
2 Temmuz 1993, Sıvas, Madımak katliamı, 36 bilim adamı, sanatçı, genç…
21 Ekim 1999, Ahmet Taner Kışlalı, Ankara
18 Aralık 2002, Necip Hablemitoğlu, Ankara
19 Ocak 2007, Hrant Dink, İstanbul
Ömer Özen / Gözleyi, Gözleyi… / Bizim Anadolu / 24 Ocak 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…