Türk yazınının çınarı Vedat Türkali yaşamını yitirdi
Türk yazınının çınarlarından yazar Vedat Türkali, bir süredir tedavi gördüğü Yalova Devlet Hastanesi’nde 29 Ağustos sabahı saat 06.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Türkali’nin cenazesi 1 Eylül’de toprağa verildi.

Kızı Deniz Türkali, Twitter hesabından “Bizim Anadolu “Babamı, Vedat Türkali’yi kaybettik’’ açıklamasıyla acı haberi duyurdu.
Vedat Türkali’nin doktoru Özgür Akın Oto, 1919 doğumlu ünlü yazarın çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdiğini duyurdu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkali’nin yaşamını yitirmesi nedeniyle Twitter hesabından bir ileti yayınladı.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Hayatı özgürlük, barış ve eşitliğin peşinde geçti, bize onlarca değerli eser bıraktı… Vedat Türkali’ye Allah’tan rahmet diliyorum.”

Vedat Türkali’nin cenazesi 1 Eylül’de toprağa verildi
Yalova’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren yazar ve senarist Vedat Türkali, 1 Eylül’de son yolculuğuna uğurlandı.
Ayrıntı Yayınları’ndan yapılan açıklamada, Türkali için “Dünya Barış Günü” olan 1 Eylül Perşembe günü Teşvikiye Camisi’nde öğlende cenaze töreni düzenlendi.
Tören öncesi yapılan açıklamada, törenin ardından Türkali’nin cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedileceği, bayramdan sonra ise dostlarının, ailesinin ve yayıncıların katılımıyla bir anma etkinliği yapıldı.

Vedat Türkali kimdir?
Asıl adı Abdülkadir Pirhasan olan ve 13 Mayıs 1919’da Samsun’da doğan Vedat Türkali, liseyi Samsun Lisesi’nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan’la evlendi.
Vedat Türkali’nin ilk soyadı Demirkan’dı. Ancak Pirhasanoğulları’ndan geldiği için 1950’li yıllarda yargı onayıyla Pirhasan soyadını aldı; bu arada senaryolarını Vedat Türkali takma adıyla yazmaya başladı.
Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951’de tutuklandı; 9 yıl ceza aldı. 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kaldı.
Cezaevinden çıktıktan sonra bir süre Cumhuriyet Gazetesi’nde düzeltmenlik yaptı. Gazetenin prova baskılarını özgün biçimleriyle karşılaştırıp yanlışları bulup düzeltiyordu.
Rıfat Ilgaz ile birlikte ‘Gar Yayınları’ adlı yayın evini kurdu. Hüsamettin Gönenli adıyla yazılar yazdı. Yılmaz Güney ile tanıştı. Onun yüreklendirmesiyle 1960 yılında ‘Dolandırıcılar Şahı’ ile senaristliğe başladı. Senaryolarını Vedat Türkali takma adıyla yazdı. Toplumsal sorunlara değinen ve gerçekçi bakış açısı içeren birçok senaryo yazdı, bu ürünlerin bir bölümünü daha sonra kitap haline getirdi. Vedat Türkali, asıl adını ‘Bir Gün Tek Başına’ adlı romanıyla duyurdu. 1965 yılında başrollerinde Ayhan Işık ve Türkân Şoray’ın oynadığı ‘Otobüs Yolcuları’ adlı filmin senaryosunu yazdı. 1965’te Karanlıkta Uyananlar filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı.
İlk romanı Bir Gün Tek Başına 1974 yılında yayınlandı. Vedat Türkali, Bir Gün Tek Başına’da 27 Mayıs Askeri Darbesi öncesindeki Türkiye aydınlarının bunalımlı çıkmazını sergiledi.
1965’te yazdığı ‘Sokakta Kan Vardı’ adlı senaryosunun filminde yönetmenliği de denedi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Aydınlar Dilekçesi ve Barış Derneği davalarından yargılandı.
1989 yılından 1999 yılına kadar Londra’da yaşadı. Bu süre içinde ‘Güven’ adlı romanını yazdı. Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) tarihçesi niteliğinde kaleme alınan Güven’in ilk adımları 1956 yılında Türkali cezaevindeyken atıldı.
1 Mayıs 2004’ten 1 Mayıs 2005’e kadar aydınların, sanatçıların, kültür sanat kurumlarının ve insan hakları savunucularının katılımıyla ‘Vedat Türkali Yılı’ ilan edildi.
1974’te Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü, 1976’da Orhan Kemal Roman Armağanını kazandı. 2016’da Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü’ne layık görüldü. Mihri Belli’nin yakın arkadaşı, Atıf Yılmaz’ın arkadaşı ve akrabasıdır. TKP’nin eski üyelerinden olan Vedat Türkali, 2002 seçimlerinde DEHAP’tan aday olarak etkin siyasete atıldı. Vedat Türkali, oyuncu Deniz Türkali ve yönetmen Barış Pirhasan’ın babası, Deniz Türkali’nin kızı şarkıcı Zeynep Casalini’nin dedesidir.
Romanları: Bir Gün Tek Başına (1975-1980), Mavi Karanlık (1983-1985), Yeşilçam Dedikleri Türkiye (1986), Güven (2 cilt ), Tek Kişilik Ölüm; Senaryoları: Dolandırıcılar Şahı (1960), Üç Tekerlekli Bisiklet (1965-1984), Otobüs Yolcuları (1965 – 1984), Şehirdeki Yabancı (1965), Karanlıkta Uyananlar (1965), Bedrana (1974), Güneşli Bataklık (1977), Kara Çarşaflı Gelin (1977), Kızgın Delikanlı ve Erkek Ali; Şiirleri: Eski Şiirler Yeni Türküler (1979), Oyunları: 141. Basamak (1971), Bu Ölü Kalkacak (1976), Dallar Yeşil Olmalı (1985); ANILARI: Savunmalar (1989); ÖDÜLLERİ: 1965 Altın Portakal Film Şenliği en iyi senaryo ödülü, Karanlıkta Uyananlar ile; 1971 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü, Dallar Yeşil Olmalı ile; 1974 Milliyet Yayınları Roman Yarışması birinciliği, Bir Gün Tek Başına ile; 1974 Çekoslovakya Karlovy Vary Şenliği Ödülü, Bedrana ile; 1976 Orhan Kemal Roman Armağanı, Bir Gün Tek Başına ile; 1977 Altın Portakal Film Şenliği En İyi senaryo ödülü, Kara Çarşaflı Gelin ile.
Bizim Anadolu / Ağustos-Eylül 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…