Uzaylılar, Tayyip ve Diktatoryal Bir Şeyler
Zaman-zaman söyler veya yazarım: “Dünün bilimkurgu romanları bugünün gerçekleri oldu, bugünün bilim kurgu romanları, yarının gerçekleri neden olmasın!?”
Evet; bugünün bilimkurguları yarının gerçekleri neden olmasın?!
Evet; yarın uzaylılarla, dahası yıldız savaşlarının başlamayacağının garantisini kim verebilir!!??
O nedenle gezegen kardeşliği içinde olmalıyız. Irk, din, kültürel ve ideolojik farklılıkları öteleyip doğayı ve doğanı yok etmeksizin, barış içinde, paylaşımcı ve uzlaşı ile dayanışma içinde olmak zorundayız…
Tayyip geliyor veya gelemiyor diye korkanlar, uzaylılar geliyor uzaylılar!.. Diktatoryal demokrasi korkularına “Hayır!!”
Ya da daha tehlikeli olanı, ‘evrensel korku’ geliyor:
İnsanlığa uyarı: Sonumuzu getirebilir.
Geçtiğimiz aylarda İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in “dünya dışı varlıkların gezegenimizi keşfetmesinin insanlığın sonunu getirebileceği” uyarısına Lucianne Walkowicz’ten destek geldi… Dünya dışı varlıkların, başka bir deyişle uzaylıların insanlığın sonunu getirebileceği uyarısında bulunan Adler Planetarium çalışanı Lucianne Walkowicz, uzaya gönderdiğimiz mesajlarda daha dikkatli olmamız gerektiğinin altını çizdi… NBC’nin sorularını yanıtlayan astrofizikçi, “dünya dışı varlıklara ulaşmak adına gönderdiğimiz mesajlar ya gezegenimizin sonunu getirir ya da bizi çok ileri bir refah seviyesine ulaştırır. Onların amacını hiçbir zaman bilemeyiz” ifadeleriyle riskin boyutuna dikkat çekti… Benzer uyarı geçtiğimiz aylarda ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’ten de gelmişti. Hawking, dünya dışı varlıkların göçebe bir kültüre sahip olma olasılıklarının altını çizmiş, bu canlıların kendi gezegenlerindeki kaynakları tüketmiş ve yaşama uygun başka gezegen arayışı içinde olma olasılıklarının bulunduğu uyarısında bulunmuştu…
Bilimkurgu filmlerinin değişmezi insanoğlu ile uzaylıların karşılaşmaması bu kez de bilimin merceğinde. Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası senaryoları belirledi…
Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir… Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir…
Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. Zira uzayı 1984’ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir… Ayrıca gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen “ilk merhaba” mesajı hâlâ yolda olabilir… Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hâlâ bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün…
En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz… Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel. En kötü senaryo ise Hollywood’un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor…
Son Dakika (gerçi bu ifade yasaklandı, fakat ben yasak masak dinlemiyorum!)…
Evet son dakika, son olarak şu uyarıyı yapayım da siz ne yaparsanız yapın: “Tayyip geliyor veya gelemiyor diye korkanlar, uzaylılar geliyor uzaylılar!..
Diktatoryal demokrasi korkularına “Hayır!!”
Tayyip bu halkoylamasını kazanamayacak!
Tayyip bu referandumu kazanamayacak. Bir olasılık; % 51’i yakalar, fakat referandumlardan inandırıcı kabul % 75’i geçmek gerekir. Tayyip en az katılımın % 80 olduğu ülkemde, % 80’nin içindeki tüm sağ oy oranı; % 60’ı yakalamak istiyor. Ki onu da geçemiyor. Geçemediği noktada sıkıntı başlar. Onun için referandum tarihi için iklim koşulları bahanesini dillendirdi. En güvendiği MHP’nin % 75’i bile “Hayır” modunda. Benim Artvin – Arhavi’m bile aynı dozda “Hayır”larda seyrediyor.
Rusya’nın kazaen düzenlediği belirtilen ve 3 Türk askerinin şehit olmasıyla sonuçlanan hava saldırısıyla ilgili Türkiye ve Rusya arasında görüş ayrılığı çıkmış ve “dost koordinatı” bozulmuş. Rus’un dediğine göre; “Uçaklarımız, Türk partnerlerimizin verdiği koordinatlara göre hareket etti, orada Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu.”
Bence; Tayyip beye de danışmanları referandum koordinatlarını veremediğini düşünüyorum… Danışman koordinatları bozuluyor…
‘Cesur ve Güzel’deki Tuba Büyüküstün’ü beğendiğini söyleyen Devlet Bahçeli’yi pek inandırıcı ve cesur görmüyorum…
Peki ne olur? Asla birilerinin dediği gibi erken seçim olmaz, çünkü bu rüzgâr erken seçim sandıklarını da götürür…
Sandık deyince sakın aklınıza; “Sandık korunacak sandık, ama aldandık” diyerek ağlama moduna geçersiniz, sandıklar çalınırsa… İyi beklemek gerek…
Özellikle; “Hayır”cılar, “Hayır”lı bu iş için bütünleşmeli…
Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / Mart 2017
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…