Uğur Mumcu 25 yıl önce bugün öldürülmüştü
25 yıl önce, 1993 kışının bir pazar günü, 24 Ocak hep yaptığı gibi birkaç dakika önceden çalıştırmak için çıkmıştı dışarıya. İki gündür arabasını kullanmamıştı.
O sabah da ailesini korumak için arabaya hep önceden binen Uğur Mumcu, anahtarı ansızın bir ölüme çevirdi.
İlhan Selçuk, suikastın ertesi günü olan 25 Ocak 1993 günü, “Bile bile lades” diye yazacaktı.
Haftada 6 gün Cumhuriyet’teki köşesinde yolsuzlukları ele alan, teröre karşı çıkan, olayların perde arkasını gün yüzüne çıkartma uğraşısı veren, radikal selefi örgütlerin giderek tehlikeli bir konuma geçtiğini dile getiren ve bunun yalnızca darbecilerle, emperyalizmin çıkarlarına yarayacağını, 1979’da gencecik insanların sokak ortasında kurşunlandığı, kahvelere ve evlere bombaların atıldığı bir ortamda silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağını anlatmaya çalışıyordu.
Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri, 1990’lı yıllarda birçok siyasetçi, gazeteci, yazar, aydın acımasızca öldürüldü. 1990’da Türk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Hürriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, yazar Turan Dursun, 1992’de yazar Musa Anter öldürüldü. 1993’te ise hedef Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu’ydu. 24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Mumcu cinayeti, devlet içinde bir yandan çözülmesi için “namus” sözü verilen, öte yandan Mehmet Ağar tarafından “tuğlayı çekersem duvar yıkılır” denilen bir suikasttı. Geçen 25 yıla karşın, Uğur Mumcu cinayetinin arkasındaki karanlık yapı çözülemedi.
2000 yılına kadar Mumcu cinayetini çözmek için hiçbir adım atılmadı. 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz’da terör örgütü Hizbullah’ın hücre evine yapılan baskınla, cinayetin tetikçilerine ulaşıldı. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölü olarak ele geçirildiği operasyonun yapıldığı villada ele geçirilen delillerden Uğur Mumcu cinayetine ilişkin ipuçları çıktı. Bunun üzerine İstanbul polisi, Mumcu cinayetini soruşturan Ankara Savcılığı’na bilgi verildi. Yapılan araştırmada, Tevhit – Selam/ Kudüs Ordusu adlı örgüte ulaşıldı.
Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş’in yönergesiyle UMUT operasyonu yapıldı. Bu kapsamda kuşkulu kişiler, Hasan Kılıç, Yusuf Karakuş, Şeref Dursun, Abdulhamit Çelik, Mehmet Dağdeviren, Talip Özçelik, Fatih Aydın ve Mehmet Şahin yakalandı. Sorgulamalar sonucunda örgütün yapısı açığa çıkarıldı. Bu süreçte yakalanan “Tekin” kod adlı Ferhan Özmen; Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan, Oğuz Demir’in adını verdi. Oğuz Demir, Sincan’da yapılan operasyonda polisin elinden son anda kaçmayı başardı! Ankara’da yakalanan sanıkların sorgulanmaları sonucunda yalnızca Uğur Mumcu değil Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin de bu örgüt tarafından yapıldığı ortaya çıkarıldı.
Bombayı Oğuz Demir koydu
11 Temmuz 2000 tarihinde 15’i tutuklu 17 sanık hakkında Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) UMUT davası açıldı. İddianamede, Tevhit – Selam/Kudüs Ordusu örgütü üyesi olan sanıkların İran’da askeri ve siyasi eğitim aldıkları anlatıldı. Mumcu’nun aracındaki bombayı Ferhan Özmen’in yaptığı ve araca Necdet Yüksel’in gözcülüğünde Oğuz Demir tarafından yerleştirildiği ifade edildi. 2005 yılında sonuçlanan davada Ferhan Özmen, Nejdet Yüksel ve Rüştü Aytufan idam cezasına çarptırıldı. İdam cezaları kaldırılınca hüküm ağırlaştırılmış müebbete çevrildi. Firari sanık Oğuz Demir’in dosyası ise ayrıldı.
Aradan 25 yıl geçti
1971 doğumlu olan ve şu an 47 yaşında olan Oğuz Demir, aradan geçen 25 yıla karşın yakalanamadı. Mumcu’nun aracına bombayı koyanın Oğuz Demir’in başına devlet 600 bin TL ödül koydu.
“Tevhid-Selam Kudüs Ordusu” üyesi olan Oğuz Demir’in izine yıllardır ulaşılamaması ise hâlâ düşündürüyor.
Bizim Anadolu / 24 Ocak 2018
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…