Üç yaşındaki Aylan’ın fotoğrafı dünyayı sarstı
Özellikle üç dört aydan beri Avrupa’ya, Batı ülkelerine yönelik savaşlardan kaçan sığınmacı trafiği sürerken, 2 Eylül’ün erken saatlerinde ortaya çıkan bir fotoğraf yeni bir facianın haberini veriyordu.
Suriye’den canını kurtarmak için türlü zorluklara katlanarak kaçmaya çalışan bir ailenin üç yaşındaki bebeği Aylan’ın Türkiye’de Bodrum sahillerine vurmuş cesedi yürekleri yaktı.
Afrika’dan, Asya’dan, ülkelerinde emperyalistlerin başlattığı savaşlardan kaçan insanlara bir kez daha yakından bakma olanağı sağlayan küçük Aylan’ın yüzükoyun görüntüsü, toplumsal paylaşım ortamlarında yayılmasından sonra gazete ve televizyonların da sessiz kalamayıp söz etmesi, insanlık dramının gerçek boyutlarını gözler önüne serdi.
Avrupa ülkeleri, Yunanistan, Almanya, Fransa, Avusturya, Macaristan, İsveç, İngiltere, İtalya herhangi bir biçimde sığınmacı kabul etmiyordu.
Örneğin, geçiş yolu üzerinde olduğu için, Türkiye’nin göçmenler için yer sağlamasını, Avrupa ülkelerinin de para yardımı önerisi dile getiriliyordu. Bazı devletler, ‘gelip bir kaç sığınmacı alabiliriz Türkiye’den’ diyebiliyorlardı.
İzlandalılar Suriyeli sığınmacıları kabul etmek istiyor
İzlanda’da hükümetin sadece 50 Suriyeli sığınmacıyı ülkeye kabul edeceğini açıklamasının ardından on binlerce kişi tepki olarak evlerini açmayı öneriyordu.
İzlandalı yazar halka sesinizi yükseltin dedi
Hürriyet’in haberine göre, İzlandalı yazar Bryndis Bjorgvinsdottir toplumsal paylaşım ortamından, hükümetin daha fazla sığınmacı kabul etmesini isteyen kişilere çağrı yaparak seslerini yükseltmelerini istedi.
300 bin nüfuslu ülkede yazarın çağrısına kısa sürede 11 bin kişiden destek geldi. Pek çok İzlandalı evlerini açmanın yanı sıra yemek ve giysi de sağlayabileceklerini belirtti.
Bunun üzerine gelişmeleri incelediklerini açıklayan hükümet yetkilileri 50 kişilik kotayı artırmayı tasarladıklarını açıkladı.
Dünyayı yönlendirenlerden devinimsizlik
Amerika Birleşik Devletlerinden herhangi bir ses çıkmazken, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya Başbakanı Merkel, Kanada Başbakanı Harper, ‘daha fazla bir şeyler yapmalı, ama ne’ diyerek devinimsizliklerini sürdürdü. Konu Kanada genel seçimlerinin de tartışma konusu haline geldi; Yeni Demokrat Partisi önderi Mulcair ve Liberal Parti önderi Trudeau kendi iktidarlarında kesinlikle bu haksızlıklara çözüm bulacaklarını dile getirdiler.
Öte yandan cesedi Bodrum kıyılarına vuran küçük Aylan’ın amcasının Kanada’ya göçmenlik başvurusu yaptığı, ancak ret edildiği ortaya çıkıyordu. Vankuver’de yaşayan küçük Aylan’ın halası ise, ‘keşke para göndermeseydim kendilerine’ diyerek dövünüyordu.
Küçük Aylan, abisi Galip ve annenin cenazesi Şanlıurfa’ya bağlı Suruç ilçesinden geçerek yaşamış oldukları Suriye’nin Arap Pınarı (Ayn El Arab) kasabasında toprağa verilirken, Macaristan’da kayıt altına alınmak istemeyen ve bu ülkeye yığılmış binlerce sığınmacı da yürüyerek Almanya topraklarına varmaya çalışıyordu.
‘Sadece savaşı durdurun’
Bu arada başka bir Suriyeli çocuğun çığlığı duyuluyordu televizyon ekranlarından.
Macaristan’da Almanya’ya geçmenin yollarını arayan sığınmacılar arasındaki bir çocuk, ‘Suriyelilere yardım edin, savaşı durdurun’ diyordu.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki tren istasyonunda Almanya’ya gitmeyi bekleyen Suriyeli sığınmacı çocuk Kenan Meselme, El Cezire televizyonuna geçtikleri Yunanistan, Makedonya, Sırbistan ve Macaristan’daki polislerin davranışını, ‘Polisler, Suriyelileri sevmiyor’ diyerek özetliyordu.
Kendilerini hoş karşılamayan Avrupa ülkelerine seslenen Meselme, ‘Lütfen Suriyelilere yarım edin. Şimdi yardıma gereksinimleri var. Sadece savaşı durdurun. O zaman Avrupa’ya gitmek istemeyiz. Sadece Suriye’deki savaşı durdurun. Sadece bunu yapın’ biçiminde konuşuyordu.
Savaşları başlatan, teröristleri besleyip, onlara her türlü desteği verenler kafalarını kuma gömer, sırça saraylarında silahlarını satıp keyif sürerken, yitiren yine insanlık oluyordu.
Bizim Anadolu / 5 Eylül 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…