Press "Enter" to skip to content

Türkiye bu travmayı nasıl atlatacak?

6 yaşındaki kız çocuğuna ‘evlilik’ adı altında başlayan ve yıllarca süren cinsel istismar konusunda ayrıntılar insanı boğuyor.

Türkiye günlerdir BirGün gazetesinden gazeteci Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı bir tarikat önderinin, 6 yaşındaki kendi kızını o zaman 29 yaşında olan, yine bir tarikat önderi ve kendi müridiyle ‘imam nikâhı’yla evlendirmesini ve bu tecavüzü yıllarca oyun altında sürdürmüş olmasını konuşuyor.

Timur Soykan

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre yasadışı tarikat İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı ortamında gerçekleşen bu vahim olayın örtbas edilmesi amacıyla dinci çevrelerin ‘dine saldırı’ gerekçesiyle gazeteci Timur Soykan’ın yargılanmasını bile istediği olayın iddianamesinin savcılıkla kabul edilmesinden sonra bile durulmadı.

Bu korkunç olayın ayrıntılarını aşağıda bulacaksınız.

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G., babasının kendisini 6 yaşındayken ‘imam nikâhı’yla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir müritle imam nikâhı kıyılan H.K.G., ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlatıyor. 2012 yılında ise H.K.G.’nin cinsel istismarına yönelik soruşturmayı birilerinin örttüğü anlaşılıyor.

Baba Yusuf Ziya Gümüşel, Hac dönüşü çocuk müritlerce böyle karşılanmıştı.

Yusuf Ziya Gümüşel, Nakşibendiliğin Halidiye koluna bağlı İsmailağa Cemaati önderlerinden. Müritlerinin yaydığı söylentiye göre İsmailağa Tarikatı’nın bu yıl ölen kurucusu Mahmut Ustaosmanoğlu, onun için “Hoca fabrikam” diyormuş.

1989’dan itibaren tarikatın merkezi Fatih Çarşamba’da vaazlar veren Yusuf Ziya Gümüşel daha sonra tarikatı yaymak için İstanbul Çengelköy’de görevlendirildi. 2006’da Hiranur Vakfı’nı kuran Yusuf Ziya Gümüşel, İstanbul Sancaktepe’de dev bir külliye inşa ettirdi. Büyük kısmı kaçak olan yapıyı AKP’li Sancaktepe Belediyesi bu yıl imar değişikliğiyle yasal hale getirdi. Şu anda bu binada cübbeli ve sarıklı yüzlerce küçük çocuğa kuran kursu, hafızlık eğitimi veriliyor. Vakıf, her yıl milyonlarca lira bağış topluyor ve başka kentlerde dernekler açıyor. Müritler, Yusuf Ziya Gümüşel’e ‘Hocaefendi’, ‘Efendimiz’ diye hitap ediyor.

Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. 1998’de İstanbul Fatih’te doğmuş. Kadınların çarşaflı, erkeklerin uzun sakallı, cübbeli ve sarıklı olduğu tarikat dünyasında küçücük bir kız çocuğu. Tarikat şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu onun kaderini çizmişti; kız çocukları okuyamazdı, saçları görünmezdi. Onun başı kapatılırken akranı erkek çocuklarının başına beyaz takke konulmuştu.

Hiranur Vakfı’nda her şey var…

İddianamede yer alan bilgilere göre; babası tarikatı yaymak için İstanbul Çengelköy’deki Hz. Hamza Cami Medresesi’ne gönderildi. Çengelköy’de müritlerin oturduğu bir apartmanda yaşıyorlardı. Karşı dairede tarikat mensuplarından Kadir İstekli vardı ve 29 yaşındaydı.

6 yaşında ‘dinsel nikâh’…

Henüz 6 yaşındayken H.K.G’ye gelinliğe benzeyen beyaz bir giysi giydirdiler, Kadir’i gösterip “O artık senin kocan” dediler. Kadir onu bir fotoğraf stüdyosuna götürdü. Birlikte fotoğraf makinesine bakarken küçük kız evcilik oynadıklarını sanıyordu.

Yıllar sonra ifadesinde H.K.G. imam nikâhı kıyıldıktan bir gün sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

Kadir vücudumu okşadı, ayaklarıma sürtünüp daha sonra ayaklarıma boşaldı. Ben ağladım. Kadir evlendiğimizi söyledi. Annem, babam nasıl evliyse bizim de evli olduğumuzu anlattı. ‘Sen benim karımsın, ben senin kocanım’ dedi. ‘Evliler böyle oyunlar oynar ama bu oyun kimseye söylenmez. Bak annenle baban kimseye söylemiyor’ dedi. Annem ile babam Kadir’e ‘Damadım’ diyordu.”

Bir yıl sonra H.K.G, anne ve babasıyla memleketleri Sakarya Sapanca’ya gidiyor; Kadir de onlarla birlikte. Sapanca’daki evlerinin ikinci katında Kadir, H.K.G.’ye tecavüz ediyor. H.K.G. önceleri anne ve babasının yaşadığı kâbustan haberinin olmadığını düşünüyor. Ancak daha sonra Kadir ona babasının onayını aldığını söyleyecekti.

Çengelköy’deki evlerine döndüklerinde tecavüz devam ediyor. Annesi önce karşı çıkıyor. Ancak babası Yusuf Ziya Gümüşel, annesinin evde olmadığı günlerde H.K.G.’yi karşı dairedeki Kadir İstekli’ye teslim ediyordu. Çocuk bunun normal olduğu yalanıyla kandırılıyordu. Annesi H.K.G.’nin saçlarını tarayıp Kadir’in yanına gönderiyordu.

13 yaşında nişan!…

2011’de babası, Sancaktepe’de büyük bir külliye kurmaya başlıyor ve oraya yerleşilorlar. Küçük çocuğa 13 yaşındayken nişan, 14 yaşına geldiğinde ise düğün yapılıyor. Düğünden sonra Kadir ile H.K.G. aynı evde yaşamaya başlıyor.

14 yaşında düğün!..

Düğünden 4 ay sonra, 17 Ağustos 2012 günü, annesi Fatma Gümüşel adetlerindeki düzensizlik nedeniyle kendisini hastaneye götürüyor. Doktor çocuğa yapılan istismarı anlayınca polise haber veriyor ve savcılık soruşturma başlatıyor.

H.K.G. ifadesinde ona öğretilenleri söylüyor; “17 yaşındayım, kendi isteğimle evlendim” diyor. Annesi Fatma Gümüşel de ezberlediği cümleleri tekrarlıyor. Soruşturmada ilk olarak H.K.G.’nin doğum raporunun istenmesi gerekmesine karşın savcılık çok garip biçimde bunu talep etmiyor ve H.K.G.’yi kemik yaşının tespiti için Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne sevk ediyor. Anlaşılan tarikat orada hazırlıklarını yapmış; küçük çocuk hastaneye götürülürken yanında babasının başkanı olduğu Hiranur Vakfı’nda çalışan Mehmet Emin Marangoz ve ‘kocası’ Kadir de bulunuyor. H.K.G.’nin yerine kemik testine 21 yaşındaki bir kadını sokuyorlar. Hastaneden ayrılırken H.K.G., Kadir’in, Mehmet Emin Marangoz’a kızdığını duyuyor; Kadir, “Kızın yaşı 18 olsa yeterdi, daha büyük birini niye getirdiniz…” diyor.

4 ay sonra 10 Aralık 2012’de kemik yaşı raporu çıkıyor ve 17 yaşında olduğunu söyleyen H.K.G.’nin yaşı raporda 21 görünüyor. Buna karşın savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor.

Dolayısıyla şu sorular gündeme geliyor: Acaba bu dosyanın kapatılması için kimler devreye girdi? Kimlerin desteğiyle tarikatın içindeki çocuk tecavüze mahkum bırakıldı? İsmailağa Cemaati’ni sık sık ziyaret eden siyasilerin bunda payı var mıydı?

AKP’li Sancaktepe Belediyesi, Hiranur Vakfı’nın kaçak binası için imar değişikliği yaptı. Binada çamaşırhane, yemekhane, çok sayıda derslik, salonlar, hatta et kesim bölümü bile var.

H.K.G. büyüdükçe yaşadıklarının bir oyun olmadığını anlıyor, 6 yaşından itibaren yaşadığı cinsel istismarın altında eziliyor. Bir gün bir radyo programında küçük kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili konuşmaları duyuyor. Artık yaşadıklarının bir işkence olduğunu anlıyor ve evden kaçmaya karar veriyor, ancak babası tarafından engelleniyor.

Meksika’dan tepki.

H.K.G ifadesinde sonrasını şöyle anlatıyor:

Bu olaydan sonra tekrar içime kapandım. İtaat etmeye çalıştım, ailemin sözünden çıkmadım. 17 yaşında hamile kaldım. Çocuk doğduktan sonra huzur buldum. Ancak çocuğumu benden aldılar. Cep telefonundan araştırdığımda 6 yaşında evlendirmenin normal olmadığını anladım.”

H.K.G. 18 yaşına geldiğinde resmi nikâh kıyılıyor, geçmişin ağır yükü ruhuna çöküyordu. İstanbul Pendik’te gittiği bir kadın doktor “Bu adam sana tecavüz etmiş, 6 yaşından itibaren her gün tecavüz etmiş” dediğinden beri artık sürekli bu sözleri düşünmeye başlıyor.

H.K.G. bu sırada gizlice sosyal medya kullanmaya başlıyor ve bir kadınla tanışıyor. Ona hiç yaşamadığı çocukluğunu anlatıyor. Bu kadın ona şikâyetçi olmasını söylüyor ve kendisine “Kadir ile konuşurken telefonunla ses kaydı alması”nı öneriyor.

İddianameye giren söz konusu kayıtlardan biri özetle şöyle:

H.K.G: “Pendik’te gittiğim bir doktor vardı ya, o açık açık konuşmuştu benimle. Belki de haklıydı. ‘Bu adam sana 6 yaşında tecavüz etmiş, 6 yaşından 14 yaşına kadar her gün tecavüz etmiş…”

Kadir İstekli: Tecavüzle ne ilgisi var?.. Nereye getiriyorsun lafı? Karının konuştuğu da saçmalık.”

Kadir İstekli: “Her doktora gitmeyeceğin işte. Anan da öyle demişti. Yani bu yolda olmayan doktorlar iyi karşılamaz, uygun karşılamaz diye söylemişti zaten.”

H.K.G.: “Onun ilk başta yönlendirdiği doktor vardı. Ben ona söyledim işte böyle böyle.”

Kadir İstekli: “Allah Allah… onların ağzı ile konuşuyorsun. Ya ne tecavüzü, ne alakası var?”

H.K.G: Keşke 6 yaşında ilişkiye girmeseydik, kesin mutlu olurduk biz ya, değil mi?”

Kadir İstekli: “Yani orası öyle, dediğin gibi de…”

H.K.G.: “6 yaşında nikâhımız kıyılmayaydı. Keşke babam ilişkiye izin vermeseydi… Yani bu sıkıntıların hiçbiri olmazdı.”

Kadir İstekli: “Var mı yapacak bir şey, onu söyle. Dönebiliyoz mu?”

H.K.G.: Ama telafi de olmuyo.

Kadir İstekli: “Yani tam bir hatadır. Gerçekten düşüncesiz, psikoloji. Bilmeden yapılmış olan bir hareket. Yanlış bir şey… Ha, şu an ben kendi kız çocuğum olsa 6 yaşında evlendirir miyim? Evlendiririm. Ama o şekil bir şeye müsaade eder miyim? Etmem.”

H.K.G.: “Babam nasıl düşünmedi?”

Kadir İstekli: “Hocaefendi her şeyi dört dörtlük mü düşünüyo? Bırak sen de, Allah Allah!”

H.K.G: “Yani, kızım daha küçük, 6 yaşında. İlişkiyi kaldırabilir mi, kaldıramaz mı, insan bunu bilmez mi?.. Hadi bir defa, iki defa, sonra gözetlersin. Nasıl desem, kızının durumunu gözetlersin… Yıllarca böyle devam etti. Yani bir değil, iki değil. Her gün, sıkıntı yani. Gerçekten çok büyük sıkıntı hocam.”

Kadir İstekli: “Geriye dönülmüyo, dönülmüyo işte.”

H.K.G: “İşte, çünkü küçücüğüm. Anlam veremiyorum, nasıl desem? Gerçekten zor, benim için zor yani. Benim açımdan da düşünmelisiniz. Babam da benim açımdan düşünmeli biraz.”

Kadir İstekli: “Daha düne kadar, sen konuşana kadar biz böyle bir sıkıntının olduğunu bilmiyorduk ki ya, Allah Allah!..”

H.K.G.: “Ama insan nasıl bilmez?”

Kadir İstekli: “Bilmiyo insan işte. Niye, psikoloji mi okumuşum ben? Okumamışım ki…”

H.K.G.: “Ama psikoloji bilmeye gerek yok ki bunu bilmek için… Küçücüksün daha. Mesela diyelim 6 yaşındayım. İşte nikâhımız kıyılıyo. Sonra işte babam diyo ‘Bu damadım işte benim, falan.’ Yani çok normal bir şekilde herkes hayatına devam ediyo. Nasıl desem? Evde sürekli onun konusu var. Yani yetişkin bir kız gibi muamele ediliyo bana.”

Kadir İstekli: ‘Ufaklığın öyle geçti dediğin gibi…”

Kadir İstekli: “Ben seni öyle görmemiştim. Öyle gittim işte. Ufaklığın öyle geçti dediğin gibi. Ne bileyim ya…”

H.K.G.: “Annem saçlarımı tarar senin yanına gönderirdi beni.”

İddianame örneğine ODTV ulaştı.

H.K.G. bu konuşmayı kaydettikten sonra çilesi devam ediyor. Kadir ile cinsel ilişkiye girmek istemiyor ve sürekli tecavüze uğruyor. Sonunda 2 yıl önce, 30 Kasım 2020’de vücudunda morluklarla İstanbul Anadolu Savcılığı’na gidiyor ve şikâyetçi oluyor. Kaydettiği konuşmanın yanı sıra fotoğraflar sunuyor savcılığa. Bir fotoğrafta 6 yaşında ve üzerinde gelinlik var. Yanında 29 yaşındaki Kadir duruyor. 13 yaşında nişanda ve çocukluğu boyunca Kadir ile çekilen fotoğrafları da dosyaya ekliyor.

Türkiye İşçi Partisi’nden basın açıklaması.

Kadir İstekli, Yusuf Ziya Gümüşel ve Fatma Gümüşel, ifadelerinde H.K.G.’nin 16 yaşında nişanlandığını ve 17 yaşında evlendiğini savunuyorlar. 6 yaşında evlendirilmediğini ve tecavüze uğramadığını öne sürüyorlar. Kadir İstekli konuşma kaydı için “sık sık 6 yaşında evlendiğimizi ve tecavüze uğradığını söylüyordu. Kavga büyümesin diye onu onaylıyordum” diye ifade veriyor. H.K.G.’nin şikâyetçi olduğu sırada vücudunda olan morlukların düşmesi nedeniyle olduğunu iddia ediyor.

Bu kez savcılık H.K.G.’nin doğum kaydını Sapanca Nüfus Müdürlüğü’nden istiyor. H.K.G.’nin 1998 doğumlu olduğu, İstanbul’daki Fatih Özel Hastanesi’nde dünyaya gelmiş olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla H.K.G.’nin ifadeleri doğrulanıyor. 2012’de doktorun ihbarıyla başlayan soruşturma sırasında sadece 14 yaşında olduğu ve o tarihte evlendirilmiş olduğu kanıtlanıyor. O soruşturmada annesi, H.K.G.’nin 17 yaşında olduğunu söylemiş, kemik testinde yerine başkası girdiği için 21 yaşında olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiş olduğu belirleniyor. Savcılık bu sahtecilikle ilgili suç duyurusunda bulunuyor.

H.K.G. işkence dolu yıllar sonunda ailesinden de şikâyetçi olarak evi terk ediyor ve tecavüzcüden boşanıyor ve şimdi adalet istiyor.

Ancak bu yadsınamaz kanıtlara karşın iki yıl boyunca genç kızın şikâyetiyle ilgili dava açılmamış; ne tecavüzcü ne de annesi ile babası tutuklanmış.

Kılıçdaroğlu’ndan tepki.

Sonunda İstanbul Anadolu Başsavcılığı 30 Ekim 2022’de iddianameyi tamamlandı. Savcı iddianamede H.K.G.’nin anne ve babasının tecavüze göz yumduğunu anlattı. İddianamede Kadir İstekli, tarikat önderi baba Yusuf Ziya Gümüşel ile anne Fatma Gümüşel’in zincirleme biçimde çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediklerini belirtildi. Üç sanığın en az 27’şer yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ayrıca savcı, Kadir İstekli için cinsel saldırı suçundan da ceza talep etti.

H.K.G. şimdi İstanbul’a uzak bir kentte kendine yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Babasının kurduğu ve yönettiği Hiranur Vakfı’nın Sancaktepe’deki külliyesinde ise onun tecavüze uğradığı yaşlardaki yüzlerce çocuk cübbeler içinde ‘hoca efendilerine’ boyun eğiyor.

***

Kardeşler vido yayınladılar.

Dinci çevrelerden yalanlama

Haber yayınlandıktan sonra Hiranur Vakfı’nın internet sitesindeki ‘Tarihçe’ ve ‘Hakkımızda’ bölümleri değiştirildi. Daha önce bu metinlerde Yusuf Ziya Gümüşel’in İsmailağa Cemaati Şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun talebesi olduğu ve onun yolunda Hiranur Vakfı’nı kurduğu anlatılıyordu. Yusuf Ziya Gümüşel ve İsmailağa bağlantısı metinlerden silindi.

İsmailağa Cemaati’nden yapılan açıklamada Mahmut Ustaosmanoğlu’nun resmi nikâh kıyılmadan imam nikâhına izin vermediği savunuldu ve şöyle denildi: “Medyada yer aldığı ve maksatlı olarak cemaatimizle irtibatlandırılmaya çalışıldığı görülen nikâh hususunda zikrettiğimiz hassasiyetlerle bağdaşmayan birtakım iddia ve haberlerin Mahmud Efendi Hazretlerimizi ve cemaatimizle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Münferiden gelişen çeşitli hadiseleri cemaatimizle ilişkilendirmeye yönelik yorumlara itibar edilmemesi önemle ricamızdır.”

Toplumsal paylaşım ortamında paylaşılan Yusuf Ziya Gümüşel imzalı bir açıklamada ise şöyle denildi:

3 Aralık 2022 tarihinde BirGün gazetesi ve internet sitesinde ‘Timur Soykan’ imzasıyla yayınlanan haber, şahsımı ve ailemizi hedef göstererek yargılanması başlamamış bir davadaki yalan iddiaları yayınlayarak bunun üzerinden İslami değer ve yargılara sahip insanları tahkir etmeye yönelik tezgâhlanmış bir projenin ürünüdür. Söz konusu haberdeki iddiaların sahibi olan kızımız, İslami ve hukuki kurallara uygun olarak medeni kanunun reşit saydığı yaşta evlenmiş olup bu konuda ailemizin ve başka kişilerin hiçbir baskısı olmamıştır. Son yıllarda ailevi sorunlar sebebiyle psikolojik sıkıntılar yaşayan 26 yaşındaki kızımız (Aslında H.K.G. bugün 24 yaşında), birtakım yapıların etkisine girerek, eşinin evinden ayrılmış, başka bir yerde yaşamaya başlamış ve 12 Ekim 2021 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmıştır… Mahkeme süreci devam etmektedir ve iddia edilen konuların aksine deliller mahkemeye sunulmuş olup yargılama sürecinde tüm gerçekler açıklığa kavuşacaktır.”

Bu açıklamalar devam ederken iktidar ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı suskun kaldı.

***

İstismara takipsizlik veren savcı hakkında inceleme

Yandaş gazetecilerin algı çalışmalarına karşın İsmailağa tarikatına bağlı Hiranur Vakfı’nda yaşanan cinsel istismar olayında kamuoyunun baskısıyla başka ayrıntılar ortaya çıkıyor. Olayla ilgili takipsizlik kararı veren savcı hakkında HSK inceleme başlattı.

TELE1’den Hude Gürbüz, söz konusu skandalla ilgili Hiranur Vakfı’nda yönetici Geylani Kararslan ile konuştu. Karaarslan, H.K.G’nin babası Yusuf Ziya Gümüşel’in vakfın kurucusu olduğunu doğrularken, İsmailağa tarikatı ise Gümüşel ile resmi bir bağlarının olmadığını savunmuştu. Kaçak yapı iddialarının da gündeme geldiği Hiranur Vakfı yöneticisi ‘her faaliyetlerinin devletin kurallarına uygun yapıldığı’nı söylese de İBB ekipleri kaçak yapı nedeniyle vakfı mühürledi.

Bu arada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da dahil olduğu olayla ilgili geçmişte takipsizlik kararı veren savcı hakkında inceleme başlatıldı. İnceleme talimatının Adalet Bakanlığı’ndan gittiği öğrenildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın canlı yayınında gündemdeki konular hakkında açıklama yaparken, Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin altı yaşındayken 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli ile “evlendirilerek” cinsel istismara maruz bırakılmasıyla ilgili davaya parti olarak müdahil olacaklarını açıkladı.

Meral Akşener, “Bunun takibini yapmazsan şerefsizim. Bunu bizzat yapacağım. Davaya İYİ Parti olarak müdahil olacağız. Bahadır Erdem bizim adımıza katılacak” dedi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şüpheliler 22 Mayıs tarihinde ilk kez hâkim karşısına çıkacak.

***

Türkiye İşçi Partisi sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil.

Kadıgil’den ‘siyaset üstü’ açıklamasına yanıt: Mesele tam da sizin siyasetinizin ürünü

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın 6 yaşındaki çocuğun istismarına ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Kadıgil, “Mesele siyaset üstü değil, tam da sizin siyasetinizin ürünü” dedi.

Sera Kadıgil, İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının 6 yaşından itibaren istismar edilmesi hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığı’na tepki gösteren Kadıgil, şunları söyledi:

“ ‘Çocukların rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz’ demişler. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu ülkenin Anayasası, bu ülkenin Medeni Kanunu yokmuş gibi aynı görüşte. ‘14 yaşında çocukla evlenilebilir’ görüşüyle aynı görüşteler! Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘Bu ülkenin bir Medeni Kanunu var, bu ülkede 18 yaşından küçük herkes çocuktur. 18 yaşından küçük hiç kimse evlendirilemez, bu bir suçtur’ diyeceği yerde tartışmalara burasından giriyor. Bir de utanmadan çıkıp tartışsaymış, 6 yaş mı, 14 yaş mı diye!

Bu ülkenin yasalarına kendini bağlı hissetmeyen bir güruhla karşı karşıyayız, ancak laik bir ülkede yasalardan konuşabiliriz, laiklik varsa yasaların geçerliliğinden bahsedebiliriz ve ancak laiklik varsa tüm kurumlar kendini bu yasalarla bağlı hisseder. Oysa Saray Rejimi tüm ilerici adımlara savaş açtığı gibi en büyük savaşını laikliğe karşı açtığı için bunlar bu cesareti bulabiliyorlar! 20 yıldır tek başına ‘hem laik hem Müslüman olunmaz’ diyen bir erkek tarafından yönetildiğimiz için bunlar bu kadar cesur olabiliyorlar.”

***

Eren Erdem

Eren Erdem’den 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesine sert tepki

CHP Parti Meclis üyesi Eren Edem, Türkiye’yi ayağa kaldıran 6 yaşındaki bir çocuğun imam nikâhıyla evlendirilip istismara uğramasına sert sözlerle tepki gösterdi. Erdem, “Bu vakanın adı tecavüzdür, sapıklıktır, pedofilidir” dedi.

Olay üzerinden daha korkunç bir tartışmanın yaşandığına işaret eden Erdem, “Bu duruma karşı neredeyse Timur Soykan ve bu haberi paylaşan insanlar İslam ve inanç düşmanı ilan edildiler. Esas inanç İslam düşmanlığı budur. Bu temiz inanç, Anadolu’nun, bu coğrafyanın kadim inancı pedofili, tecavüz ve sapkınlıklarla kirletmektir. Gerçek inanç düşmanlığı budur” ifadelerini kullandı.

6 yaşındaki çocuğa tecavüz skandalında yeni ayrıntılar

Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşında evlendirmesi Türkiye gündemindeki yerini koruyor. 6 yaşında evlendirilen H.K.G yaşadığı her şeyi savcılıkta anlattı. Radyo programı, Facebook ve Watpadd sayesinde kurtulduğu, devletin onu koruma altına aldığı anlaşıldı.

Independent Türkçe’de yer alan habere göre, 6 yaşında dini nikâhının kıyıldığı ve yıllarca istismar ve tecavüze uğradığı gerekçesiyle adliyeye giden H.K.G’nin Haziran ayında savcıya verdiği son ifade ortaya çıktı. Genç kadın, soruşturma dosyasına giren 3 sayfalık ifadesinde yaşadığı her şeyi anlattı.

İşte, H.K.G’nin savcıya anlattıkları:

“ ‘Kızım artık gelin olabilirdedi”

Baba Yusuf Ziya Gümüşel: ‘Kızım artık gelin olabilir.’

Ben muhafazakâr bir ailede doğdum. Küçük yaşımdan itibaren cemaatin kreşine gönderildim. Ailem, eğitme karşı olduğu için beni okula göndermedi. Çengelköy’de beş katlı bir binada kalıyordum. Dördüncü katında aileme birlikte kalıyordum. Alt katlarda ise erkek öğrenciler medrese eğitimi alıyorlardı. Ben 6 yaşındaydım. Evde kız kardeşimle oynarken annemle babam kendi aralarında konuşuyorlardı. Babam annemi bir şeye ikna etmeye çalışıyordu. Annem ‘o daha küçük’ diyordu. Sonra babam beni yanına çağırdı ve ‘kızım büyüdün sen değil mi, kocaman oldun, abla oldun değil mi’ diye sordu. Bunun üzerine ben de sevinerek ‘evet baba, büyüdüm’ dedim. Babam anneme dönerek ‘bak kızım büyümüş, artık gelin olabilir’ dedi. Annem o sırada ağlıyordu.”

Ertesi gün, yani 29 Şubat 2004’te annem beni hazırladı, saçlarımı taradı, babam elimden tuttu, beni aşağıya medreseye indirdi. Medreseye girdiğimizde içeride iki tane tanımadığım adam ve Kadir İstekli vardı. Arka tarafa geçmemi istediler, bu sırada benim elimde oyuncağım vardı onunla oynuyordum. O gün orada benim nikâhım kıyılmış, nikâhı babam kıymış, orada bulunan iki kişi de şahitlik etmişler. Bu kişilerden birinin ismi Muhammed Topal, diğerinin ismi Osman’dır. Ancak soyadını hatırlamıyorum. Akşama kadar orada kaldık. Babam ve yanındakiler orada dualar okudular, sohbet ettiler, akşama doğru babam beni eve götürdü.”

Ertesi gün abim beni medreseye indirdi. Abim beni indirirken orada bulunan öğrencilere ‘kardeşime bakmayın, Kadir Hoca bunu yasakladı’ diyordu. Abim beni Kadir’in odasına götürdü. Kadir, abimden odadan çıkmasını istedi. Abim çıktı odadan, Kadir ile yalnız kaldık. Kadir yanıma geldi. Başımı okşadı. Bana ‘oyun oynayalım mı’ dedi. Ben de sadece onaylar gibi başımı salladım. Yanımdan kalktı odanın kapısını kapattı. Görünmesin diye cama havlular örttü. Sonra tekrardan yanıma geldi. Benden minderin üzerine yüz üstü yatmamı istedi. Eliyle başımı tuttu, eteğimi kaldırdı. Benden gözlerimi kapatmamı istedi. Ben fermuar sesi duydum, ayaklarımda bir şey hissettim. Bana bizim evlendiğimizi söyledi. ‘Annen ve baban nasıl evlilerse biz de öyle evliyiz, sen benim karımsın, ben de senin kocanım. Evliler böyle oyun oynarlar, ama bu oyun kimseye söylenmez, bak annen ile baban kimseye söylemiyor’ dedi. Ondan sonra bizim eve de gelmeye başladı. Ailenin bir ferdi gibi davranıyordu. Annem ve babam ona ‘damadım’ diyorlardı.”

7-8 yaşlarındaydım. Sapanca’da bir evimiz bulunuyordu, oraya gitmiştik. Teyzemin kızı vefat edince annem kardeşlerimi alarak İstanbul’a geldi. Beni ve abimi Sapanca’da babamın yanında bıraktı. Babam beni o gece Kadir’in odasına, yatağına gönderdi. Sapanca’daki evimiz iki katlıydı. Üst katta Kadir yaşıyordu. Ben odasına gittiğimde Kadir kapıyı kilitledi. Sonra beni kucağına aldı, yatağa yatırdı. Tekrar bana ‘oyun oynayalım mı’ dedi. Ben ‘hayır, abime gitmek istiyorum’ dedim, ağladım. Kadir bağırdı, azarladı, ‘sesini çıkartma, gitmeyeceksin, burada kalacaksın’ dedi. Bana saldırdı. Ben çok ağladım, çok canım yandı, karnım ağrıdı. O tekrar bana kızdı. Bana ‘ne halin varsa gör’ dedi. 7-8 yaşlarındaydım. O gece sonrasını hatırlamıyorum. Sadece büyük bir karanlık hatırlıyorum.”

Zamanla her şey normalmiş gibi davranılmaya başlandı. Ben çocuklar küçükken evleniyormuş gibi, herkes böyleymiş gibi düşünüyordum. Kadir’i sevmiyordum. Ailem bana ‘Kadir’e itaat etmezsen melekler sana lanet eder, cehennemde yanarsın’ diyorlardı. Daha sonra sürekli Kadir’in odasına ders için gönderiliyordum. Her gittiğimde benimle ilişkiye giriyordu. Onun yaşı büyüktü, ancak kaç yaşında olduğunu hatırlamıyorum.”

10 yaşına gelince Arifiye ilçesinde cemaatin Kur’an kurslarından birine yazıldım. İlk zamanlar yatılı gidiyordum. Daha sonra gündüz gidiyordum, akşam geliyordum. Kursa beni Kadir götürüp getiriyordu. Kurstan aldığı zaman arabada benimle ilişkiye giriyordu. Ben kurstaki hocalarımdan birine ‘hocam ben evliyim’ dedim. Hocam üzüldü, bana sarıldı. Başka bir şey demedi. Hocamın ismini hatırlamıyorum. Hocama söyledikten sonra Sapanca’da konuşulmaya başlanmış bu. Ben 13 yaşlarıma geldiğinde nişan yapmaya karar verdiler. 14 yaşımda da düğün yaptılar. Sonra düğünü Sancaktepe’de babamın vakfında yaptılar. Cemaatten insanlar geldi. Annem bana düğünde ‘sakın ağlama, ağladığını görmeyeceğim’ dedi.”

Kadir ile sürekli anlaşmazlık yaşıyorduk. Bana psikolojik ve fiziksel şiddet uyguluyordu. Hem ailem hem de Kadir ona itaat etmemi istiyordu. Ailem bana sürekli onun çok iyi bir insan olduğunu söylüyordu. Aynı evde yaşama başladıktan birkaç ay sonra ilk adetimi gördüm. O tarihlerde 14 yaşındaydım. Ben rahatsızlanınca annem ve Kadir beni kadın doğum polikliniğine götürdüler. Orada annem doktor ile konuşurken evli olduğumu ağzından kaçırdı. Bunun üzerine doktor oraya polis çağırdı. Oradan polis bizi alarak karakola götürdü, ifadelerimiz alındı. Benim yerime annem ve Kadir ifade verdi. İfadelerinde benim yaşımın normalde büyük olduğunu, ancak küçük yazıldığını söylemişler. Bunun üzerine savcılık kemik testi istedi. Kemik testi için odaya girdiğimde içeride bir kız film çekiliyordu. Ben ondan sonra film çekileceğimi düşünüyordum. Ancak içerideki kız filmi çekilince ikimizi birden dışarı çıkardılar. Ben dışarı çıkınca Kadir’e ‘neden bir şey yapılmadı’ diye sordum. Kadir bana ‘sessiz ol, sonra konuşuruz kimse duymasın’ dedi. Sonra öğrendiğime göre o kızın kemik testi benim kemik testimmiş gibi göstermişler. Dosya o şekilde kapandı.”

Kadir ile aynı evde yaşamaya başladıktan sonra bana bir telefon almışlardı. Geceleri hiç uyumuyordum. Bir tane radyo programına denk gelmiştim. Burada konuşan kişi, kız çocuklarının evlendirilmelerinden bahsediyordu. Ben de Facebook üzerinden bu kişiye ulaştım. Evden kaçmaya karar vermiştim. Tam kaçacakken ailem beni yakaladı. Babam beni darp etti. Elimden telefonu aldılar. Babam bana ‘büyük günah işledin, kalbin kirlenmiş, tövbe et’ dedi. Ben o günden sonra içime kapandım. İtaat etmeye, bana söylediklerini yapmaya çalıştım. Sözlerinden çıkmadım. Bu olaylar olurken hâlâ 14 yaşlarındaydım. 17 yaşıma gelince hamile kaldım. Hamile kaldıktan 3 ay sonra resmi nikâh yaptılar. Sonra çocuğumu doğurdum. Onunla biraz huzur buldum. Ancak daha sonra yine insanlardan soğumaya başladım. Çocuğum 2 yaşına gelince ailem onu benden aldı.”

Bir gün alışveriş için dışarı gitmiştim. Kadir’e ‘arabada bekle ben AVM’den kıyafet alacağım’ demiştim. O arabada beklerken ben AVM’den bir telefon aldım. Sonra birlikte eve döndük. Telefonumdan araştırmaya başladım. Çünkü ailem bana 6 yaşında evlendirilmenin normal olduğunu anlatıyordu. Yaptığım araştırmalar sonucunda Vattped isimli kitap uygulamasında bir abla ile tanıştım. Ona her şeyi anlattım. O da bana ‘delilleri topla devlete sığın, devlet seni korur’ dedi. Ben de ses kaydı almaya karar verdim. Beş tane ses kaydı aldım. Delilleri topladım. Sonra bir akşam annemi aradım. Oğlumu çok özlediğimi, bir gece bende kalmasını istediğimi söyledim. Annem de ‘tamam’ dedi. Oğlum o gece benimle kalmıştı. Saban uyanınca saat 07.30’da oğlumu uyandırdım. Dışarı çıktım, adliyeye geldim. Yaşadıklarımı savcılıkta anlattım. Sonra savcılık beni İstanbul’ da bir süre kaldığım yere gönderdi. Daha sonra İzmir’e sevk edildim. Bu sırada oğlumu da yanımda götürdüm. İzmir’e gelince tedavi olmaya başladım. Oğlumu kreşe yazdırdım. İş bulup çalışmaya başladım.”

Sonra ailem beni tekrar İzmir’de buldu. Beni ikna edip götürmeye çalıştılar ancak ben gitmek istemedim. Ben burada okula yazıldım. Şu anda ortaokul 8. sınıftayım. Ben Kadir ile anlaşmalı olarak boşandım. 6 yaşında evlendirildiğim zaman annem nikâh olayını biliyordu. Ancak benim Kadir ile cinsel birlikte olmama karşı çıkıyordu. Annem evdeyken babam beni Kadir’ in yanına göndermiyordu. Sadece gündüzleri ders için gönderiyordu. Annemin ben küçükken nikâha çok karşı çıktığını görmedim. İki tane daha kız kardeşim var. Onların da küçük yaşlarda evlendirilmeleri konuşuluyordu ancak annem onların evlenmelerine çok karşı çıkmıştı. Onlara karşı çıktığı kadar benim evliliğime karşı çıkmadı.”

Dosyaya sunulan ses kayıtlarını ben onu konuşturmak ve delil toplamak için yaptım. Çünkü başka delil elde etme imkânım yoktu. Bu kişiler benim eğitim hakkımı elimden aldılar, hayatımın bir kısmını aldılar, adalet yerini bulsun istiyorum. Yaşadıklarımın bedeli olsun istiyorum. Ben Kadir İstekli, babamdan ve annemden şikâyetçiyim. Annemin sonradan buna engel olması, göz yummaması gerektiğini düşünüyorum.”

***

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel.

Mahkemenin verdiği tarihe CHP’den tepki

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de gündeme ilişkin basın açıklaması yaptı. Özel, Türkiye’yi ayağa kaldıran 6 yaşındaki çocuğun istismar edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamenin kabul edildiğini ancak ilk duruşma için Mayıs 2023’e tarih verildiğini belirtti.

İktidarın olayın üzerini kapatma ve gündemden düşürme çabasında olduğunu ifade ederek, “İktidar partisinin olayı mümkün olduğu kadar hafif ve üstünden geçerek, olayı gündemden düşürme çabasının farkındayız. Ama mızrak çuvala sığmıyor” dedi.

Özel özetle şöyle konuştu: “İktidar partisinin olayı mümkün olduğu kadar hafif ve üstünden geçerek, olayı gündemden düşürme çabasının farkındayız. Ama mızrak çuvala sığmıyor. Bugün ortaya çıkan ve aslında hep ortada olan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yakın bazı gazetecilerin bugün hakimiyet sağladıkları deliller, onları da utandırmıştır. Ayrı ayrı özür dilemeye başladılar. Niye Mayıs’a gün veriyorsun? Bu kadar önemli bir konuda, kamuoyunun bu kadar hassas olduğu bir konuda bir an önce ilk mahkemenin görülmesi, ilk ifadelerin alınması gerekmez mi? Ne için Mayıs? İddianamede sözde eş için 67 yıl isteniyor, sözde baba için 22 yıl isteniyor. Bunlar tutuksuz yargılanacaklar. Buradan bütün vatandaşlarımızın vicdanlarına sesleniyorum.”

Bizim Anadolu / 11 Aralık 2022

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...