Tirol Hattı
Tirol hattı. Bu isim tamlamasının okuyucu için bir anlamı yok çünkü Türkçe’de kullanılan bir şey değil henüz.
Fransızca tyrolienne, İngilizce zip-lining denen konuyu ele almak isteyince acaba Türkçesi ne olabilir sorusuna karşılık olarak ortaya çıktı bu ad. Yoksa, ‘vın hattı’, ‘hız kablosu’ gibi sözler de akla gelebiliyor.
Yüksekteki iki nokta arasını iple geçebilmek üzere kurulmuş bir düzen tirol hattı. Dağcılık, mağaracılık, su engelini aşma, kurtarma çalışmaları gibi ortamlarda yerçekiminden yararlanarak hızla yer değiştirebilmeye yarıyor. Zip-lining ortaya atılalı beri de daha hızlı gidebilmenin yolları deneniyor.
Kullanımı iyice yaygınlaşan ve eğlence halini alan olayın yüz yıldan eskiye uzanan bir geçmişi var aslında; Fransızca’da Tyrol ya da Tirol adından da çıkartılabileceği gibi dağlık bölgelerde yıllardır kullanılagelen bir ulaşım ve yük gönderme yöntemi. Eskiden beri Alp Dağlarının Tyrol bölgesinde dağcılar bir sivri tepeden diğerine hat gererek ulaşıyorlardı. Çin’de nehirleri, vadileri aşmak için köprü olarak düşünülmüş bir yöntemdi. Avustralya’da, nehrin karşı yakasındaki işçi ya da askere gerekenleri göndermek için kullanılan bir araçtı.
Kablo, makara ve yerçekimi sağlıyor hareketi.
Neden zip-line deyince akla gelen ülke Costa Rica oluyor? 1970’li yıllarda, yağmur ormanları doğa bilimcileri ve biyologlar için keşfedilmeyi bekleyen yerlerdi. Bu dallardaki doktora öğrencileri Costa Rica’da orman üst örtüsünü incelemek üzere yüksek ağaçların tepelerine, çevreye zarar vermeden dağcılık usullerine göre tırmanmayı akıl ettiler. Böylece dağcılık ve taşımacılıkta kullanılmaya başlayan teknik araştırmada da kullanılır oldu. Tyrolean traverse, yani dikey bir kablo boyunca kayarak bir ağaçtan diğerine gidebilme olanağı araştırmacıların gün boyunca yere inmeden çalışabilmelerine de olanak sağlıyordu. Günün sonunda da daha dik bir açıyla yere kaymak heyecan ve eğlence unsurunu eklemişti yaşamlarına.
Ziplining ile istedikleri yere ulaşabilmenin zevkine varanların bundan sonra geldiği nokta eğlence için zip-lining yapılabileceği idi. 1990’lı yıllara gelindiğinde bir çok şirket çevre dostu olarak tanıtılan ve pek malzeme gerektirmeyen zip-lining turları düzenliyordu.
Aslında kablo ile ulaşımın eğlence ve gösteride kullanımı da eskilere gidiyor. Örneğin, 1732-39 yıllarında, İngiltere’nin Shrewsbury kasabasında yaşayan Robert Cadman adında biri ipten kayarak gösteriler gerçekleştirirmiş. Bir gün ipi kopunca ölümü de bundan olmuş.
Tiyatroda sahne düzenlemelerinde ve özel efektlerde (yine Türkçesi bulunmamış bir sözcük) büyük olanaklar sağlayan çelik kablonun akıllarda yer eden kullanımını da Cirque du Soleil geliştirdi. 2004 yılında Las Vegas’ta açılan ‘KÀ’ adlı gösteri 2013 yılına gelindiğinde elim bir kazaya sahne oldu. Sahnenin tümüyle dikleştiği ve göstericilerin zip-lining usulu koşumlarla çelik halatlara tutturularak hareket ettikleri gösteride koşum takımı kayarak üzerinden düştüğü için Sarah Guyard-Guillot 30 metre yükseklikten yere çakıldı. Ancak, bu bir kablo kazası değildi.
Günümüzde kullanılan kablo kolay kolay kopmuyor. Çağdaş tel kablo Alman maden mühendisi Wilhelm Albert tarafından 1831 yılında icadedilmiş. Zamanın bitki lifinden iplerine ya da metal zincirlere göre çok daha dayanıklı olduğundan hemen yararı belirginleşmiş. Metal kablodan, madenlerden yük çıkarma, asansörle taşıma işlevlerinden asma köprülere, teleferik hatlarına, uçakların dış bağlantılarına kadar pek çok alanda yararlanılmış ve yararlanılmakta. Daha sağlam kablolar geliştirilmekte.
Zip-lining tutuldukça dünyada ve Kuzey Amerika’da pek çok yerde hatlar kurulmuş. Kuzey Amerika’da 200 kadar zip-lining hattı olduğu düşünülüyor. Herkesin giderek sözünü ettiği bu eğlenceyi denemeye karar verince güneşli ve ılık bir günde Old Montreal’deki mekâna yollandık. Tirol hattı kulesi 26 metre yüksekliğinde. Buradan, kuşlar gibi insanın kendini boşluğa bırakabilmesi çok hoş. Ne var ki, buradaki hat oldukça kısa. Tam keyfine varırken yolculuk bitiveriyor.
Beste Barki / Bizim Anadolu / 11 Haziran 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…