Tecavüz-ü Arif
Karaman’daki Ensar Vakfı’na ait evde 45 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu savlanan öğretmen M. B. tutuklanmıştı.
Karaman’daki Ensar Vakfı’na ait evde 45 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu savlanan öğretmen M. B. tutuklanmıştı. M. B 2 yıl süreyle bu suçu işliyormuş. Çocukları bir evden diğerine ve gezilere de götürüyormuş. Çocuklara hayvan pornosu izletilerek 10 çocuğa tecavüz ettiği polis raporuyla belgelenmiş. Şüphelinin; Kadir Topbaş, Feyzullah Kıyıklık, Aziz Torun ve Ömer Dinçer’in kurucu üyeliğini yaptığı Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (Kaimder)’ne yakın kişilerin kiraladığı evlerde ders verdiği anlaşılınca bu vakıf ve dernekler savunmaya geçti.
MHP, CHP ve HDP tarafından çocuk istismarının soruşturulması ile ilgili önerge verildi. TBMM önce önergeyi reddetti. Baktı ki; toplumsal muhalefet artıyor, 3 partinin ortak tepkisi kendisini, pardon hükümeti ilk kez sarsacak ve de olay da bir uluslararası skandala dönüşecek, hemen araştırma komisyonunun kurulmasına izin verdirtti. Kim olacak?; şoförünü, askerlik arkadaşını, sınıf arkadaşını, metin yazarını, avukatlarını, damadını, özel kaleminin eşi ve danışmanlarını milletvekili yapan adam…
Değil yarı başkanlık, tamamen homojen bir başkanlık; yani tam başkanlık otoritesi egemen ülkemde… Öyle bir korku ki; hiçbir AKP’li vekilin, kendi vicdanına göre, kendi istenciyle karar vermesi olası değil; o ne derse o olur; bu, şu olma şansı asla yok…
Karaman olayından sonra; önce, aynı zamanda; AKP İstanbul İl Genel Meclisi üyesi olan Ensar Vakfı’nın başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu konuştu, doğal olarak. Dilberoğlu, geçmişten gelen bir korkulu yüz ifadesi ile söylenmesi gerekenleri, haklı şeyleri söyledi, “Karaman’daki olayda işi örtbas ettiğimiz gibi bir durum var, bir yere kaçtığımız yok. Olayda herhangi bir şekilde sorumlulukları olması halinde bununla ilgili her şeyi yapmaya hazırız…”
Fakat 14 gün sonra, bilinen o kişinin korkusuyla olsa gerek ki, adeta geçmişte yaşadığı bir olayın yüz kızarıklığıyla, söylediği doğru şeylerine tecavüz etti; ÇYDD ve Nesin Vakfı’nda da benzer olayların yaşandığını söyleyerek…
35 senedir, Nesin Vakfı’nın olduğu Çatalca ile organik bağı olan biriyim. Yani bu yalanı 2007’de bilenlerdenim. Tecavüze uğradığını söyleyen kızın tecavüze uğramadığı doktor raporuyla belirlendi. Bu Nesin Vakfı’na el koymak isteyenlerin bir kurgusu idi.
Yine; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)’inde 3 kıza tecavüz edildi savlarını içeren dijital dokümanın sahteliği bilirkişi raporlarıyla kanıtlandı. Vakıfta kalan, üç kız da bekâret kontrolünden geçirilerek söz konusu iddiayı doğrulayan bir bulgu ortaya çıkmadı.
Böylesi iftiralar bir kesim dinci gazetelerde, “üniversiteler ve bekâr evleri fuhuş yuvasıdır” şeklinde sürekli yapıldığını unutmayalım. Bunlarınki ne biliyor musunuz; “Can Dündar MİT araçlarını manşet yaparak vatana ihanet etmişlerdir” dediklerinde, ‘kardeşim bu vatan hainliğini açıklayın da halk da öğrensin’ uyarısında susan iftiracılardır…
Vakıf ve dernekler yanında, AKP siyasileri de işin içine girdi, işin içinden çıkmak için.
İlgili bakan, ilgisiz bakanlar, Başbakan, AKP milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı ve de ilgili-ilgisizler; çocuklardan çok, Ensar’ı ve Kaimder’i kurtarmak için sıraya girdiler:
Bakan Ramazanoğlu: ‘Bir kere olmuş!..’
Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu -Çorum ve de Rize’de de oldu- savlarını unutarak; “Bir kerelik tecavüzden bir şey olmaz, Ensar Vakfı’nı karalamayın…” diyerek bu kuruma ‘Vakıf başkanından daha çok’ sahip çıktı. İfadenin tehlikesini anlayınca, tehlike katsayısını düşürmek adına; “Bir tecavüz olayı Ensar Vakfı’nı karalamak için gerekçe olamaz” şeklinde daha tehlikeli bir ifade ile düzeltmeye çalıştı. Belli ki tecavüz’den daha kötü şeyler varmış, üstelik bir kere olmuş. Demek, tehlike ve tecavüz sayısı ile doğru orantılı; tecavüz artıkça tehlike artıyor. Evrende tecavüzden daha tehlikeli bir şey olası mı, ey cemaat-i Müslim’in?!
İmam Hatip Okullarının bugüne gelmesinde Ensar Vakfı’nın gayret ve rolünün olduğunu aktararak; “hedefimiz dindar nesildir. Çünkü biz şunu biliyoruz; ‘bitaraf olan bertaraf olur’. Böyle yürüdük bu yolda… Bu okullardan seçim yapmak suretiyle bazı profesör, doçent, yardımcı doçent ya da doktorasını yapmış hocalarımız acaba İmam Hatip Okullarına müdür olmazlar mı?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan bu olayda suskun… Belli ki çok öfkeli…
Bizim amacımız AKP’yi, Vakfı ve türdeşi STÖ’lerini karalamak değil. Bunun için de sosyal medyadaki haberleri değil, ulusal medya haberlerine yer veriyoruz.
Başbakan: “Paralel yapı öncülüğünde kirli bir algı siyaseti yürütülüyor. Biz Ensar Vakfı’nın hizmetlerine şahitlik ediyoruz. Bunu siyaset konusu yapmayalım… İnsanın yüz karası olan bu şahıs bir daha gün yüzü görmeyecek. Olaydaki faile ben insan bile diyemem. Bu aşağıların aşağısı bir mahlûktur. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılacak…”
M. E. Bakanı Nabi Avcı; “Ensar Vakfı’da bizim çok verimli işbirliği yaptığımız sivil toplum kuruluşlarımızdan biri. Herhangi bir kişinin, o kuruluşla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu bilmediğimiz bir kişinin, işlediği suç veya suçlardan ötürü topyekûn bir camiayı töhmet altında bırakmak doğru değildir…”
AKP’li vekillerinin bazılarının ofisleri: ‘Çok meşguller, notunuzu iletemedik’ moduna girdi.
Bazı AKP’li vekiller Ensar Vakfı’na arka çıktı: “Bir hazımsızlık var, inadına destek olacağız… ‘kokteyl’i: Fethullah, PKK ve CHP’liler Türkiye’yi çocuk tecavüzcüsü gösteriyor…”
Bilal Erdoğan: “Eşimden sonra en çok görüştüğüm kişi Ensar Vakfı başkanı…”
Bir diğer durum; “Ensar Vakfı’nın, bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle iki buçuk yıl hapis cezası alan Mustafa İslamoğlu’nu, 2015 yılının nisan ayında Ensar Vakfı’nın Artvin şubesindeki kutlu doğum haftası programı kapsamındaki konferansa çağırdığı ve AKP Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’nın da olduğu bu etkinlikte İslamoğlu’na elif tablosu hediye edildiği ortaya çıktı. 1980 yılında 12-13 yaşlarında bir çocuğa ‘ırza tasaddi (rıza olmaksızın ellemek)’ suçundan önce iki yıl, sonra yüzde 50 artırımla üç yıl hapis cezası alan İslamoğlu’nun cezası ‘sanığın duruşmada saptanan davranışları itibarıyla suçtan pişmanlık duyduğu kanısına varıldığı’ gerekçesiyle iki buçuk yıla düşürülmüş.”
Havuz medyasının türbanlı yazarı; Ensar Vakfı’nı Aklama yarışına girenlerden:
Çorum, Rize ve Karaman’da Ensar Vakfı yönetici ve öğretmenlerinin karıştığı savlanan tecavüz olaylarından sonra sosyal medyada başlatılan “Ensar Vakfı kapatılsın” kampanyası Özlem Albayrak‘ı kızdırdı ve Ensar Vakfı’na siper oldu; “Pedofili eskiden de vardı” diyerek.
Özlem Albayrak yine insaflı;
Hilal Kaplan; “Genelevler ya kapatılsın ya da İslami usullere uygun hale getirilsin. Her geneleve bir imam atanması ve muta (kısa süreli evlilik) nikâhıyla, insanımızı, zina yapmaktan kurtarmalıyız…”
AKP belediyeleri olan Fatih Belediyesi, Ümraniye Belediyesi, Şile Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Eyüp Belediyesi, Arnavutköy Belediyesi, Kocaeli Belediyesi, Bursa Emniyet Müdürlüğü, İSKİ, Sıcak Yuva Vakfı, Mavi Haliç Derneği, İSEGEV Vakfı gibi kurumlarda eğitim ve seminerler veren yaşam koçu olduğu savlanan Sibel Üresin; “Müslüman kadın uyanık olur. İlişkinin başından her şey alınmalı. Kadın olarak haklarımız var. Kadınlar bir ilişkiye başlarken maddi anlamda talepte bulunsun, vermeyenle ilişkiye başlamasın. Gayri meşru ilişki yaşayan kadınlar her zaman mağdur olur.”
Şevket Çorbacıoğlu / Teknopolitikalar Platformu / Bizim Anadolu / 28 Mart 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…