Şafak Pala ve ‘Gülistan’ı
Sesiyle onurlu kavgalara çağıran kadın: Şafak Pala ve ‘Gülistan’ı…

Kişiliği olduğu kadar sesinin rengiyle de ödünsüz bir sanatçı olan Şafak Pala ‘Gülistan’ albümüyle müzik evrenimize bir ışık gibi doğdu.
Halk müziğini ‘rock’ anlayışıyla yorumlayan Şafak Pala, bu ilk albümüne annesinin adını verdi: ‘GÜLİSTAN’
Değerlerinden ödün vermeden müzik alanında tek başına kendini var etme savaşı veren Şafak Pala, sesi ve müziğiyle de bu savaşımcı tinsel yapısını dinleyiciye duyumsatıyor. Bu savaşımcı sanatçı duruşuyla ve müziğiyle örnek aldığı ustalar da kendisi gibi ödünsüz sanatçılar, Cem Karaca, Moğollar, Edip Akbayram… ya da Selda Bağcan…
Bir kuyumcu titizliğiyle işlemiş olduğu bildiğimiz ezgileri kendi sesi, tınısıyla yeniden var eden Şafak Pala, yorumuyla onurluca dik durmaya, ondan da öte, eyleme çağırıyor.

Tanyerinden yeni bir gün gibi doğan Şafak Pala ile sizler için küçük bir söyleşi yaptık.
İşte biz sorduk, Şafak Pala yanıtladı, sesini yurttan onbin kilometre ırağa duyurdu.
Aldı Şafak Pala:
– Bize kendinizi tanıtır mısınız? Nerede doğup büyüdünüz, neler yaptınız? Müzik dünyasına nasıl girdiniz?
– Antalyalıyım. İlk, orta ve liseyi Antalya’da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği konservatuvarına başladım. 5 yıl eğitim aldım. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde 4 yıl birbirinden değerli sanat adamlarından eğitim aldım. Yedi Tepe Üniversitesi’nde gelişim ve eğitim psikolojisi üzerine mastır düzeyinde eğitim aldım.
1991 yılında konservatuvara girene kadar dinleyici olarak sürdürdüğüm müzik, okulla birlikte hayatımın büyük bölümünü kapladı. 1993’te başladığım sahne hayatım yanı sıra müzik öğretmenliği, çocuk ve gençlik koroları yöneticiliği yaptım. Halen sahne çalışmalarımın yanı sıra vokal koçluğu, şan eğitimciği, ses terapistliği yapmaya devam ediyorum.

– Etkinlendiğiniz sanatçılar var mı? Varsa kimler? Türkiye’den ve/ya da dünyadan…
– Elbette var. Gelişim her zaman taklitle başlar; zaman içinde kendinizi oluşturursunuz. Benim zamanında örnek aldığım sanatçılar var tabii ki. Cem Karaca bunların başında geliyor. Edip Akbayram, Moğollar, Selda Bağcan sayılabilir…
– Müzik sizin için nedir?
– Bu sorunun cevabı çok çok uzun bende.
Kısaca “bedel ödeme” diyelim. Türkiye’de sanıyorum sanatçıların birçoğu da bu durumda…
– Kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
– Folk müziği rock felsefeyle ve rock müzikal altyapıyla yorumluyorum, dolayısıyla en uygun böyle ifade ediyorum: Folk Rock.
– Müzik bir kişiyi, bir toplumu değiştirebilir mi?
– Sadece müzik değil, sanatın tüm dalları toplumları yönlendirebilir. Yeter ki sanatın uygulandığı ve desteklendiği bir ülke olsun. Ne yazık ki bizim ülkemizde sanat içler acısı bir muamele görmekte. Her geçen gün biraz daha yok edilme ve yozlaştırma ile yüz yüze sanat ve sanatçı.
– Ülkemizde ve dünyada müziği nasıl görüyorsunuz?
– Popüleriteye hizmet eden yanıyla baktığımızda dünyada da Türkiye’de de bir hayli parlak; ve fakat sanat adına yapılan müzikse söz konusu olan, dünyada gördüğü değeri bizim ülkemizde görmemektedir.

– Yeni teknolojiyle, özellikle internetin yaygınlaşmasıyla geleneksel anlamda müzik yapımevleri eskisi gibi bir sanatçıya albüm yapmaya pek yanaşmıyorlar. Bu anlamda özellikle bağımsız sanatçılar kendi olanaklarıyla ya da olmasa destek bulmaya çalışarak ürünler vermeye ve kitlelere ulaşmaya çaba gösteriyorlar. Bu anlamda yakın gelecekte artık kimsenin müzik yapma olanağı olmayacak mı sizce?
– Hayır, kesinlikle tam tersi düşünüyorum. Bir sanatçı x firmanın kendisi için bir şeyler yapmasına muhtaç değil artık. Kendi koşullarıyla oluşturduğu ürünlerini direkt olarak internet üzerinden bütün dünyaya sunabiliyor. Ben de tam olarak bunu yaptım.
– Müzik yapımevi alanındaki bu bunalım bu alanın iş olanaklarını öldürür mü, yoksa yeniden yapılanmaya gidip – yeni denemeleri görüyoruz gerçekte- günün koşullarına göre yeni çözümler mi üretir?
– Müzik endüstrisi asla ölmez. Müzik bitmez…
İnternet-müzik ilişkisi yapılandırılırsa ki çalışmalar devam etmekte; bu sorun çözülür diye düşünüyorum.
– Bildiğim kadarıyla fiziksel bir albüm çıkarmayı bu koşullarda düşünmüyorsunuz. İnsanlar müziğinize nasıl ulaşacak?
– Fiziksel çıkarmak gereksiz bir ekonomik kayıp diye düşünüyorum. Geri dönüşü olmayan bir gider. Albüm satışı diye bir şey söz konusu bile değil.
Almış olanlar bile internetten dinliyor. Dolayısıyla çok da gerekli olmadığını düşünüyorum. İtunes ve Spotify üzerinden indirebilir, dinleyebilirler.
– Yurttan Kanada’ya bir iletiniz olabilir mi?
– Kanada’ya değilse bile size teşekkür ediyorum; beni ve benim gibileri oradaki insanlarımıza aktardığınız/ulaştırdığınız için.
Bir tadımlık Şafak Pala:
Ütopya Müzik Yapım’ca çıkarılan Şafak Pala’nın ‘Gülistan’ albümünde 6 ezgi yer alıyor:
Kerkük Zindanı, Eşeği Saldım Çayıra, Ayletme Beni, Kadifeden Kesesi, Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık, Tahtacı Ağıdı.
Şafak Pala’nın müziğine ulaşmak için:
https://itunes.apple.com/tr/album/gulistan-ep/id1099004182
Ömer Özen / Bizim Anadolu / 24 Mayıs 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…