Prof. Aziz Sancar’a Kimya Dalında Nobel Ödülü
Bilimsel çalışmasından çok budunsal kökeni sorgulanıyor…
Dün açıklanan, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile birlikte kimya dalında Nobel ödülüne layık görülen Aziz Sancar’ın, insanlığa yapmış olduğu hizmetten çok budunsal kimliği toplumsal paylaşım ortamlarında olduğu gibi özellikle Türk basın-yayınında da söz konusu oldu.
Aziz Sancar Kürt müydü, Türk müydü, Arap mıydı?.. Ülkemiz insanları ödülün neye verildiğine değil de, kime verildiği konusunda bir kaşık suda fırtına yaratıp, bilimadamının üzerinden, dayatılan güncel çatışma ortamı içinde doyuma ya da doyumsuzluğa kaptırıyordu kendini…
Bilimadamları yıllardan beri kişioğlu ve kızının DNA yapısı üzerinde çalışmalar yapıyor, tutarlı, durağan olduğu sanılan DNA’nın bozulabileceği, dahası doğarken bozuk olabildiği gerçeğiyle, bunu nasıl onarabiliriz sorunlarına kafa yormuşlardı.
The Francis Crick Enstitüsü’nden Tomas Lindahl, Howard Hughes Tıp Enstitüsü ve Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Paul Modrich ve Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesi’nden Aziz Sancar araştırmalarını özellikle Ultra Viyola (UV) ışınlarının olumsuz etkileri dolayısıyla bozulan DNA hücrelerinin onarılması yolunda önemli yollar kat etmişlerdi ve yine özellikle cilt kanserine yakalanan hastalara yardımcı olacak yöntemler geliştirmişlerdi.
İşte bu üç bilimadamının çalışmaları İsveç Krallık Bilim Akademi’sinin dikkatini çekmişti. Akademi’nin Seçici Kurulu’nun incelemesi sonucunda 2015 Kimya Dalında Nobel Ödülü’nü söz konusu çalışmaları yapan bu üç bilimadamına layık görmüşlerdi.
Peki Prof. Dr. Aziz Sancar kimdir?
Prof. Dr. Aziz Sancar 1946’da Mardin Savur’da 8 kardeşin yedincisi olarak dünyaya gelmiş. “Annemin ve babamın okuması yazması yoktu” diye konuşan Sancar, “Ancak eğitimin önemini biliyorlardı ve çocuklarının tümünün eğitim alması için ellerinden geleni yaptılar” diyor.
Sancar, okulda hep başarılı bir öğrenciydi ancak aynı zamanda futbola da yeteneği vardı. Lise futbol takımında kalecilik yaparken, Genç Milli Futbol takımı denemelerine çağrıldı.
Prof. Sancar, “Bu benim en büyük rüyamdı. Hep Milli Takımda oynamak istemişimdir. Ancak bir süre sonra iyi bir kaleci olmak için boyumun yeterince uzun olmadığına karar verdim ve derslerime daha fazla eğildim”.
Prof. Dr. Aziz Sancar 1963 yılında girdiği İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1971 yılında bitirdi. Okuldayken temel bilimler öğretmenlerinin bilimsel buluşlar karşındaki heyecanını şöyle dile getiriyor: “Kaynaklarımızın yetersizliğini gayret ve heyecanımız ile kapatıyorduk.” 6 yıllık tıp eğitiminin ikinci yılında aldığı biyokimya dersinden etkilenen Sancar, biyokimya araştırmacısı olmaya karar veriyor. Biyokimya dalında lisansüstü çalışmalar yapma isteğini biyokimya öğretmenine açtığı zaman, öğretmeni en azından bir süre için doktorluk yapmasını öneriyor. “Tıbbiyeden mezun olan herkesin, temel bilimlerle ilgilenmeden önce birkaç yıl doktorluk yapmasında büyük fayda görüyorum” diyen Sancar, öğretmeninin önerisine uyup doğduğu yer olan Savur’a yakın bir bölgede kendisi için çok yararlı olduğuna inandığı iki yıllık bir doktorluk deneyimi geçiriyor.
1997 yılından bugüne dek ABD’nin Kuzey Karolina Chapel Hill’de Kuzey Karolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapan Prof. Sancar’ın, 415 bilimsel yazısı bulunuyor.
Prof. Sancar başka ödüller de almıştı
Prof. Aziz Sancar çalışmalarıyla ilgili daha önce de birçok ödül almıştı. Bunlardan bazıları; Ulusal Bilim Vakfı’nın Başkanlık Genç Araştırmacılar Ödülü (1984), Amerikan Fotobiyolojı Birliği’nin en büyük ödülü (1990) ve Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) (1995) ödülü sayılabilir. Sancar, ayrıca ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin ilk Türk Amerikan üyesi.
Öte yandan Prof. Sancar 2008 yılında bilimsel nitelikleri ve insan sağlığına yapmış olduğu üst düzey katkıları dolayısıyla Vehbi Koç Ödülü’nü de kazandı.
Eşi Prof. Gwen ile birlikte yıllardır bir Türk Evi kurmak isteyen Sancar, Vehbi Koç ödülünden aldığı 100 bin dolarlık ödülünün tamamını ise Türkiye tanıtımına harcadı. “Ödülden kazandığım para olmasaydı, bu hayalimi gerçekleştiremeyecektim” diyen Sancar, şunları ekliyor sözlerine: “Bu para gelince, hayattayken bu hayalimizi gerçekleştirelim istedik. 100 bin dolar da kendi cebimizden koyduk ve evi 660 bin dolara aldık. 19 Mayıs 2008 yılında Türk evini açtık. 2 katlı bir ev. 18 öğrencinin kalabileceği odalar var. Büyük bir salonu ve mutfağı var. Türk hanımları, mutfağımızda yemek pişiriyor. Türk öğrencilere ve ABD’lilere Türk yemekleri veriyoruz. Salonu ise kültürel faaliyetler için kullanıyoruz. Düzenlediğimiz etkinlikler, ABD’liler tarafından çok ilgi gördü.”
Tıp Dalında Nobel 2015 Ödülü’ne Çinli Yuyu Tu layık görüldü
Bu arada, açıklanan diğer bir ödül de tıp dalında oldu. Tıp Dalında Nobel 2015 Ödülüne, sıtma sayrılığına karşı geleneksel Çin iyileştirme yöntemiyle çağdaş yöntemi birleştiren Çinli Yuyu Tulayık görüldü.
Yuyu Tu, ‘Bu ödül Çin’in geleneksel iyileştirme yönteminin dünyaca tanıtımına katkıda bulunacağı için sevinçliyim’ diye konuştu.
Bizim Anadolu / 08 Ekim 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…