Özgecan Aslan davasında karar çıktı
Bu kez ‘boyunbağı taktı’ diye indirim yok!
Bu yılın Şubat ayında üniversite öğrencisi Özgecan Aslan‘ı öldüren kuşkulular, Ahmet Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, babası Necmittin Altındöken ağırlaştırılmış müebbet, arkadaşı Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mersin’in Tarsus İlçesi’nde bindiği minibüste tecavüz girişiminde bulunulup direnince öldürülüp cesedi yakılan, üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ı öldürdükleri kanıtlanan minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, babası Necmittin Altındöken ağırlaştırılmış müebbet, arkadaşı Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bir kadın üyenin de bulunduğu yargı kurulu, cezalarda hiç bir indirim uygulamadı ve karar salonda alkışlandı. Ailenin savunmanları “kararı değerli buluyoruz” derken, ‘tarihsel’ olarak nitelenen karar Özgecan’ın anne-babasının evlilik yıldönümüne denk geldi.

Özgecan Aslan‘ı öldürmekle suçlanan 26 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken‘in ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, 50 yaşındaki Necmittin Altındöken ile 20 yaşındaki Fatih Gökçe’nin ise ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandıkları davanın 3’üncü duruşması dün saat 09.00’da başladı.

Kadınlar Özgecan için toplandı
Davanın ilk duruşmasında olduğu gibi bu duruşmada da Tarsus Adalet Sarayı, Özgecan davasının duruşması için kapatıldı. Bu davadan başka hiçbir duruşmanın görülmediği Adalet Sarayı’nda polis geniş güvenlik önlemi aldı. Adalet Sarayı’nın önündeki yol trafiğe kapatılırken, çevresinde 1 TOMA ve 1 zırhlı araçla Mersin Büyükkent Belediyesi’nin 2 yangın söndürme aracı hazır bekletildi.
İçeride oturum sürerken, dışarıda çeşitli kadın örgütlerinden yaklaşık 300 kişi taşıdıkları yazılar, attıkları savsözlerle kadına yönelik şiddete tepki gösterdiler. Davanın ilk duruşmasında ‘iktidara yakın oldukları’ savıyla diğer kadın örgütlerince tepki gören Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu duruşma sırasında kalabalıktan ayrı durdu.

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın da aralarında bulunduğu kadınlar, ‘İyi hal, tahrik indirimlerine hayır’ yazısı taşırken, ‘Kadınlara adalet, katillere ağırlaştırılmış müebbet’, ‘Erkeksen öfkeni yen’ gibi yazılar da taşındığı göze çarptı. Burada birer açıklama yapan Meral Danış Beştaş, Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı HDP’li Yüksel Mutlu ile KADEM adına açıklama yapan Betül Yılmaz, kadına şiddete son verilmesini ve kadınları öldüren erkeklere ‘iyi hali’ ve ‘tahrik’ gibi çeşitli nedenlerle ceza indirimi uygulanmamasını istedi.
Sanıklar jandarma arasında
İlk duruşmada Ahmet Suphi Altındöken’in “Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama yeltendiğini biliyorum” diye savunma yapmasının ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan ek iddianame ile ‘Nitelikli cinsel saldırı’ suçundan da yargılanmaya başlanan Fatih Gökçe ile birlikte Suphi Altındöken ve Necmittin Altındöken, bu duruşmaya getirildi.
Bu arada jandarmanın sanıkların bulunduğu bölümün arkasında sıra olduğu gözlendi. Aileden Özgecan’ın amcası Yaşasın Aslan’ın katıldığı duruşmada, aile ve sanık savunmanlarıyla Adana, Mersin, Ankara, Gaziantep, Samsun, İstanbul, Muğla, Antalya ve Kırklareli Barosu’ndan da savunmanlar yer aldı. Duruşmada, Ahmet Suphi Altındöken’den boşanan eşi Neslihan’ın savunmanı Ebru Çatıkkaş, davaya ‘müdahil’ olmak istedi. Aile savunmanları ise Çatıkkaş’ın sanığın eski eşinin savunmanı olduğunu belirterek itiraz etti ve yargı kurulu bu itirazı kabul etti.

Savcı: İndirim yapılmasın!
Duruşmada Savcı Mehmet Dilan, geçen duruşmada verdiği mütalaasını yineleyerek sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken’in ‘Nitelikli adam öldürme, cinsel amaçlı alıkoyma, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından’, arkadaşı Fatih Gökçe‘nin ‘Nitelikli adam öldürme ve nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs’ suçlarından, babası Necmittin Altındöken’in ‘Nitelikli adam öldürmeye iştirak’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmalarını, iyi hal indirimi uygulanmadan cezaların en üst sınırdan verilmesini talep etti.
Daha sonra söz alan aile savunmanlarından Sevim Küçük her 3 sanığın da ortak karar alarak ortak hakimiyet kurup Özgecan Aslan’ı birlikte öldürdüklerinin, sanıkların anlatım ve dosya kapsamından anlaşıldığını, bu nedenle de cezanın en üst sınırdan verilmesini talep etti. Küçük, genç kızın genital bölgesinin tamamen yakıldığını, bu bölgenin bilerek yakıldığını ve bunun cinsel saldırıyı gizlemek için yaptıklarını kaydederek Fatih Gökçe’nin nitelik cinsel saldırı suçundan cezalandırılmasını istedi.

Hiçbir indirim yapılmadı
Kısa bir ara veren yargı kurulu, daha sonra dönüp kararı açıkladı. Yargı Kurulu, her 3 sanığı da ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Yargı Kurulu ayrıca zanlı Ahmet Suphi Altındöken’i ‘bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 27 yıl, Fatih Gökçe’yi ise aynı gerekçe ile 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Kurul, sanıkların cezalarında indirim uygulamadı; karar savunmanlarca alkışlandı.

Olay nasıl olmuştu?
Sanıklar Jandarmanın dikkati sayesinde yakalandılar
Mersin’in Tarsus İlçesi’ndeki Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde okuyan Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015’te okuldan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Bunun üzerine aile, polise kayıp başvurusunda bulundu. Özgecan, ailesi ve polisçe her yerde aranırken, Tarsus-Mersin-Adana arasında yolcu taşıyan 33 B 8756 plakalı minibüsün sürücüsü Ahmet Suphi Altındöken jandarma kontrol noktasında durarak çevreyoluna nasıl çıkacağını sordu. Askerler, minibüsün tarif ettikleri yol yerine ormanlık alana doğru gittiğinin ayrımına varınca kuşkulanıp yol kıyısında durdurarak arama yaptı.
Sürücünün babası Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe’nin de bulunduğu minibüste kan izine rastlandı. Ahmet Suphi Altındöken, kanın müşteri olarak minibüste kavga eden 2 yolcunun olduğunu söyledi. Gözaltına alınan 3 kişi, işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.

Jandarma, Özgecan Aslan’ın kayıp bilgisi üzerine minibüsü 12 Şubat’ta içinde Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe ile birlikte ele geçirdi. Minibüste ayrıntılı arama yapan jandarma bir şapka buldu. Şapkanın gösterildiği Mehmet Aslan’ın ‘kızıma ait’ demesi üzerine sorgulanan Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe, genç kızı bıçaklayarak öldürdüklerini, cesedini benzin dökerek yaktıklarını, ardından da Çamalan Köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin Deresi yatağına attıklarını itiraf etti. Bir süre sonra Ahmet Suphi Altındöken de jandarmaca yakalandı. 13 Şubat sabahı söz konusu kuşkulu kişilerin gösterdiği yerde genç kızın yanmış cesedi bulundu.

Özgecan yaşıyorken 2 elini kesmişler
Sorgusunda suçunu itiraf eden Suphi Altındöken, cinayeti en ince ayrıntısına kadar soğukkanlılıkla anlatarak, “Otobüste bulunan bıçağı sol kapı gözünden alıp boğazına, boynunun şah damarına doğru soktum. O panikle bir iki defa daha boğazına soktum çıkardım. Araçtan inip Fatih’e boğazını kestiğimi söyledim. Bu sırada bayandan harıltılı bir şekilde nefes alıp verme sesi ve öksürük sesi geliyordu. Fatih bu sesi duyunca, ‘Oğlum madem yaptın yüzünü cırmalamış, kızın tırnaklarına kimliğini bırakmış gibisin’ dedi. ‘Ne yapayım’ diye sordum, o da bana ‘Ellerini kes’ dedi. Bu sırada Fatih aracının ön tamponuna koyduğum bıçağı alıp bana verdi, ben de o panikle araca girdim. Bu sırada bayandan hâlâ harıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. Bayanın iki elini de bileklerinden kestim” diye ifade verdi.

‘Umarız örnek olur’
Özgecan Aslan ailesinin savunmanı Efkan Bolaç, kararın açıklanmasından sonra şu açıklamayı yaptı:
“Neredeyse 40 yılın üzerinde bir süre içeride kalacaklar gibi görünüyor. İstediğimiz gibi bir karar çıktı. Kamuoyunun baskısı, örnek olacak bir karar olması isteği bu sonucu getirdi. Dosyada son söz söylenirken amcası bir şey söylemişti ‘Bir ceza istiyorum’ diye. Bu ceza bundan sonraki bütün kadın cinayetlerinde örnek olur diye düşünüyoruz. İndirimsiz, ‘çok seviyordu, ağır tahrik altındaydı’ gibi örneklemelerin olmayacağı bir süreç olsun istiyoruz. Umarız bundan sonra bu karar bütün ülkede emsal teşkil eder. Ülke açısından hiç değilse son dönemlerde alınmış bir karar olarak görmek lazım. Mahkemelerin elinde bu tür kararları verme, indirim uygulamak mahkemelerin hakimlerin elinde. Şunu görmek lazım, kadın cinayetleri bakıldığında politik olmuş durumda. Neredeyse yüzde 1500 artmış cinayetler. Bunu aileden sorumlu bakanlık söylüyor. Bunların önüne geçmek için caydırıcı önlemler alınması gerekiyor. Tarsus Ağır Ceza hakimliği üzerine düşeni yaptı ve indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.”

Katilin babası özür diledi
Bolaç, mahkeme salonunda yaşananları ise şöyle anlattı: “Katilin babası ‘Tüm Türkiye’den özür diliyorum oğlumun yaptığı için’ dedi. Özgecan’ın ailesi indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyordu. Ailenin söylediği şey aynıydı ‘bir ceza olsun örnek olsun, emsal olsun’ diye. Bugün özel bir durum varmış, Özgecan’ın anne babasının evlilik yıldönümüymüş. Böyle bir tesadüf oldu. Bundan sonraki süreç zannedersem temyiz süreci olacak. Temyizden sonraki süreci bekleyeceğiz.”
Özgecan ve kadın şiddetine karşı dayanışma ve ‘karşı dayanışma’ örnekleri….






















Bizim Anadolu / 04 Aralık 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…