Ottava’da Türk Evi
Devletin, paralel devletin veya bir politik partinin kurdurduğu veya yandaşı olarak değil de, Ottava Türklerinin kendileri tarafından kendileri için bir “sivil toplum örgütü” olarak kurulan bizim derneğin kendisine ait bir yeri, bir ofisi, bir deposu, bir adresi hatta bir telefonunun bile olmamasının yarattığı sıkıntı senelerdir devam ediyor.
On beş sene önce dernek başkanlığım sırasında Ottava’da bir Türk evi alma işini gündeme getirdiğimde en büyük direnişi dernek yönetim kurulundaki en yakın arkadaşımdan görmüş ve ne yazık ki o günlerde Koro ile ilgili yaratılan yapay sorunlar nedeniyle bu direnişi aşamamıştım.
Bu konuyu benden başka gündeme getiren var mı bilmiyorum. Yoksa neden yok, varsa neden gerçekleştirilemiyor?
Kırk altı yıllık koskoca Ottava Türk Derneğinin bir ofise, başını sokacak bir yuvaya gereksinimi yok mu?
Biliyorsunuz “Cemaat” tarafından Süleyman Demiray’a kurdurulan Vakıf Ottava Türklerinden “Allah rızası” için topladıkları bağışlarla önce bodrum katı mescit olarak kullanılan bir ev satın almış, sonra da bu evi bağış yapanlara sormaksızın satıp, Ottava’nın batısında 3 milyon dolarlık bir bina yaptırmıştı. Bu binanın 500 bin doları Kanada Hükümetinden, gerisi ise yine Ottava’nın “dini bütün” Türklerinden temin edildi. Hatta bir hayırsever arkadaşımız evini satıp 300 bin dolar bağışladı; kapı kapı dolaşan dini bütün ablalar da inananların zekâtlarını alıp bu binaya aktardılar. Gidip gezdim çok da güzel bir yerdi.
Bu bağışları “Allah rızası” için yapanlar bağışlarının nereye gittiğini 15 Temmuz gecesi gördüler. Muhtemelen ertesi gün de bu binanın önünde yapılan protesto gösterisine katıldılar.
Biz konumuza dönelim. Yarım asra yaklaşan Ottava Türk Derneğinin neden bir ofisi, toplanabileceği bir yeri yok?
Yunanlıların Ottava’da içinde toplantı ve yemek salonları, kilisesi, ofisleri olan, her sene büyük bir festival düzenledikleri ve bu festivalde büyük paralar kazandıkları kocaman bir merkezleri var. Ermeni Ulusal Komitesinin Ottava’nın göbeğinde Albert Street üzerinde bir ofisi ve Glebe’de kilisesi var.
Yahudi Diasporasının Carling Avenue civarında binaları, Prince of Walles’te sinagogları var. Lübnanlıların, Ukraynalıların kiliseleri, ofisleri içinde toplantılar düzenleyebilecekleri odaları, salonları var.
Ottava’da Türklerin bir araya gelebileceği, derneğin toplantılarını yapabileceği, demirbaşlarını koyabileceği, başı sıkışanların veya Ottava’ya yeni gelenlerin gidip kapısını çalabilecekleri, mektupların postalanabileceği, içinde bir kütüphanesi ve bir ibadet odası da olan bir “Türk evini” neden gerçekleştiremeyelim?
Dernek eğer din faktörünü de kullanabilirse böyle bir proje bir sene içinde gerçekleştirebilir.
Ottava’da hemen her Türk kökenli vatandaş istediği an kolayca ev alabildiğine göre binlerce Türkün güç birliği yaparak bir yer edinebileceğine inanıyorum.
Bugüne kadar bunun gerçekleştirilmemiş olmasının nedeni; Dernek Yönetimlerinin vizyon, niyet ve Türk insanına olan güven eksikliği olsa gerek.
Derneğin Genel Kurulunda veya Yönetim Kurullarında bu konu bir an önce gündeme getirilmelidir.
İzmirli ağzıyla söyleyelim: Hadi gari!
Yalçın Diker / Bizim Anadolu / Mart 2017
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…