Press "Enter" to skip to content

Noel Baba mı, Ayaz Ata mı?

21 Aralık Nardugan Bayramı nedir, nasıl oluştu? Nardugan Bayramı yılbaşı kutlamalarını nasıl etkiledi?

Türkler insanın oluşum ve yaşamını ağaçla özdeşleştirmiş, adına ‘hayat ağacı’ diyerek bu ağacı binlerce yıldan beri, halı, kilim, işlemeler, kaya, mağara resimleri ve kil kabartmalarda desenlemiş, kalıcı biçimde resimlemişler.

Türk kültürü güneş, ay, yıldızların gökyüzündeki hareketlerini çok önemseyerek bilimsel takiple doğanın oluşum ve yaşamını, onların kendi bütüncül hareketleriyle birleştirmişler. Her 365 gün içinde 21 Aralık günü, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı, gündüzlerin uzamasıyla güneşin her gün daha fazla yeryüzünde kaldığını gözlemlemişler. Bununla birlikte doğanın uyanması, yeşillenme, üretimin bollaşmasının yaşamın nedeni olduğunu gözlemleyerek adına ‘Nardugan’, ‘Nar = güneş’, ‘tugan/dugan’ (doğan) demişler. Böylece her 21 Aralık’ı yılın başı, günün doğuşu, üremenin, büyümenin, bollaşmanın günü ‘Çam Ağacı’ simgesiyle bayram olarak kutlamışlar.

Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor. Ağacın altına hediyeler koyuluyor etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyor. Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor. Aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. (Yedikleri, yaş ve kuru meyveler yanında, özel bir yemek ve bir tür de şekerleme var.) Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, uğur geleceğine inanıyorlar. Bu gün dönümünde fena olanlar iyi, cimri olanlar eli açık oluyor. Çam ağacı, iyilik ve hediye simgesidir. Erlik veya Ayazata, İsevilerde ‘Noel Baba’ olarak adlandırılır. Erlik o gün iyi, eli açık sırtında kürklü kaftanı, başında kırmızı başlığı ve ayağında çizmeleri, elinde torbası ile hediyeler dağıtır, şenlik olur.

Haddon Sundblom’un Koka Kola için Thomas Nast’ın çizimlerinden esinlenerek çizmiş olduğu Noel Baba (Santa) karakteri.

Bu Noel Baba kıyafeti sivri uçlu başlığıyla eski Türk kıyafetidir. (Noel Baba karakterinin giysisinin kırmızı olması, özellikle ressam-çizer Thomas Nast’ın çizimlerinden esinlenerek yeniden çizen ressam-çizer Haddon Sundblom’un çizimleriyle 1930’ların başında Koka Kola kuruluşunun bir pazarlama-tanıtım konusu olarak kullandığı ve daha sonra gelenekselleştiği biliniyor. B.A.) Geyik ise Güney Sibirya’da yaşayan Türkler için kutsaldır.

Bu geleneğin Asya Türkleri arasında değişik şekillerde yaşadığını öğreniyoruz. Bu arada Anadolu’nun bazı yörelerinde düğünlerde çam götürüldüğünü, onun etrafında oynandığını da biliyoruz. Yazıya gerek olmadan geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak binlerce yıl süre gelmiş olduğunu görüyoruz.

Noel / Santa / Sinterklaas / St Claus karakteri…

Noel Nasıl Oluştu?

Antalya’da yaşamış olan iyilik yapan, çocukları koruyup kollayan Aziz Nikola bu biçimde betimlenmiş.

İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok! Doğum, güneşin yeniden doğuşudur. Ansiklopedilerde yazdığına göre İsa evrenin nuru, güneşi olarak algılanıyor ve bu olayın pagan halklardan alınıp İsa’ya yakıştırıldığı yazılıyor. İmparator Konstantin (324-337) tarihlerinde İznik’te topladığı konsülde, 21 Aralık’ta güneşin doğumu için yapılan bu ‘pagan bayramı’ İsa’nın doğumu olarak 24 Aralık’a alınıyor; ve buna da ‘Noel Bayramı’ deniyor. Batı kilisesi, Katolikler, bunu 24-25 Aralık gecesi kutluyorlar. Çam süslemesi ise, ilk olarak 1605’te Almanya’da görülüyor, oradan Fransa’ya ve diğer Hıristiyan ülkelere geçiyor.

Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe ve ilkel (!) olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş! Yeni yapılmakta olan çalışmalarla Batı’ya Türklerden kimbilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak! Belki de yazının ve dillerin anasının da Türkler olduğu kanıtlanacak.

Türklerde Çam Bayramı ‘Çam ağacı ‘YAŞAM AĞACI’ süslemek tamamıyla Türk geleneğidir.

Metin Cansız

Mühendis, Sanatçı, Eski Türk Tarihi Araştırmacısı, Yazar

Nardugan, Yılbaşı, Akçam ağacı ve Noel hakkında sağlam kaynak arayanlar için Türkolog Murat Acı’nın araştırmaları önerilir. Araştırmacı, ‘Avrupa, Türkler, Büyük Bozkır’adlı kitabında, ‘Çam ağacı Mısır’da ve Filistin’de yoktu. İlk Hıristiyanlar bu ağacı bilemezdi. Türklerde ise bu ağaç çok önceden kutsal sayılırdı. Türklerin kök atası Sakalar idi. Türkler, Anadolu’ya 1071’de gelmedi, önceden farklı adlarla Anadolu’da hep var; Hattiler, İskitler, Kıpçaklar, Peçenekler vb.’ biçiminde bir tez öne sürmektedir.

Ayrıca, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın bu önemli Türk geleneğiyle ilgili ayrıntılı belgelere dayanarak kaleme aldığı bilimsel yapıtları da bulunmaktadır.

Kaynakça;

Dr. Muazzez İlmiye Çığ, Ve İlk Kurşun, 18 Aralık 2007

Azerbaycan’dan Sayın Adnan Atabek ve İran Azerbaycan bölgesinden Araf İsmail’in gönderdikleri yazılara ve de en önemlisi Murat Acı, Kıpçak Türklerinin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi kitabı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları s. 47-50 Ankara 2021

Ayaz Ata soğuklarda insanlara yardım eden bir iyilik sever, Rus ya da Türk dünyasında bir söylence kişilik.

Bizim Anadolu’nun notu:

Bizim görüşümüz; var oluşundan bu yana değişik gelenekler oluşturan kişioğlu ve kızlarının, tarihin derinliklerinde çeşitli inanç oluşturdukları ve kaçınılmaz olarak kendileri birbirlerine karışırken, bu ekinsel alışverişlerinde birçok geleneğin de birbirine karıştığı yönündedir. Kişioğlu ve kızları nerede olurlarsa olsunlar, üzüntülerini, kaygılarını paylaştıkları gibi, sevinçlerini de paylaşıp birlikte kutlamalıdır. Bu sevince ortak olmak insanlığın var olma nedenidir ve hiç kimse bu gelenekleri kutlayarak, ‘şu, şu dinin geleneğidir, bu, bu dinin geleneğidir, uzak durmalı’ diyerek kendi inanışından çıkmaz.

Bu arada, ‘Ayaz Ata / Kar Kız’ karakterinin de Rusçadaki Ded Maroz (Ayaz/Soğuk Dede/Ata) ile Sneguroçka (Kar Kız) sözcüklerinden çeviri yoluyla Orta Asya Türk halklarına kazandırılmış’ savını da anımsatalım.

Nardugan’ınız, Noel’iniz kutlu olsun, gönlünüz hep bayram sevinciyle dolsun!

Bizim Anadolu / 25 Aralık 2022

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...