Koltuk Sevdası
Koltuk sevdası başka şeye benzemez. Bi kıçımızı koymaya görelim… Bir ömür boyu kalkmak istemeyiz.

Bazı koltuklar çok tatlıdır. Yalarsın, emersin, gözün gibi bakarsın. Aman ha deyim, biri yaklaşırsa, ona bir çelme takar, tepe takla edersin…
Kolay mı oturduk biz o koltuğa, sen kim oluyorsun da benim zorla sahip olduğum o koltuğa yanaşmaya yelteniyorsun?!..
Hem sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Sen nelere kadirsin ey koltuk!
***

Neler gördük neler? Menderes’ler, Bayar’lar mı dersin, Demirel’ler, Ecevit’ler mi dersin, Erbakan’lar, Türkeş’ler, Bahçeli’ler mi… Şimdi de Devr-i Erdoğan’ları yaşıyoruz…
***

Parti üyesi mi, bakan mı, milletvekili mi, yönetim kurulu üyesi mi? Sizler de kim oluyorsunuz canım!
Hem birileri dememiş miydi, ‘odunu göstersem milletvekili seçtiririm’?
Siz de kim oluyorsunuz!
Ben değil miyim, başkan, başbakan? Ben ne dersem o olur.
Demezsem de, demem… Toplantı?

Ne toplantısı? Bi mesaj atarım, zamanım olursa toplanırız…
Toplanmazsak da toplanmayız…
Kararı ben alıyorum, siz merak buyurmayın? İdare kuruluna gerek yok.
İdare kurulu da neymiş! Ben saçımı süpürge edeyim, her yerde sizi temsil edeyim…
Cık, cık… Bi de benden toplantı neyim istiyorlar… Yok şunu, şunu, şunu yapmak için idare kurulu kararı gerekirmiş…
Ben alıyorum ya… Hani size zahmet olmasın deye…
E, hesapları da aileden güvendiğimiz birine yaptıracağız elbette…
Yok, onunla sizin toplanmanıza gerek yok, ben toplanıyorum arada…
Bana bakın, toplarım bi genel kurul, kongre, sizin yerinize ağızları var dilleri yok yeni azalar seçerim haa… yani seçtiririm…

Sizlerle mi uğraşacağım…
‘Odunu göstersem milletvekili seçtiririm ben!’
Yeni seçtirdiklerim kazan kaldırırsa, onları da ekarte eder yoluma bakarım…
Genel kurul, kongre?.. Aslında ne lüzumu var canım, ben her yere yetişiyorum işte…
Fa’aliyet tertip ediyoruz, yok idare kurulunun haberi yokmuş…
Yapıyoruz işte, idare kuruluna ne gerek var!

Kendi hesabıma mı yatırıyorum gelirleri?
Yav, o kolaylık olsun diye canıım…
Müfettiş, denetim kurulu mu? O da ne? Bana inanmıyor musunuz?
Ben söylüyorum ya işte!
Yani söylemiyorsam da, demek ki lüzumu yok ki söylemiyorum…

***

Canım koltuğum benim… Hiç merak buyurma, seni benim elimden kiiimse alamaz…
Ulan, ben uyurken kimse gelip altımdan almasın koltuğu.
Japon yapıştırıcıyla yapıştırsam mı acaba?
Hay Allah! Gözüme uykular girmiyor…
Bu yeniler koltuğumda oturmama yardım ederler mi ki?
Ederler canıım, onlara paye veriyorum ya… Sekreter, üye, aza, yardımcı, muavin… Bensiz zaten bir hiç olduklarını biliyorlar…

***

Koltuk sevdası bu, başka sevdaya benzemez…
O koltuk sevdası için ne anasını tanır, ne babasını…
Satar herkesi, satar…
Biz kırık sandalyeye talim edelim…
Olmasa da olmaz, yere de bağdaş kurup otururuz vesselam…
Ama koltuk sevdalılarına da dikkat etmek lazım ya, değil mi?
Şeytanın Gör Dediği / Bizim Anadolu / 16 Eylül 2019
Şu haber ve yazılarla da ilgilenebilirsiniz: