Kalıcı Somut Projeyle Gelin
Klasik söylemle değil inandırıcı, yapıcı ve kalıcı somut projeyle halkın karşısına çıkmak…
Şöyle ifade etmekte fayda var; “Bilinen söylem yinelemeleriyle değil, inandırıcı, yapıcı ve kalıcı proje yenilemeleriyle halkın karşısına çıkmak..”
Evet; klasik, yani önemini koruyan; imar, ulaşım, deprem, çevreci, çağcıl kent …anlayışıyla büyük kentlerin, özellikle İstanbul’un sorunlarını çözeceğim diye yerelde veya genel seçimlerde aday olmak bence insanlarda bıkkınlık yarattı. Bıkkınlık yarattı, çünkü çözülmüyor, bu sorunlar daha da büyüyor. Elbet ulaşım, imar, çevre, deprem, yoksulluk vb sorunları çözmek için aday oluyorsunuz. Fakat inandırıcı olmanız için bu klasik söylemlerin ötesine geçerek, yapıcı ve kalıcı sorun çözücü projeler üretmek zorundasınız…
Bir örnekle olguyu anlaşılır kılmak istiyorum:
İstanbul ulaşım politikaları boyutunda boğaz geçişleri projeleri adeta İstanbul’un sorunsal görüngüsü. Son habere göre; 3. köprüyü neden hükümet inşa etmemiş. Etseydi, bugün köprü kendini amorti etmiş olacakmış. Neden kendi inşa etmeyip, yap işlet devret kuralıyla özel sektöre yaptırması ve hükümet tarafından özel sektörün işletme zararlarını finanse etmesi konuları yıllardır söyleniyor, burada bunları yinelemenin anlamı yok.
Benim İstanbul için ve de ülke geneli ulaşım politikaları için bir önerim var. Bu önerim inanın, boğaz geçiş projelerini maliyet boyutunda abartılı bir şekilde minimize edeceğini ve ülkemiz araçlarına geçişlerin paralı yapılmasına gerek duyulmayacağını düşünüyorum.
Şöyle ki;
1- Türkiye’deki tüm araçlardan, araçların değerleri üzerinden, araç sahiplerini rahatsız etmeyecek miktarda ulaşım fonu kesilmesi…
2- Her sürücü belgesi ve araç alımında ve de trafik cezalarında aynı fonun aynı şekilde kesilmesi…
3- Ülkemize giriş yapan tüm araçlardan da aynı fonun aynı şekilde kesilmesi…
4- Özellikle, boğazlarımızı kullanan yabancı bandıralı gemilerden, yatlardan aynı fonun aynı şekilde kesilmesi…
5- Köprü geçişlerinin yabancı araçlara paralı yapılması…
Çevre, imar, yoksulluk vb. olgularda da elbet önerilerimiz var. Yeter ki aday gösterenleri bir çobanın dahi dağarcığında projesinin olabileceğini düşünebilsinler ve danışma lütfunda bulunsunlar…
Siyaset oyunlarının yoksulu, erdem ve onurun varsılı; Erdal İnönü’ye gazeteciler sormuş: “Bilim insanı olarak, neden proje üretmiyorsunuz?” Erdal bey; “Projem olmaz olur mu. Birkaç proje önerdim, Demirel sahiplendi, ben de…”
Evet, ülkemiz proje kısırlığında, bu doğru… Yerel ve genel adaylar, hep bildiğimiz klasik söylemler sıralarlar; ulaşım, imar, yoksulluk, çevre, deprem vs… Sürekli aynı tekrarlar kanıksanır oldu… Bu nedenle halk; inandırıcı ve faydalı proje istiyor…
Lider erkine tapınanlardan ne beklersiniz ki… Veya, popülizm duygusallığında ne üretebilirsiniz ki?… Lider etrafında oluşturulan dar çemberi kırıp çevresine baksa, çobanın dahi bir projesinin olduğunu görecektir… Adam yerine koy, adam gibi proje önersin!!..
Haklıdır; “Git söyle Lidere, ne duruyorsun!!” diyenler: Fakatı var bu işin. Kolay mı, lider duvarını aşmak. Önce karşına Özel Kalem Müdürü dikilir, önerinizi bana söyleyin-verin diye. Israr edersiniz, en fazla danışmanına ulaştırırlar veya Genel Başkana, onlar da seni ciddiye almaz, sümen altı eder… Genel Sekretere gitsen direk, genel sekreterin, sadece protokol organize ettiği veya önüne gelen konuların yazmanlığını yaptığını görürsünüz. Nerede o eski, Genel Başkanı güçlendiren üretim yetkisindeki ve de yaratıcı genel sekreterli kurumu!!??..
Diyelim ki, önerini posta ile gönderdin, açar okur bir yetkili, gider projeyi isimsiz anlatır ve kendini kanıtlar… Ses getiren bir köşede yazdın diyelim, sana döner, biz de o projeleri düşündük der geçiştirirler…
Vesselam kısa kelam, seni merkezden-liderden uzak tutmak için ellerinden geleni yaparlar, seni uzak tutarlar ve bilinen yinelemelerle seçime girerler; yenilemelerden, yani inandırıcı, yapıcı ve kalıcı projelerden soyut…
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar Platformu
GSM: 0506 609 00 32
Bizim Anadolu / 30 Aralık 2018