Press "Enter" to skip to content

İnce Değer Çizgisi

İnce Değer Çizgisi

Aralarında ince bir çizgi var.. Dostluk, arkadaşlık, bağlılık, saygınlık.. Sevgi, iyi niyet…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

* Tüm bu olumlu düşünce ve davranışlar kimi zaman tek bir yanlış adımla tersine döner..

* Dostluğun yerini düşmanlık.. Arkadaşlığın yerini küslük.. Bağlılığın yerini hiçe sayma.. Saygınlığın yerini vurdum duymaz saygısızlık.. Sevginin ve iyi niyetin yerini kötülük alır. Hiç de zor değildir bu bir uçtan diğerine geçişler. Özellikle içinde bulunduğumuz yaşam tarzı ve dayatılan sistem içerisinde..

* Ve gün gelir bir bakmışsın sen, sen olmaktan çıkmış, düşünce yapın dayatılan sisteme özdeş bulursun kendini.. Bunu bilmeden.. Farkında olmadan.. Bilinç dışı yaparsın.. Sizler de farketmişsinizdir. Hatta belki siz bile yapmışsınızdır şunu; herhangi bir ülkenin herhangi bir şehrinde meydana gelen terör saldırısında yüreğimiz o ülkenin acısı ile burkulur.

En az “O” millet’in içine düşen kor ateş kadar üzüntü duyar ve gündemimizde dualar göndeririz yakınlarını kaybeden ailelere..

Buraya kadar son derece normal bir tepkidir bu toplumca gösterdiğimiz..

Ama sonra ne oluyorsa oluyor, hızımızı mı alamıyoruz, birlik beraberlik dürtümüzün boyutu mu sınırsız bir hal alıyor, nedir? İşte bunu tam olarak çözemediğim, bir sosyal medya tepkisi ile profil resimlerimizi “O BAHSİ GEÇEN ÜLKENİN BAYRAĞI”na sarıp sarmalıyoruz.

Bir örnek vermem gerekirse; 2015 yılında Fransa’daki terör saldırısında aynı anda HEPİMİZ FRANSIZIZ.

Paris! Duyduğum anda yıkıldım. Neden mi? Bir başka şehirde tanışıp dost olduğum ve yaklaşık altı yıl komşum olan hanım, Fransız asıllıydı ve tam da o gün Fransa’ya gitmişti.

Kendisinden haber alana kadar “ya bir şey olmuşsa” sorusuyla içim yanmıştı..

Öyle ya; terör’ün ciğer yakan yanını bizden başka kaç ülke bu kadar derinden yaşamış, kaç ülke bile bile bu kadar terörle iç içe seksek oynamıştır. (Aslına bakarsanız bu ülkelerin de sayısı çok, ama o bir başka makale konusu.)

* Kimseyle aynı fikirde olmak mecburiyetimiz elbette yok.. Kim ne düşünür, nasıl tepki verir, ayrıca ne beni ne de bir başkasını ilgilendirir.

Benim burada dile getirmek istediğim ARADAKİ ince çizgi.

* Biz Türkler farklı kültürleri bünyesinde taşıyan özel bir milletiz. Biz bu kültürlerle birlikte yaşadık. Ermenilerle, Yahudilerle ailelerimiz (benim kuşağım) komşuydu, arkadaştı.

Bugünün politikaları ile kanlı bıçaklı olduğumuz “Etnik kökenler”, bir Çerkez kızı olarak gururla söyleyebilirim ki bizlerin zenginliğidir.

Her yıl 24 Nisan’da yaşadığım ülkede, Ermenilerle soykırım gerginliğinde Türk toplumu üyeleriyle birlikte üstün olma yarışındayız.

Soykırım vardır’ı, yoktur’a dönüştürmek adına.

Öte yandan oğlumun en samimi arkadaşı Ermeni asıllı bir Kanadalı.

Ailesi Türk kahvesini çok sevdiğinden zaman zaman kapıyı çalıp içeri girerler, iki sohbet arası kahve yudumlarız karşılıklı…

Öyle güzel insanlardır ki o sohbet’in tadı da en az yudumladığımız kahvenin kıvamındadır..

 

 

 

 

 

 

Bunun yanında; Gezi olaylarında benim gözyaşlarımı görüp teselli etmeye çalışan, üzüntüsünü dile getirip sarılan İngilizdi, İtalyandı, Çinliydi, Almandı, İrlandalıydı, Libyalıydı, Amerikalıydı, Kanadalıydı, Jamaikalıydı..

Kimse “Amaaan ya bırak!” demedi.. Kimse “Olmuşsa olmuş, her yerde neler oluyor” demedi.. Ama hiç kimse her gün kullandıkları sosyal medyada Al Bayrağımla da profillerinde tepki!! göstermedi, sadece büyük bir empati ile sorularıyla anlamaya çalışarak dinledi..

Diyeceğim, kendinize bir sorun lütfen! Gerçekte kimi protesto ediyor, kimi, nasıl destekliyorsunuz?

Yada eleştirilerinizde Hedef aldıklarınız kim?

 

* ÜLKELER Mİ? DEVLETLERİN POLİTİKALARI MI? HALK MI? SEN Mİ? O MU? … KİM ??

 

 

İçTen

 

 

Tüm Yazıları»

 

 

Bizim Anadolu / İçten Külünk / 15 Ocak 2019

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...