Press "Enter" to skip to content

İlkyaz ya da Nevruz

Anadolu’da hep bir Nevruz kavramı vardı. Dahası Osmanlı padişahları Yeniçeriye Nevruziye denilen para ya da armağanlar dağıtırdı.

ÖMER F. ÖZEN

Benim çocukluğum Urfa’da geçti. Anımsıyorum, 50’li 60’lı yıllarda, ‘Nevruza gitmek’ diye bir deyim vardı. Büyüklerimizin bir ‘sizin Mart’ınız, bizim Mart’ımız’ diye bir deyimi vardı. Onların Mart’ı bizim bildiğimiz Mart’ın başlangıcında başlamazdı; yirmi gün sonra başlardı. Sonradan anladık tabii, onlar eski takvime göre konuşuyorlardı. O yüzden biz Mart’ın başında ‘anne bahar geldi’ derken, annemiz, ‘hayır evladım, bahar gelmedi daha, bizim Mart’ın başlangıcıdır bahar’ diye bizi uyarırdı. Ama biz çocuktuk ve bizim bildiğimiz bahar ‘Mart’ın bir’inde başlar Nisan, Mayıs’ diye sürer giderdi.

Dolayısıyla hafta içi olduğunu pek anımsamıyorum ama, 20 Mart döneminde, bir haftasonu Nevruz’a gidilirdi.

Kamyonlar tutulur, konu komşu öteberisini önceden hazırlamış olarak kamyonlara doluşur, kent dışına, ya bir su kıyısına ya da bizim oralarda pek sık olmayan ağaçlık alanlara gidip kıştan yeni çıkmış olarak doğanın yeniden uyanışını, baharı yaşardık. Yer, içer eğlenir akşam da yine kamyonlara doluşup evimize dönerdik. Kamyon tutma durumu olmazsa kent yakınında kırlık alanlara gidilirdi; örneğin çoluk çocuk hep birlikte gidilebilen ‘Bamya Suyu’na, ‘Baboyun Dağı / Babo’nun Dağı’na çıkılır ya da Suruç’ta ‘Üçpınar’a gidilirdi. Bunlar eskilerin deyişiyle birer ‘mesire yeri’ydi.

Yine bilindiği gibi bugünkü, şu ille de ‘çift ve ile yazılmasında ısrar edilen’ ‘Nevruz’ PKK’nin 90’lı yıllarda bir kalkışma hareketine dayanak yaptığı bir olay. Bunun önüne geçemeyen devletin bir anda, -kim akıl ettiyse, kesinlikle bir bakanlık danışmanının önerisidir- ‘yav aslında bizim bir ‘Nevruz’umuz vardı, biz niye kutlamayalım, buna Türkçe’de ‘Yeni Gün’ denir, tüm Orta Asya ülkelerinde de kutlanır’ diyerek bunu kutlaması, bir anlamda PKK’nin oyununu kırma amaçlıdır. Özellikle siyasilerin nereden çıkardılarsa, lastik yakıp üstünden atlamaları da ‘bakın biz Nevruz’a sahip çıkıyoruz, Kürt kardeşlerimizin duygularına ortak oluyoruz’ gibisinden iki yüzlülükten başka bir şey değildir.

O yüzden TRT Orta Asya ülkeleriyle ortak yayın yaparak oralardan törenler gösterir.

Emperyalizmin dayattığı ayrıştırmacı oyuna gelmeden bunları kendi içimizde çözmenin yolları aransa, dayatmalar yerine kendi insanımız için çaba gösterilse, iyileştirmeler yapılsa daha doğru olmaz mı?

Bakın benim için ikinci bir Nâzım olan Ahmed Arif ne demiş:

‘Beşikler vermişim Nuh’a

Salıncaklar, hamaklar

Havva anan dünkü çocuk sayılır

Anadolu’yum ben tanıyor musun?’

Bu anlayış içinde, Anadolu’nun tüm renklerini hiç bir ayrıma gitmeden bizim renklerimiz kabul ederek baharı (Türkçesi ‘ilkyaz’), doğanın uyanışını birbirimize sarılarak kutlasak ve emperyalizme ‘nanik’ desek daha hoş ve anlamlı olmaz mı?

Gönlünüzde hep sevgi tomurcukları açsın!..

Nevruzunuz ya da İlkyazınız kutlu olsun!

 

o.ozen@bizimanadolu.com

Tüm Yazıları»

Ömer F. Özen / Gözleyi, gözleyi… / Bizim Anadolu / 20 Mart 2022

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...