İlkyaz Bir Şenliktir
İlkyaz bir şenliktir,
yeniden doğuşu muştular.
İlkyaz, taze toprak kokar. Toprak yeni filizlere gebedir.
Yaşam yeniden kurulur.
Çiçekler yüzünüze güler,
laleler halaya durur,
cümbüşe çağırır sizi.
İçiniz kıpır kıpır olur.
Tanımlanması zor bir sevinç kaplar benliğinizi.
Üleşmek istersiniz; kanatlanmak, uçmak istersiniz..
Yeniden doğuşun adıdır ilkyaz.
Bıktıran, çıkamayacağınızı düşündüğünüz bir kıştan,
kış değil, bir eski dünyadan başınızı uzatmışsınızdır.
Yeni dünya, yeni evren sizi bekler.
Bir yüreğin, bir gönlün sizin için atmakta olduğunu düşünür,
sevincinize sevinç katarsınız.
Gözleriniz yollardadır.
Toprağı eşersiniz, altüst eder,
yeni umutlarınızı yeşertmeye çalışırsınız.
Bir gözünüz, ayağınız buradaysa,
iç gözünüz, gönlünüz oradadır.
Acaba sizi düşünen var mıdır?
Onun da sizin gibi
içi içine sığmıyor mudur?
***
İlkyaz ayları
deli eder adamı,
deli…
Olmayacak düşler kurdurur,
dünya aleme meydan okutur.
Kuş cıvıltıları koca bir orkestradır,
gönlünün senfonisini çalar…
Mest olursun, mest…
Hele de içinde bir hoyrat alır götürürse seni Ceylanpınar’a, Harran’a…
Mezopotamya’nın kıraç dağlarına türkülersin geleceğini…
O kıraç dağlar da
yeşillenir miymiş ki?
Oluk oluk sular gönlünün ovalarını sular mıymış ki?
Bıldır bir şey vermedi,
Ceren gözler yoksun mu kaldı?
Dere kıyılarında
kuzukulakları,
su yarpuzları…
Koparılmayı beklediler…
Gelmedi halbuki…
Gelmedi….
Vuslat….
Başka bahara mı kaldı?
Ömer Özen / Bizim Anadolu / Mayıs 2007