Hrant Dink Ottava’da anıldı
10 yıl önce İstanbul’da silahlı bir saldırgan tarafından sırtından kurşunlanarak öldürülen Ermeni kökenli Gazeteci Hrant Dink, 21 Ocak 2017 Cumartesi günü Ottava Kent Merkezindeki Halk Kütüphanesinde yapılan bir toplantıda anıldı. Tören “Voices of Dialogue” adlı sivil toplum örgütü tarafından gerçekleştirildi.
Toplantı Hourig Attarian adlı Kanadalı Ermeni sunucunun açılış konuşmasıyla başladı. Bayan Attarian yaptığı konuşmasında Hrant Dink suikastının onuncu yıldönümü olduğunu hatırlattıktan sonra, Türkiye’de uygulanan devlet baskısından söz ederek mevcut durumu eleştirdi.
Konuşmasına Silivri ceza ve tutukevinde tutuklu olarak yatan Halkların Demokrasi Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın Hrant Dink için yayınladığı mesajını okuyarak devam eden konuşmacı daha sonra kürsüyü Queens Üniversitesinde Dünya ve İslam tarihi doçenti Ariel Salzmann’a terk etti.
Doç. Salzman yarım saati aşan konuşmasında, Hrant Dink‘le ilgili kısa bir giriş yaparak Hrant’ın Türkiye’nin Martin Luther King’i olduğunu iddia etti. Konuşmasında Türkiye’deki azınlıkların yok edildiğini söyleyen konuşmacı, 1874 yılında İzmir’de bir Yahudi firması tarafından hazırlanarak Ermeni matbaacı tarafından basılan ve üzerinde Türkçe, Rumca, İbranice, Ermenice ve Fransızca dillerinde açıklamanın bulunduğu bir piyango biletini Osmanlı dönemindeki çok kültürlü yapının bir belgesi olduğunu vurguladı. Konuşmasının devamında o dönemde İzmir’de aslında Yunanlıların çoğunlukta olduklarını, oysa bugün sadece İzmir’de yaşayan azınlıkların değil, aynı zamanda bu azınlıklara ait spor kulüplerinin ve çok kültürlülüğün de yok edildiğini söyleyerek, azınlıkların çıkarılan Varlık vergisi, 6-7 Eylül olayları ve diğer baskılarla Türkiye’den ayrılmak zorunda bırakıldıklarını söyledi.
Hrant Dink‘i tanımadığını ama okuduğunu belirten konuşmacı, her ne kadar çok sayıda kitap bırakmadıysa da Hrant Dink‘in yazdıklarının çok önemli olduğunu, çünkü yeni bir tarih ve yeni bir toplumsal bilinç önerdiğini sözlerine ekledi.
Konuşması içinde “Türkiye’de soykırım olmadığını iddia edebilir misiniz?” diye soran Salzman, Türkiye’deki soykırımın yadsınamayacağını, Hrant Dink sayesinde 1990’lardan itibaren soykırım iddialarıyla ve 24 Nisan ile ilgili olarak Türkiye toplumunda bir özgüven oluşmaya başladığını ve bunun Taner Akçam ve Fatma Ülgen gibi akademisyenleri motive ettiğini öne sürdü. Sözde Soykırım kararının alınmasında en önemli isimlerden birisi olan Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal’in bile soykırımı kabul ettiğinin altını çizdi.
Konuşmasının devamında Agos gazetesinde, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni olabileceği ile ilgili iddiaların Hrant Dink tarafından gündeme getirildiğini söyledikten sonra Sabiha Gökçen‘in ilk kadın savaş pilotu olarak Dersim’de halkı bombalayan pilotlar arasında olduğunu söyledi.
Doçent Salzman, Hrant Dink’in Türkiye’de barış için Yahudiler ve Kürtler de dâhil olmak üzere yeni bir ortak zemin arayışında olduğunu belirtti.
Toplantının üçüncü bölümü, anneannesinin Ermeni tehciri sırasında bir Türk subay tarafından kurtarılan bir Ermeni olduğunu öğrenen İstanbullu bir
Türk’ün duygu ve düşüncelerini anlatan “The Other Side of Home” adlı kısa film ile devam etti.
Her sene olduğu gibi bu yıl da etnik yiyecek ve içecek ikramının yapıldığı toplantı yaklaşık üç saat kadar sürdü.
Yalçın Diker / Ottava – Bizim Anadolu / Mart 2017
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…