Hedef 2023 Sloganıyla Ne Hedefleniyor?
Hiç düşündünüz mu R. T. Erdoğan’ın neden “Hedef 2023” dediğini?
Evet, AKP kurmaylarının süreç içinde her konuşmalarının başına ve sonuna “Hedef 2023” sloganını konuşlandırdıklarını hiç sorgulamayı düşündünüz mu?
Bunu muhalefetin, özellikle CHP’nin yapması gerekir, fakat o son 10 yıldır kendini sorguladığı için zaman bulamıyor.
Arkadaşlar “Hedef 2023” asla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te ilan ettiği Cumhuriyetimizin 100’üncü yılda daha ileriye taşınması amaçlanmıyor; 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması baz alınarak AKP, dahası R.T.Erdoğan ütopyası ‘Yeni Osmanlılık’ yaşama geçirilmeye çalışılıyor.
Lozan Barış Antlaşması için, AKP’nin gizemli teorisyenleri şehir efsaneleri yarattılar ve halkın bir kısmını buna inandırdılar… Halk arasında bu bağlamda yaygın teoriler ürettiler…
Öylesi düz mantıklar yürütüyorlar ki, sözde Lozan batılı emperyal güçlerle imzalanan gizli gündemli 100 yıllık anlaşmaları içeriyormuş. 100 yıl sonra, yani 2023’te ‘Lozan Barış Antlaşması’ndaki bu gizli yaptırımlar kalkacakmış ve Ülke tekrar Osmanlı kimliği sürecine girecekmiş. Kısacası; düz mantık ötesi dümdüz mantıklarına göre; Dondurulmuş Osmanlı İmparatorluğu’nun buzları 2023’te çözülecekmiş.
İyi de, batı Osmanlılığı neden Cumhuriyet’e döndürerek dondurdu? Dahası neden Osmanlı İmparatorluğu yerine Cumhuriyet’e izin verdi ve şimdi yeniden Osmanlı İmparatorluğunu kuruyor. Kafayı mı yedi, yoksa kafayı mı yedirtmek istiyor?
Şu mantıksızlıklara bakar mısınız:
2023 Yılında Lozan Barış Anlaşması ile Türkiye yer altı ve yer üstü zenginliklerini kurtarıp tamamen özgür bir ülke olacakmış. Çünkü; doğu illerimizde petrol rezervleri bakımından Abdulhamit zamanından beri bilinen çok zengin petrol kaynaklarının değerlendirilmesi Lozan anlaşmasıyla yasak edilmiş.
Bunu bir üniversite dekanı söylüyor. Çıldırmamak elde değil. Bu nasıl mantıksız yalan. Evet, yalanın da bir mantığı var, bunların yalanı da mantıksız.
Sormak gerek; “Madem Türkiye olarak yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi Lozan Barış Anlaşması’ndaki gizli gündemlerle, batılı emperyal güçlere değerlendirmeme sözü verdik, niçin Atatürk Anadolu insanı yer altı ve yer üstü zenginliklerini değerlendirecek yasalar çıkardı ve kurumsallaşma süreci başlattı?. Örneğin; 24 Mart 1926’da 792 sayılı Petrol Yasasını, 20 Mayıs 1933’te Altın ve Petrol İdare Yasasını neden çıkardı? Yetmedi, 14 Haziran 1935’te 2804 sayılı özel kanunla, yurdumun öz kaynaklarını keşfetmeyi ve değerlendirme amacıyla Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nü (MTA) kurdu?”
Çelişkiye bakar mısınız; Lozan gizli gündemiyle verilen petrol ve madenlerimizi işlememe sözü 2023’te bitecekmiş. Fakat, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarındaki Lozan Barış Anlaşması’nda var olan yetkisizliğimiz, 20 Temmuz 1936’daki Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ortadan kaldırılarak dönüştürülen egemenlik 2023’te tekrar kalkacak ve egemenlik uluslararası kuruluşlara devredilecekmiş. Bu ne derin çelişkidir ki; 2023’te yeraltı ve yer üstündeki değerlerimizi bir yandan kazanıyoruz derken, yer üstü değerlerimizden biri olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki egemenliğimiz ortadan kalkıyor.
Daha bitmedi; bu terörist teorisyenlere göre Lozan imzalı belgeymiş, fakat ülkemizi parçalayan, dahası kalan Anadolu’muzu emperyal batıya teslim eden, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr anlaşması imzalanmamış. Sözde İngilizler başta olmak üzere batılı emperyallerin kaldırılmasını istediği halifelik geçerli değilmiş.
Birincisi, Sevr imzalandı, fakat TBMM olmadığı için onaylanmadı ve Kurtuluş Savaşı sonrası Sevr’i yok eden Lozan Barış Antlaşması imzalandı, ardından Cumhuriyet ilan edilerek Osmanlı İmparatorluğu dönemi kapandı.
İngilizler ve batılı emperyaller aksine Halifeliğin kaldırılmasını istemiyorlardı. İstanbul’da yönlendirecekleri Halife ile İslam dünyasına egemen olmak için özellikle Halifeliği istiyorlardı.
İşte 2002 sonrası işletilen ve slogan haline getirilen “Hedef 2023”’ün özündeki gerçek bu.
Amaç; “2023 Yılında Türkiye Başkanlık ve Eyalet Sistemine Geçilecek ve eyalet sistemine dayalı Yeni Osmanlılık ile Halifelik ilan edilecek. Amaç bölgesel değil dünya’ya egemen olmak”
Dahası; Türkiye farklı eyaletlere bölünerek eyalet sistemine dayalı Padişah kimlikli bir başkanlık sistemi gerçekleştirmek… Bakmayın Fransa’daki yarı başkanlık sözüne, gerçek hedef, ABD’deki eyalet-Başkanlık sistemi…
Kurgusuna değinelim;
AKP’nin özellikle “Hedef 2023” programının şu maddeleri her şeyi çok güzel özetliyor: “..Siyasete katılmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması–Seçimlerle ilgili mevzuatın topyekûn gözden geçirilmesi–Temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması–Başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanı meselelerinin tartışılması–İsmi darbelerle anılan şahısların isimlerinin kamu alanlarından kaldırılması–Yargı birliğinin sağlanması–Askeri okullardaki müfredatın yenilenmesi…”
evesbere@gmail.com
Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / 8 Ocak 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…