Press "Enter" to skip to content

Hamilton ve evsizlerin mücadelesi

Bundan yaklaşık bir yıl önce Hamilton Ferguson Avenue’de yerleşik olarak bulunan evsizler, polis şiddeti ile yerlerinden çıkartılmışlardı.

Sevim Onuralp

Bundan yaklaşık bir yıl önce Hamilton Ferguson Avenue’de yerleşik olarak bulunan evsizler, polis şiddeti ile yerlerinden çıkartılmışlardı. Vaat edilen ve hâlâ çözüm bekleyen sorunlarla bir kış daha nerede yaşayacakları belli olmadan yaşam mücadelesi veren evsizler, geçtiğimiz günlerde yine yerleşik bölgelerinden polis zoruyla çıkarıldı.

Barınma sözü verilmesine rağmen, barınmalarına izin vermeyen yerel yönetim karşısında kurulan gönüllülerle (Hamilton Encampment Support Network) evsizlerin ihtiyaçları karşılanmaya çalışıldı. Yiyecek, giyecek, kışlık çadır temin etmelerinin yanı sıra evsizlerle gönül bağı kuran bu oluşum, evsizlerin yerleşimlerini bir arada tutmaları çabalarına da büyük destek veriyor.

Bu hafta çıkan yangında her şeylerini kaybeden evsizlere destek için gelen gönüllü grupla polis memurları arasında arbede çıktı. Orantısız güç karşısında gönüllüler şiddete maruz kalırken bazıları yaralandı, bazıları da tutuklandı. Beasley Park’ta neler olduğunu belgelemek için giden gönüllüler, Sarah Jama’nın tutuklanmasını barışçıl bir şekilde Hamilton Polis Merkezi önünde yaptıkları konuşma sırasında gönüllü üç üyesi daha polis tarafından tutuklandı.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi evsizlere kimse saygı duymuyor. Ne yazık ki, fakir, siyahi, yerli, ırksallaştırılmış insanlar hep potansiyel suçlu olarak görülüyor. Ve dünyada her gün onlarca evsiz ölüyor. Oysa her şehirde bulunan boş binalar, alanlarda evsizler için kamplar kurmak hiç de zor değil.

Günümüz gerçeği şiddete dayanıyor. Hapis mantığı, muhalefet olduğunuzda, yanlış davranışlarınızı düzeltmek veya adalet adına şiddeti hak ettiği inancı – ortadan kaldırma isteğinin hukuksal terimlerini yeniden belirlemek çok önemlidir. Aynı yoksulluğun hep şüpheli olması gibi; ya da kimliğinizin belirli bedenlerde vuku bulması, farklı özellikler, etiketlenme, sakatlık, siyahlık, yerlilik, cinsel tercih ve cinsel kimliğiniz ya da Hıristiyan bir toplumda Müslüman olmanın ya da tam tersi ortama artan dikkati gibi…

İçinde yaşadığımız dünyanın sınırlarını tarih ve toplum belirliyor. Seçtiğimiz ya da bizim için biçilen rolleri yaşarken eşit olmuyoruz. Ceza sisteminde bile eşitlik yok.

Yapılması gereken şey yaratıcı olup sistemin adaletli işlemesini sağlamak. Bu da rahatsızlığı fark edipx yaratılan-yarattığımız sistemler tarafından acı çeken insanları dinlemek gerekir. Hiyerarşinin tepesinde oturan ve durumları nispeten iyi olan bizlerin yapması gereken şeydir. Sosyal yaşam gerçeğini durup iyi dinlemek ve anlamak gerekir.

Özellikle, gençleri, siyahi Müslümanları, cinsiyetçi, engelli, yerli ve evsiz insanlar başta olmak üzere toplum tarafından dışlanan-ezilen, kanunlar tarafından da önyargılı potansiyel suçlu bulunanları anlamamız, onlara yardım etmemiz insani görevimiz olmalı.

Sokaklarda yaşamak dünyanın sosyal gerçeği. Kimi dünya nimetlerini ret ettiği için, kimi zor şartlardan, kimi için hayat felsefesi olduğu için… Sebep ne olursa olsun, bu insanlar dünyanın gerçeği ve bizler onları dışsal görüntüleri nedeniyle görmezden gelemeyiz.

Evsizler, düzenli kalabilecekleri bir barınağa sahip olmadığı-olamadıkları için sokaklarda, terk edilmiş binalarda, parklarda ya da acil durum barınaklarında yaşayan kişilerdir. Evsizlerin yoksullukla ilişkisi vardır. Bunun dilencilikle farklılıkları ise zorunluluktandır.

Kapalı alanlarda yaşamaktan korkan onlarca evsiz insan vardır. Sokaklarda kışın ızgaralar üzerinde yatan evsizlerin dilencilerden farkları evlerinin olmamasıdır. Toplumlar olarak da, insan olarak da sosyal adaletin işleyebilmesi için şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir.

sonuralp@hotmail.com

Sevim Onuralp / Bizim Anadolu / 10 Aralık 2021

Şu haber ve yazılarla da ilgilenebilirsiniz:

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...