Press "Enter" to skip to content

‘Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar’

‘Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar’

Komplo teorilerini çok da önemsemem; kafa karıştırdığını da bilirim. Ama soru sordurduğu için kendini çok kaptırmadan incelemeye değer bulurum.

Tabloda da gördüğünüz üzere kemikleşmiş oylar yerinde duruyor.

 

Tablodakileri yineleyelim:

 

2011 seçimleri / Resmi sonuçlara göre:
AKP 21.399.08 oyla % 49,83’ü yakalamış, milletvekili sayısı 327
CHP 11.155.972 oyla % 25,98’i yakalamış, milletvekili sayısı 135
MHP 5.585.512 oyla % 13,01’i yakalamış, milletvekili sayısı 53
Seçim yasasının ardından dolanan ve bağımsız girip sonradan mecliste grup kuran
HDP 2.819.917 oyla % 6,57’yi yakalamış, milletvekili sayısı 35.

 

2015 seçimleri / Resmi olmayan sonuçlara göre:
AKP 18.860.951 oyla % 40,86 gibi bir oy oranıyla 258 milletvekili çıkarıyor.
CHP 11.518.297 oyla % 24,96 gibi bir oy oranıyla 132 milletvekili çıkarıyor.
MHP 7.518.401 oyla % 16,29 gibi bir oy oranıyla 80 milletvekili çıkarıyor.
HDP (bu kez kendi adıyla) 6.055.110 oyla % 13,12 gibi bir oy oranıyla 80 milletvekili çıkarıyor.

 

Kemikleşmiş oylar yerindeyse değişiklik nerede?

AKP ve HDP mi dediniz?

AKP ne kadar oy yitirmiş? Ortalama % 10
CHP oy oranını koruyor, MHP 2011’e göre az buçuk oy oranını artırmış (AKP’ye gidenler dönmüş olabilir mi?) Oy oranı artışı ortalama % 3.

HDP’nin durumu diyorsunuz ve iyi ediyorsunuz.

AKP’yi devirmek için HDP ille de gerekliydi diyorsunuz.

Daha çok yeni olduğu için kimse ne olduğunun pek ayrımında görünmüyor. Şimdilik bir utku sevinci, utku sarhoşluğu var bazı kesimlerde. AKP kuşkusuz buruk. Onlar işin rengini biliyorlar da, bilen çemberin dışındakiler mahzun.

AKP’ye bir ders vermek gerekiyordu.

Hiç biliyor musunuz, 60 yıldır bırakın solu, sosyal-demokrat bir iktidarı Türkiye’de yaşattılar mı?

Otuzlu ve kırklı yılları saymıyorum; biri kuruluş dönemi, diğeri savaş yıllarıydı ve kapıya dayanan savaştan doğru diplomasiyle uzak durmayı başardık.

Savaş sonrası ise zamanın tek parti dönemindeki CHP’den (daha doğrusu o zaman da CHP’nin içindeki gücü ellerinde tutmak isteyen çevreler sayesinde) başlayarak ABD’nin kucağına oturulduğu ve ardından şimdi olduğu gibi ‘demokrasi getireceğiz’ sözleriyle DP geldiği için ülke bir daha iflah olmadı. Uçak, motor fabrikalarının kapatılması mı dersiniz, 6-7 Eylül olayları mı dersiniz, muhalafeti susturmak için her türlü hukuksuzluğu yapmak mı dersiniz, şimdiki gibi diktatörlüğe özenen önderler mi dersiniz… Sayın saydığınızca…

Daha türlü türlü irdelemeler yapılacaktır; ancak şimdiden görülen o ki, (2011 ve 2015 oy oranlarına bakarak) kafa karıştırıp algı yönetimiyle yine Türk halkı oyuna getirilmiş oldu.

Sonuç önemli diyorsunuz ve doğru söylüyorsunuz. Diktatörlüğe, padişahlığa özenenler ve ondan nemalananlara iyi bir ders gerekliydi. Bu demokratik yoldan olmalıydı.

Haklısınız; ancak toplumu bu denli geren, yurtseverleri birbirine düşüren, yurttaşları 50’lerin Vatan Cephesi, 70’lerin Milliyetçi Cepheleri gibi derin kamplara bölen siyasetlere karşın, AKP hâlâ orada ve en çok oy alan parti.

Ama HDP’nin Meclis’e girmesi iyi oldu derseniz. O zaten Meclis’teydi. CHP ve MHP’ye karşı AKP’nin elini güçlendirecek bir gereç gerekiyordu, bu seçimde o yapıldı.

Yoksa HDP neye güvenerek kaç dönemdir bağımsız olarak girip sonra Meclis’te grup kurarken, ‘kendini riske atıp’ bu seçimlerde ‘ille de kendi adımla girip barajı geçeceğim’ hovardalığında bulundu?! Zaten AKP ile dirsek temasında değil miydi?

 

“Ama, ama geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde % 9,7 oranında oy aldı. Demek ki potansiyel gördüler…”

diyorsunuz….

 

Ehhh, o kadar da açık etmeyelim canıım… Bu işler ööle iki ayda, dört ayda olmaz ki… Bi hazırlık devresi var…

 

***

 

Biz önce 6-7 Eylül olayları yaratır, Kıbrıs’ı elinizden alırız, ülkeyi kan gölüne çevirir, 12 Eylül’lerde ‘demokrasi’ getiririz, sonra Evren’e Horoz Partisi’ni destekletir, Özal’a mahkûm ederiz…

Sonra sonra da, Cumhurbaşkanı eliyle Anayasa kitabını kafanıza fırlatıp iktisadı kriz çıkarır, başınıza hiç ortada bile olmayan bir AKP salarız…

 

***

 

Cumhurbaşkanlığı’na aday olmak demokratik bir hak. Ama bu hak, stratejik olarak bile, Emine Ülker Tarhan’a, Metin Feyzioğlu gibi herkesi kucaklayabilecek kişilere tanınmadı, ‘başka bir strateji gereği’ aynı cenahtan Ekmeleddin ortaya çıkarıldı…

İlahlar öyle istiyordu çünkü…

 

SEÇSİS tüm dünyada kaldırılmışken bizim ülkemizde hâlâ yürürlükte mi dediniz?

Yav siz de amma komplo teorilerine inanıyorsunuz yanii haaa…

Siz, kendini dine hizmet ettiğine inandıran zavallı yurdum insanının çalmış olduğu bir iki oya kızıp büyük tabloyu gözden kaçırmaya devam edin.

Yine de umut yarınlarda, savaşımı kaldığımız yerden sürdüreceğiz.

Ve inanın inanın çocuklar güzel günler göreceğiz… O büyük usta Nazım‘ın dediği gibi:

 

“Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
                göre-
                         -ceğiz…
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
                               süre-
                                       -ceğiz…
Açtık mıydı hele bir
                             son vitesi,
adedi devir.
                            Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
                                        ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi…

Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
                  yalnız cumaları
                              yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
                            ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
         Cevap:
                      açılır kara kaplı kitap:
                                                             zindan..
Kayış kapar kolumuzu
                                    kırılan kemik
                                                            kan.
Hani şimdi bizim soframıza
                                 haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
                                sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
             güzel günler göreceğiz çocuklar
             güneşli günler
                                     göre-
                                             -ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
                            süre-
                                  -ceğiz…..”

 

Tüm Yazıları»

Ömer Özen / Bizim Anadolu / 9 Haziran 2015

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...