‘Ermeni Soykırımı Emperyalist Bir Yalandır’ tescillendi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi haklı buldu.
AİHM, Doğu Perinçek’in İsviçre’de söylediği ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’ sözünü söylediği için İsviçre mahkemesinin almış olduğu kararın haksızlığına ve Perinçek’in haklılığına karar verdi.
Böylece Türkiye, Ermeni Sorunu konusunda Uluslararası ortamda önemli bir kazanım elde etmiş oldu.
Ne olmuştu?
1995 yılında İsviçre, 261 no’lu ceza yasası maddesine eklemiş olduğu bir paragrafla, (gerçekte tam olarak nelerin ‘soykırım’ tanımlamasına girdiğini belirlemeksizin) ‘ırkçı söylem, yadsıma (inkârcılık), olumlama ya da soykırımı küçümseme’yi yasaklamıştı. Altı yıl sonra, 1992 yılında James Karnusian (70’li yılların başında Türk, Fransız ve Sami ırkı karşıtı Gizli Ermeni Kurtuluş Ordusu ASALA’yı kuran kişi) tarafından kurulmuş olan İsviçre-Ermenistan Derneği (İED) söz konusu yadsıma karşıtı İsviçre yasasını sömürmeye başladı ve bazı kişileri Ermeni Soykırımını yadsımakla suçladı. İED iki kez dava yitirdi ancak 2007 yılında İsviçre’de ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’ diye açıklamada bulunan hukuk doktoru ve siyaset adamı Doğu Perinçek’e karşı açmış olduğu davayı kazandı. Bunun üzerine konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyan Perinçek, buradaki davayı kazandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İsviçre’yi ‘ifade özgürlüğü’ne aykırı davrandığı için suçlu bulmuştu. Ancak yanlışını kabul etmeyen İsviçre, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Büyük Dairesi’ne taşıdı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’de davanın oturumu 28 Ocak 2015 tarihinde yapılmış, tarafları dinleyen yargı kurulu konunun incelenip kararın bu yılın sonuna doğru açıklanabileceğini bildirmişti. Duruşmada Müdahil olan Ermenistan’ın savunmanlığını ise George Clooney’nin eşi Emel Alamuddin Clooney üstlenmişti.
Son yılların en önemli ifade özgürlüğü davası
Hukuk uzmanlarının son yılların en önemli ifade özgürlüğü davası olarak değerlendirmiş oldukları ‘Perinçek Davası’ bugün Strazburg’ta yapılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’nin oturumunda karara bağlandı ve Doğu Perinçek haklı bulundu.
AİHM: Türkiye soykırım yapmadı
Alınan karara göre;
– 1915 olaylarının niteliği tartışmalıdır. Bu konuda alınmış bir yargı kararı yoktur.
– Bu açıdan da 1915’te yaşananlar, 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımından farklıdır.
– Konu, tarihçilerin tartışmaları gereken ve tartışmakta oldukları bir husustur. Dolayısıyla bu konuda parlamentolar ve mahkemeler karar veremez.
– 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak nitelendirilemeyeceğinin savunulmasını yasaklamak ve bunu cezalandırmak, düşünce özgürlüğüne aykırıdır. Bu tür yasaklamalar ve cezalandırmalar AİHS’nin 17. maddesi kapsamında değerlendirilemez.
Mahkeme çıkışında konuşan Doğu Perinçek, bu kazanımın Türkiye’nin bir utkusu olduğunu belirterek, bu utkuyu Mehmetçiğe adadı.
Kararın etkileri neler olacak?
Karar, 42 Avrupa ülkesini doğrudan bağlıyor. Uzman hukukçular bu karardan sonra, meclislerinde Türkiye karşıtı olarak Ermeni konusunda çeşitli dünya ülkelerinin artık daha çok dikkat edeceklerini ve başka ülkelere de dava açılabileceğini söylüyorlar.
Bu karardan sonra Kanada’da Harper Hükümeti’nin yıllar önce almış olduğu ‘tanıma kararı’nı yeniden gözden geçireceği değerlendiriliyor; kuşkusuz 19 Ekim’den sonra hükümette kalırsa. Yoksa bu konunun yeni gelen hükümetin önünde önemli bir sorun olarak duracağı belirtiliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi kararında İsviçre’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünü ihlal ettiği vurgulandı. Karar, 7’ye karşı 10 oyla verildi. Mahkeme Doğu Perinçek’i ifade özgürlüğü konusunda haklı bulurken, ayrıca 1915 olaylarının Yahudi Soykırımına benzemediğini de kararında bildirdi.
Doğu Perinçek’in tarihsel konuşması
28 Ocak 2015 tarihinde Doğu Perinçek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’de şu önemli konuşmayı yapmıştı:
‘Sayın Yargıçlar,
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Mahkemenize güveniyorum.
1. Avrupa insanının özgürlüğü için buradayız. AİHM 2. Dairesi’nin 17 Aralık 2013 günü açıklanan kararı, Avrupa’nın özgürlük mirasını temsil ediyor ve Avrupa’daki özgürlükleri güvence altına alıyor. O kararı aynen tekrar ediyoruz.
Düşünceyi açıklama özgürlüğü, farklı, hatta aykırı görüşe özgürlüktür. Özgürlük, statükoya karşı çıkanlara gereklidir. Iordano Bruno’lar, yerleşik inançları tartışmaya açtıkları için yakıldılar.
Birinci Dünya Savaşında taraf olan devletlerin ve halkların birbirlerine karşı o tarihlerden kalan belli yargıları var. Bunların geleceğimiz üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmalıyız. Avrupa insanının bilinci, 1915 olayları konusunda yasaklarla kuşatılmasın.
2. Daire kararında 1915 olaylarına ilişkin görüşlerin tartışmalı olduğu saptanmıştır. Ermeni Patrik Vekili Ateşyan ve Başpiskopos Anuşyan bu ay yaptıkları konuşmalarda, kimi Ermeni ve kimi Türk çevrelerinin ‘birbirlerini zalim ve kendilerini mazlum’ olarak görmelerindeki olumsuzluğa değindiler ve ‘dış mihrakların rolünü’ vurguladılar (Ateşyan ve Anuşyan’ın konuşmaları ekli). Biz de aynı görüşteyiz. 2. Daire, Ermeni Patriği dahil, herkesin özgürce konuşmasına güven sağlayan bir karar vermiştir.
Biz, 1915 olaylarının ‘soykırım’ tanımına uymadığını belirttik ve bu savımızı bilimsel usavurmayla öne sürdük. İsviçre Mahkemesine 90 kilo Rus ve Ermeni belgesi verdik. Rus raporlarına ve mahkeme kararlarına, Ermeni devlet adamlarının ve subaylarının resmî rapor ve kitaplarına, Alman generallerinin tanıklığına dayandık. Görüşlerimiz tartışılabilir, ama bizim özgürlüğümüzü korumak, Avrupa hukukunun gereğidir.
2. Soykırım hukuki bir tanımdır. Ankara Hukuk Fakültesinde Devlet Teorisi ve Kamu Hürriyetleri alanında ders vermiş bir bilim insanı olarak yaptığım araştırmalar sonucu vardığım kanaat şudur: Osmanlı devleti, Ermeni yurttaşlarımıza karşı uygulamalarda, Ermeni toplumunu toptan yok etme amacıyla hareket etmemiştir. Bununla birlikte Birinci Dünya Savaşı sırasında karşılıklı kırım ve zorla göç ettirme (tehcir) olduğunu her zaman belirttim. Ermeni yurttaşlarımızın acılarını her zaman paylaştım. Ermenilere karşı husumet veya nefret içeren tek sözcüğümü bulamazsınız. Onların kültürümüze ve hayatımıza katkılarını her zaman vurguladık. Ermenileri değil, ‘büyük devletleri’ sorumlu tuttuk. Bu söylemimizle de Ermeni yurttaşlarımızı koruduk.
3. Avrupa’da ve Türkiye’de barış ve kardeşliği koruyalım. ‘Ermeni soykırımı’ iddiaları tabulaştırıldı ve Avrupa’da Türkleri aşağılamanın aracı haline getirildi. Türkler ve Müslümanlar, bugün Avrupa’nın karaderilileridir. Bırakınız mazlumları savunanlar da konuşabilsin. Ermeniler de bu mazlum kavramı içindedir. Mazlumların konuşma hakkı, Avrupa’da hoşgörünün ve kardeşliğin gelişmesi için en sağlam güvencedir. AİHM, ifade özgürlüğünü güvence altına alan kararıyla nefret söylemini de mahkum etmiş olacaktır. Biz Avrupa ve Türkiye’de barış ve kardeşlik için buradayız.’
Bizim Anadolu / 15 Ekim 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…