Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı düşecek mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaşamına ilişkin yazdığı kitaplarla adından söz ettiren Ergün Poyraz, Erdoğan’a ait olduğunu bildirdiği üniversite diplomasının aslını yayınladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşamına ilişkin yazdığı kitaplarla adından söz ettiren Ergün Poyraz, Erdoğan’a ait olduğunu öne sürdüğü üniversite diplomasının aslını yayınladı. Elindeki diplomanın 1994 tarihinde tasdik edildiğini söyleyen Poyraz, yakın dönemde üniversitenin yayınladığı diplomadan farklı bir diploma olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının düşmesi gerek
Poyraz’ın savlarına göre birbirinden farklı her iki diploma da sahte ve bu durumda Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının düşmesi gerekiyor. Çünkü Cumhurbaşkanları 4 yıllık fakülte mezunu olmak zorunda.
Toplumsal paylaşım hesabından ‘bundan bir süre önce Yusuf Halaçoğlu, Tayyip’in tahsil durumu ile ilgili bir mezuniyet belgesi yayınlamış ve eğitiminin CB olmaya yetmeyeceğini söylemişti. Üniversite de aşağıda renkli olan diplomayı yayınlamıştı. Ne garip ki, üniversite Tayyip’e diploma verdim dediği tarihten bir yıl sonra kurulmuştu’ diyen Poyraz, ‘şimdi Tayyip’in 1994 yılında noterden tasdik ettirdiği ve ortaya çıkaramadığı diplomayı da yayınlıyorum’ ifadelerini kullandı.
Poyraz, 1994 yılında tasdik ettirildiğini söylediği o diplomayı da yayınladı.

Poyraz sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İşin ilginci Tayyip’in üniversiteye gittim dediği yıllarda tam gün İETT’de çalışıyor olması; sigorta sicili öyle diyor. Ayrıca MSP Gençlik Kolları’nda görevli, Emine ile evli, çocukları oluyor… Daha garibi, askerde olduğu ilk 15-20 günde de Coşkun Sucuk’ta çalışıyor görünmesi… Neyse, dünyada bir ilk olan bir üniversitenin aynı kişiye iki ayrı diploma vermesine tanık olalım.’
Geçen yıl yaşanan tartışma üzerine Marmara Üniversitesi Erdoğan’ın olduğunu savladığı şu diplomayı yayınlamıştı:

Prof. Küçük konuyla ilgili ne demişti?
Prof. Yalçın Küçük: Erdoğan yine Cumhurbaşkanı olamaz: yetersizdir
13 Mayıs 2014 tarihinde Odatv’de yayınlamış olduğu yazısında Prof. Yalçın Küçük; yazısının ilgili bölümünde şu görüşlerde bulunmuştu:
Damardan Haber
Şimdi Üstadım’a tavsiye ediyorum, Yalçın Küçük’ün pek fısıltılı kitaplarından ‘Hasta Despot’ nam kitabı, lütfedip elinize alınız, sayfa 343 bulunuz, Hürriyet Gazetesi’ne ait 14 Eylül 2007 tarihine ait bir kupür buluyorsunuz. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını elinden kaçırışından nerede ise bir ay geçmemiştir, Profesör Ergun Özbudun’un başında bulunduğu akepe’nin anayasa komisyonu, yeni anayasa taslağını hazırlamış ve açıklamıştır. Ve en mühim haberi vermektedir, Erdoğan, Hürriyet’ten memnun olduğu zaman, ‘habere damardan girmiş’ diyordu, tam yerinden vurdukları mutlaktır ve haber haberdir. Özbudun Komisyonu, ‘ilköğretim mezunu köşke’ demektedir, demek Yalçın Küçük’ün çıkardığı engel aşılmaktadır. Bir dahaki seçime beş yıl var, göz kapatıp açıncaya kadar geçer, biliyoruz. Ve bir dahi anlıyoruz, bu anayasa değişikliği olmazsa, olması imkânsızdır.
Peki Üstadım, Erdoğan’ın anayasa komisyonu başkanı Profesör Ergun Özbudun’u ve ne bilip bilmediğini biliyor mu, yormak istemiyorum. Dekan’ım için bir daha tekrarlıyorum, Ergun Özbudun’un kızı pek sevgilimiz İpek ile bizim oğlumuz Devrim evlidirler. Bu bir, Ergun ayrıca benim üniversite yıllarından arkadaşımdır, ol tarihte, komisyon henüz kurulmuştu ki, biz nerede ise ayda bir büyük kahvaltılarda bir araya gelirdik, akşam yemeklerinde de buluşurduk. Ergun Hoca, Erdoğan’ın üniversite diploması olmadığını, dört yıllık bir yüksek okul diplomasından yoksun olduğunu biliyordu ve bana hep güvenmiştir. Demek ki, anayasa hukukuna göre, Erdoğan’ı bir dahaki seçimde cumhurbaşkanı yapabilmek için, tek çare, bu şartı kaldırmaktır ve komisyonun yaptığı budur. Ve bunu, trenin kaçışından bir ay sonra açıkladılar. İngilizce böyle durumlarda, ‘as simple as this’, diyoruz, çok basittir.
Taslakta mı, başka bi-şi yok, Jandarma Komutanlığı’nı, Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıkarma önerisi de var, henüz tapu dairesine benzetmemişlerdi; çok üzücü bir taslaktır. Özbudun’a hiç yakıştıramıyorum, güvenimi sarsmıştır. Duymuyorum.
Doğru iş
Peki, büyük tarih hocamıza gelince, partisi ve lideri Bahçeli, o tarihte tam bir stepne idi, akepe nereye bir odun koysa, ‘ne güzel odun’ diyordu ve hep destekliyordu. Ol tarihte diploma veya sağlık ile ilgilenmiyordu ve şimdi en azından, tıpkı Washington, Erdoğan’a çok kızmaktadır. Tarihçi Profesörümüz ol tarihte milletvekili değildi, ama, yakındı, hepsini bilecek yerdedir ve bilmek işine gelmemiştir; şimdi kendi karizmasını çizerek de olsa doğru bir iş yapmaktadır.
Erdoğan, Aksaray’da ve üç yıllık bir ‘özel yüksek okulda’ kayıtlıdır, kamulaştırma, okulda hiçbir değişiklik yapmamıştır. Gece açıktı ve okulun iki yıllık olma ihtimali de var, yurt dışından bana ulaşan bazı haberler, haber verenleri burada okumuş, sonra dışarıya çıkmış olanlar olarak anlıyorum, ‘iki yıllık’ dediler. Önemli değil, önemli olan şudur, ‘Yusuf Hoca doğru yoldasın ve ha gayret’ diyoruz.
Bırakıyorum, Ahmet Hakan’a dönüyorum, 27 Nisan 20014 tarihli Hürriyet Gazetesi’ne geliyorum ve aktarmaya başlıyorum: ‘Cumhurbaşkanı olmak için üniversite mezunu olmak şart. /Bu şart, Bülent Ecevit’in cumhurbaşkanı olmasının önünü kesmişti./ Şimdi de aynı saçma şarta dayanılarak yalan yanlış iddialarla ‘Erdoğan’ın üniversite diploması’ konusu gündeme getiriliyor’. Müthiş pek bilgiç, eski dilimizde ‘ukala’ diyorduk, yazısına böyle başlıyor ve ben de gerekli derslere hazırlanıyorum.
Bir, uyduruyor, Ecevit’in hiçbir zaman cumhurbaşkanlığı sorunu olmadı, kimse önünü kesmedi, Ecevit hiç istemedi ve bunun çok açık bir nedeni var: Politika ve iş yapacaklar, cumhurbaşkanı olmayı hiç istemiyorlar. Hakan’ın bunları bilmesi mümkün değildir; 1970’li yıllarda, Ahmet Hakan, İmam-Hatip’te kuran ezberliyor olmalıdır. Bilmez ve bildikleri çok azdır. Ecevit’i katmaması isabetlidir.
İki, öyle mi, ‘yalan yanlış iddia’ ne olabilir ki, mümkün mü, R.T. Erdoğan, bir diploma gösterdi de, itiraz mı ettiler; hayır, gösterilmiş bi-şi yoktur. Her kim, hangi makama gelirse, gelecekse, diplomasını ibraz etmeye mecburdur. Ve ben, uzun aylar, televizyonlarda, Erdoğan için ‘vardır, vardır, ama göstermesi gerekiyor’ diyordum, ve şimdi de Aydın Doğan’ın İmam-Hatipli spiker yazarına, biraz ‘sıkılma’ tavsiye ediyorum.
Devam mı, üniversite diploması istemek ‘saçma şart’ imiş ve ‘ancak hiç kimse bu şartın mantığı meselesine girmiyor’ imiş ve dahası da var, ‘biri bana bunun nedenini izah edebilir mi’; müthiş, çok yükseklerden uçuyor. Ben izah edebilirim, ederim, yalnız bir sorunum var, Ahmet Hakan anlar mı veya kabul eder mi, pek sanmıyorum.
Anayasa boğanlar
Her milletin artık bir anayasası vardır, bizde Teşkilat-ı Esasiye için uzun mücadeleler oldu, Mithat Paşa, anayasa ilan edeceği sözünü aldığı için Sultan Hamit’i tahta çıkardı. Sultan Hamit, kaldırdı ve bir daha koymamak için, Büyük Reformatör Mithat’ı, önce Yıldız’da bir Özese Divanı’nda yargılattı ve sonra Taif’te boğdurdu. Burada şu var, Ahmet Hakan ekolü, anayasalardan pek korkarlar ve boğarlar.
Sonra tekrar ilanını sağlamak üzere, Enver, Niyazi, Eyüp adlarında genç subaylar, dağa çıktılar ve ilan edildi; artık meşruti, başka bir deyişle, şartlı bir krallık oluyorduk. Ve biz, 27 Mayıs’tan önce, anayasa mahkemesi için, iki meclisi olan bir anayasa için mücadele ediyorduk, karşımızda Bayar-Menderes Rejimi vardı ve devirdik.
Ahmet Hakan anladı mı, hiç sanmıyorum. Ama yine de devam ediyorum, ülke bir diktatoryal rejime dönmüştü, dönmemeleri için biz isyan halinde, İsmet Paşa Meclis’te, hep uyarıyorduk, Paşa, ‘sizi ben de kurtaramam’ diyordu ve Menderes, geri adım işaretleri veriyordu; Bayar, şiddet yolunda zorluyordu, bilgilerimiz bu yöndedir.
Bayar’ın, üniversite tahsili yoktu, tahsili için ‘hususi’ diyorlardı ve şimdi açıklayabilirim, Bursa’da Alyans İsraelit Üniversel’de okumuştu, Yahudi ve kısmen de sabetayistlere mahsus bir okuldu, bunun için, üstünü örtüyor ve sadece ‘hususi’ diyorduk. Burada okumuştur ve özetle, Müteveffa Bayar, bizde ‘Bayer’ veya ‘Baer’ soy adını, nüfus memurlukları vermediler, bu nedenle ‘Baer’ veya ‘Bayer’ olanlar da Bayar soyadını aldılar. Not ediyorum; anayasa, bir diğer bayar veya baer’in cumhurbaşkanı olmasını önlemek için, üniversite mezunu olma şartını koymuştur ve şimdi anlıyoruz ki çok iyi bir iş yapmış durumdadır. Ben de Erdoğan’ı kapatmak için bunu çıkarıyorum.
Yamacılar
Hakan’ın bir paragrafı daha var, ‘başbakan olmak için üniversite diploması gerekmiyor… ama cumhurbaşkanı olmak için gerekiyor’ bunu yazıyor ve ‘neden’ sorusunu dayıyor; her halde dayı’dır. Müthiş, ve tebrik ediyorum. Burada artık kadük olan ‘yeni anayasa’ çalışmalarında, en son anda, akepe tarafından getirilecek taslağın kesin bir maddesi dillendirilmektedir. Özbudun taslağı, bu düşünce olduğu için, bir kenara atılmıştır; çöken taslakta, başbakanlık yapmış olanlarda, belki süre dahi koyacaklardı, üniversite diploması aranmayacaktı; üniversite tahsili olmayan, ilahiyattan terk, Ahmet Hakan, bunu biliyordu. Şimdi, Erdoğan’ın düdüğünü çalmaktadır ve öyle anlıyoruz ve tebrik ediyorum.
‘Erdoğan’ın, dört yıllık diploması olmaması nedeniyle, cumhurbaşkanı olamayacağı ortaya çıkmıştır’
Bitirirken bir özet yapmak ihtiyacını duyuyorum ve bir, sara meselesi bir yana, Erdoğan’ın, dört yıllık diploması olmaması nedeniyle, cumhurbaşkanı olamayacağı ortaya çıkmıştır. 2007 tarihinde olamamış ve hiç istemediği Gül’ü, Arınç’ın ‘ben çıkarım’ çıkışı ile de, seçmek zorunda kalmıştır. İki, elinde Özbudun komisyonu vardı, çalıştırmış ve taslakta bu şartı kaldırtmıştır. Üç, ancak, beş yıllık olan süreyi yedi yıla çıkarmış ve Özbudun’u bir kenara atıp, kadük yaptıktan sonra, fundemantalist bir anayasa değişikliğine koyulmuştu; son anda, başbakanlık yapmış olanlardan üniversite diploması istememe maddesi hazırdır. Dört, yalnız bu taslak da batmıştır, yapamıyorlar. İşte bu nedenle Aksaray Gece Okulu’nu hem yamamak ve hem de yamamak istiyorlar. Ahmet Hakan işte buradadır…’
Bizim Anadolu / 30 Eylül 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…