Press "Enter" to skip to content

Doğanın İyileştirici Uyumu

Doğanın İyileştirici Uyumu

[Önemli not: 22. yy’ın gençliğine benden ufak bir yaşamsal hatıra.]

 

 

 

 

 

 

 

Ortasındayım,

İki ayrı şehrin, farklı insanların, iki ayrı ülkenin, iki zıt kültürün ve her şeyi içinde barındıran tek bir Dünya’nın…

Zamanların en iyisiydi bu ne bolluk gücü olana.

Har vurup harman savurduğumuz zamanların en kötüsüydü soluduğumuz.

 

***

 

Şu an;

Az ötede ağaçlar kıştan çıkmış olmanın rahatlığı ile kollarını güneşe teslim edip, köklerini toprağa emanet ederken güzelleşiyordu baktığım pencereden;

Her gün, daha da renklenirken, kuşlar da büyüleniyor omzuna konup öpmek için can atıyor…

 

***

 

Akıl çağıydı.

Neler icat etti bu insan oğlu. Daha derinlere, daha bilinmezliklere anlam katmak hayaliyle ve aptallık çağı bastırdı onları yöneten seçilmişlerle.

 

***

 

İnançlar dönemiydi; diline inanarak konuşur, bilgisine inanarak görüş beyan eder, ülkesine inanarak çalışıp emek verir; ama en çok kendine, dostuna, arkadaşına inanırdı, inançsızlıklar dönemi bir çit gibi sardı.

 

***

 

Işık mevsimiydi, aydınlanmanın zirve yapacağını sandık. Karanlık mevsimi felaket gibi büyüdüğünde, ışık hızıyla atmosferin nabzını ölçüp, ateşini alıyor, üzerindeki kare lekelerin tahlilini analiz ediyorduk, 21. yy’ın son çeyreğinde.

 

***

 

Ve bitmeyen umut baharıydı çocuğum içimiz, umutsuzluk kışı ile çekiştikçe, çekiştik.

 

***

 

Kimileri, iyi ve kötü şeylerin üstünlük derecelerini karşılaştırdığında, bu dönemin gelmiş geçmiş en iyi dönem olduğunda ısrar ediyorlardı. Genelde onlar yalancı ve yankesici kılıklı siyasetçilerdi.

Halk, bildiğin ölüyordu.

 

***

 

Baktığımız zaman,

Her şey vardı önümüzde ve yaşamak için önümüzde hiç bir şey yoktu; dokunamadıkça, sarılamadıkça yanıp dönen ışıklar gibiydi.

 

***

 

Dünyadaydık ama;

Bu dünya artık başka bir gezegendi.

Tanıdık geliyordu her şey, ama yabancıydı. Bu salgın kıyamet gibi çöktü.

 

***

 

Algılarımız değişti.

Modern yaşamın ilerlemiş teknolojisi bile yetişemez olmuştu çaresizliğimize.

Savunmasız, korumasız, kırılgan, ölümlü bedenlerimizle kaçtık evlerimize.

 

***

 

Şu an yeni bir gün yükselmek üzere penceremden…

İnsanlığın tersine, doğa kendi uyumunda her saniye, en güzel öğretendir gözlerimizin önünde…

“Bu zor zamanların zor günlerinden çıkıp tekrar yürümek” bunca düşüncenin ağırlığıyla.

Belki buna bir çare arıyorum, soluk almamızdaki hatalardan, geri dönebilmek uğruna…

Belki de bir not, siz yeni yüzyılın yeni nesline…

 

***

 

Ruhlarla insanlar arasında iyileştirici bir bağın olduğuna inanılan şamanizmde temel güç doğadan alınır ve uyumun olumlu etkilerinden bahsedilir.

 

***

 

Ruhumuzu iyileştirmeden bunu yapamayız.

Doğayı seven, doğa ile kendini bütünleşmiş sayan her bireyin içinde şamanizm inancı tam olmasa bile onun benliğini içinde taşıdığına inanırım.

Bir şaman öğretisi şöyle der:

Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.

Nehirler kendi suyunu içemez.

Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.

Güneş kendisi için ısıtmaz.

Ay kendisi için parlamaz.

Çiçekler kendileri için kokmaz.

Toprak kendisi için doğurmaz.

Rüzgâr kendisi için esmez.

Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.

 

***

 

Salgının tedavisi mümkün.

Ama kaybolan insanlığın?..

 

***

 

Belki böylesi bir Şamanizmce uyumu kendimizi eğiterek, yaşama adapte ederek öncelikle içimizde idrak etmek zorundayız, daha sonra aşılamak nesiller boyu…

 

 

İçTen

 

ictenicten@hotmail.com

 

 

Tüm Yazıları»

 

 

İçten Külünk / Bizim Anadolu / 26 Nisan 2020

 

Şu yazı ve haberlerle de ilgilenebilirsiniz:

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...