Epey söylendik, söyledik; anlayan anlamıştır. Son olarak Anayasa’ya da katkı vermeye çalıştık; yeter artık, farklı düşünenleri kırdımsa özür dilerim. Ben sadece her zamanki gibi milletin vekilliğini yaptım.
Bu süreçte savunduğum düzlemi eleştirdim, eksiklerini vurguladım, asla birilerine malzeme olacak dil kullanmadım; yani ‘sizin ne programınız, ne de projeniz yok’ çizgisinde bilgiçlik yapmadım; “Her doğrunun içinde yanlış, her yanlışın içinde doğru var” ilkemdeki çizgimi aşmadım. Elimden geldiğince düşündaşlar düzlemime, ‘Atatürk’ün Evrensel Kurtuluş Felsefesi doğrultusunda’ katkı vermeye çalıştım. Artık bu yüklendiğim siyasi misyonu 16 Mayıs’ta sosyal medyada sonlandırıp özgün çalışmalarıma dönmek istiyorum!!!
Evet; bundan sonra siyasi içerikli yazılarıma sosyal medyada yer vermeyeceğim. Bu asla susmak değildir; salt sosyal medyanın rahatsız engellemeleri nedeniyle, yazılarımı ambara kaldıracağım, mevsiminde kullanmak için. Bu mevsim, dahası siyasi iklim bitti.
‘Gün gibi ortada olan’ ve “Tek ademin” yaşattıkları sonrası önümüzdeki süreçlerde yaşanacakları ‘Geniş başlıklarla’ özetleyeyim:
1- Erken seçim kararı aldı. Halkın iradesi ve zekâsıyla alay edercesine, 14 Temmuz 2023 seçimini 14 Mayıs 2023’e taşıdı, kendisini aday yapmak adına. Yaptı, çünkü feraseti yüksek seçmenine güveniyor. Baksanıza, Erdoğan ekonominin bugünkü seyrinden ben sorumluyum demesine karşın ve de hayat pahalılığının çekilmez olduğuna vurgu yaparken bir hanfendi mikofona ‘hiç çekinmeden’, “Pahalılığı CHP yaptı, bay Kemal; İmamoğlu’na ve Yavaş’a ve dahi belediyelere talimat verdi, tüm yiyecekleri dağlardaki depolara kilitlediler” diyebiliyor. İşe bu seçmen profili 2002 sonrası ülkemin çöküşünü ve AKP’nin yükselişini belirledi.
Yooo, bu sefer kazın ayağı öyle değil; bu nedenle ikinci maddeye geçelim:
2- Halka; yaşam skalasının altında inim-inim inlerken inme indi. Bu nedenle AKP’ye oy kullananlarda bile büyük isyan var. Ülkenin hafızasını silmeye çalıştı; düşünenleri, aydınları, gazetecileri ve diğerlerini, içerisinden beter olan dışarıdan içeriye attı ve düşünemeyen cahilleri egemen kıldı. Dahası düşüneni alçalttı, düşünemeyen postmodern köleleri yüceltti.
Vesselam kısa kelam, ne yaparsa yapsın, kendisine oy veren büyük kesim oy vermeyecek!!
Hemen 3. Maddeye geçeyim:
3- Bu seçimi erkene aldığındaki riski gördüğü için;
a- Sığınmacılara sığınacak oy, oy diye,
b- MİT ile bütün asker ve özel güçleri ile sandıkları enterne etmeyi aklından geçirebilir.
c- Bu süreç beşibiryerdeler ile çevresindeki rantçı efendileri rahatsız edeceğinden, Muharrem İnce’yi meydanlara sürecek. Aslında AKP’den rahatsız olan ve kulislerde “Dün benim 3 işim vardı çok zengindim, şimdi 33 işim var, ama yoksulum” diyen bu beşibiryerdeler, İnce’yi el altından CHP’den Cumhurbaşkanı adayı yaptılar, fakat beceremediler. Amaç bu sefer CHP’yi kullanmaktı, çünkü gözü kararmış adamın göremediği yok oluşu görmüşlerdi.
Bu nedenle egemen; ekonomik ve siyasi çıkar düzleminde çatışmaların ve kaçışmaların başladığı noktada hem içerisine hem de dışarısına çok sert tepkiler vermeyi düşünecek şansızlığına yönelebilir.
4- Halkı demokrasi yalanıyla oyalamak adına transferlerini yoğunlaştırdı: Örneğin Muharrem İnce, Önder Aksakal, Hulki Cevizoğlu, Mehmet Ali Çelebi ve benzer irili ufaklı yedeğin yedeği kimlikleri ve de Hizbullah’ın vücut bulmuş HÜDA’yı ve dahi Necmettin Erbakan’ın kemiklerini sızlatan Fatih Erbakan’ı da safına alarak. Bunları da bir süre kulladıktan sonra AKP çöplüğüne atacak, Savcı Sayan Ve Haluk Özdalga ve benzerlerine yaptığı gibi.
4- Risk misk dinlemeyen adam toplumu yönlendirme – etkileme yetisindeki özdeksel gücü kullanacak. 10 kazandıysa, 5’ini döneklere ve kararsız oylara dağıtacaktır; ve her zamanki gibi seçimi kazanmaya çalışacaktır. Ve sonrasında da mutlakiyeti pekiştirme adına sözünü ettiği “Türkiye Yüzyılını” kurumsallaştırmak isteyecektir. Abartılı olacak ama, şu her kente yaptırdığı 30 bin kişilik statlara karşıt halkı (seni-beni) seçim sonrası konuk edebilir, sözde iç savaşı engelliyorum – kan akmasın diye.
5- Kürt seçmenini tekrar kendine çekmek için, dağdakileri ve içeridekini TRT’lerin çeşitlerine serpiştirerek demokrasi resitali verdirebilir. HÜDA gibi Kürtlerin şeriat yanlısı radikalleri kullanabilir.
6- Sığınmacıları konut sahibi yapacaklar; konut veremediklerine, halkın adreslerine konuk edecekler – verecekler ve oylarını artırmaya çalışacakları akla gelebilir.
7- Trafoya kedi eskidi, yenisi “Dijital Kumpas”. Ki bunun başaktörü; Akkuyu nükleer sahibi Oligarkların cumhurbaşkanı Putin, dahası bu Putin taşeronluğunda bir süreç işletebilirler. Ki Muharrem İnce ve sayın Kılıçdaroğlu için geleceğin korkutan teknolojisi Deepfake’yi devreye soktukları gibi. İkincisi sandıklara bilişim teknolojisinden oy kaydırmalar…
Fakaaat;
8 – Egemen ‘tüm bunlara karşın’ seçimi kaybedeceğini gördüğü için TBMM’de çoğunluğu kazanmaya çalışacak; beyni güçlü değil kasları güçlü Ninjaları TBMM’ine dolduracak ve fiziğiyle TBMM’inin kimyasını bozmaya çalışacak. Veya sakin davranıp, önceleri terennüm ettiği ve benim de savunduğum Yarıbaşkanlık (Desantralizasyon) süreciyle demokrasi geçişinde güçlü meclis savunması yapıp Kılıçdaroğlu’nu inandırmaya yönelecek. Yani; çok uzak bir olasılık olsa da; içindeki safraları atıp, demokrasiye dönme adına özgür düşünce vaadinde bulunabilir. Dahası; yarı başkanlık sistemini getirelim ve sonlandıralım bu tek adamlı mutlak monarşizmi diyebilir. Bunun için de siyasi ve ekonomik rantlarını pekiştiren- eklemlendiren Anayasayı değiştirelim bile diyebilir. Demem o ki; Tüm umudu Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı yetkilerini kısan bir hamle yapması olacak. O noktada meclis kararıyla bu öneriyi desteklemek ve de Kılıçdaroğlu yetkilerini demokrasi çizgisine çekerek, bu noktada zayıf kalan Kılıçdaroğlu’nu enterne etmeye çalışacak. Bu niyetini ferasetine güvendikleri cahillerin bile anlayacağını, anlamayacak ferasetteki eskinin egemeni hüsrana uğrayacak. Kılıçdaroğlu elbet bu duruşlarını sezinleyecek ve var olan yetkileri ile AKP’yi yaptıklarına pişman edecek. Öyle ki Kılıçdaroğlu ağzından çıkacak kanun hükmündeki sözleriyle AKP’yi silkeledikçe silkeleyecek. Epey yorduktan sonra erken milletvekili seçimi kararı alacak ve ikinci İmamoğlu darbesiyle AKP’yi tarihin çöplüğüne atacak!! Atmalıdır da!!!
9- Korkuyorlar da, Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na taşlı saldırısı, sonrasında Soylu’nun “Erzurumlular provokatör değil, provokatör Erzurumlulara provokatör diyen İmamoğludur” iftirası, Erzurum Vali ve Belediye Başkanının İmamoğlu için savcılığa suç duyurusunda bulunmaları, “Saldırıyı mağduriyet algısı yaratıp İmamoğlu’nu yüceltmek için CHP militanları yaptı”, Bahçeli’nın, “Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortakları müebbet ya da vücutlarına mermi alır” gibi absürt değerlendirmeler, hasta ruh hallerini yansıtmaktadır. Tüm bunlar korkunun ifadeleri. Siyasilere seçmene korku salmak isterlerken, nasıl korktuklarını gizleyemiyorlar. Korktukça daha kötü şeyler yapacaklar; fakat ne olursa olsun sandıkta patlayacaklar.
10- Sonunda kaçabilirler…
Bunlar benim düşsel düşüncelerim olabilir. Yine de diyorum ki: “Onlar büyük olasılıkla 10. Maddeyi kullanmak zorunda kalacaklardır.”
Bizim Anadolu’ya devam…
Şevket ÇORBACIOĞLU / Bizim Anadolu / 12 Mayıs 2023