Montreal yazını Eylül’de yaşamaya başladı.
Özellikle Kebek İli (il, vilayet, eyalet karşılığıdır. Örneğin Kebek kenti il değil, Kebek İlinin başkentidir. Montreal bir il değil, Kebek İlinin en büyük, Kanada’nın ikinci büyük kentidir.) istenilen bir yaz yaşayamadı bu yıl. Hem hava serindi hem de yağmurluydu. Kebek’in eskileri en az 30-40 yıldır böyle bir yaz görülmemişti diyorlar. Ancak Eylül’ün sonuna doğru bunaltıcı sıcaklar baş gösterdi.
Anlaşılan mevsimler yer değiştiriyor.
Kanada kışa hazırlanırken, Fransızca’da ‘La rentrée’ denilen, uzun bir dinlenceden sonra eğitimsel, ekinsel ve yoğun iş yaşamına da bir anlamda ‘dönüş’e başlıyor.
İlk belirtileri ‘cadılar bayramı’ olurken, hemen ardından Noel ve Yeniyıl hazırlıkları başlayacak ve devinimli bir yaşamın içinde kişioğlu ve kızları yeni bir çevrene doğru yelken açacaklar.
Türk toplumu bağlamında, Cumhuriyet kutlamaları sivil toplum örgütlerinin etkinlik çizelgelerinin içinde yer alırken, ardından Atatürk’ü Anma etkinlikleri izleyecek.
Bir dönüş yazısı içinde önümüzdeki dönem izlencemizi çizerken, uzun zamandır özellikle çeşitli toplantılarda ve dost söyleşilerinde dile getirmeye çalıştığım bir olgu var.
Türkiye’deki 15 yıllık AKP iktidarının yol açtığı / neden olduğu bir kamplaşma, ‘bilisizliğe (cehalete) övgü’; kişioğlu ve kızı olarak büyük savaşımlar sonucu kazanılan eksinsel, düşünsel ve -eksik de olsa- bazı hak kazanımlarında geriye gidiş dolayısıyla, kısır bir döngü içinde toplumu bir aşağı çekme olgusu; buna bağlı olarak da konuşulan, tartışılan konularda sadece toplumu geriye doğru dönüşüm olgusu çerçevesinde dolanmamıza neden oluyor.
Televizyonlardaki toplumu oyalayan evlilik izlenceleri gibi düşük düzeyli ilişkiler ve neden olduğu toplumsal olguları körükleyerek gündem oluşturma çabaları engelsiz bir biçimde sürüyor.
Tersine, toplumumuzun beğeni düzeyini, düşünsel, eğitimsel düzeyini yükseltmek için özellikle basın-yayın organlarının öncü olması gereken bitakım özgörevler vardır ki, ne yazık ki bu düşük düzeyli gündem içinde gerçek konulara yer ayrılamamaktadır.
Bunun bir an önce önüne geçilmesi gerekir.
En azından Montreal’de bu uğurda Bizim Anadolu olarak çalışmalara başlayacağız; bizi izlemeye devam edin.
***
Bu arada, nedense kimse konuşmayı yeğlemiyor, ancak Kanada’daki bazı sivil toplum örgütlerimiz sadece tabela örgütü görünümünde kalmayı içlerine sindiriyor anlaşılan.
Ankara Kitaplığı, Kanada Türk Folklor Derneği, Montreal Türk Kadınlar Derneği gibi bazı örgütlerin gönüllülerle büyük çaba harcanarak çeşitli etkinlikler yapmalarına karşın, bazıları, ad da verelim, örneğin Turquebec Kültür ve Dostluk Derneği gibi geçmişte toplumun görünürlüğünü sadece Montreal’de, Kebek’te değil, tüm Kanada ve ABD’de de artıran, yüz akı eylem ve etkinliklerde bulunan örgütlerimiz en az iki yıldan bu yana genel kurulunu bile yapmıyor; toplumda Turquebec artık yaşamıyor mu sorularının sorulmasına neden oluyor…
Olabilir, bazı yöneticiler yorulmuş olabilir. Ancak bunun yolu devinimsizlikten ve çalışan örgütleri gereksiz yermekten değil, özellikle yeni kuşağı örgütçülüğe ısındırmak ve bayrak yarışını elden ele daha yükseklere taşımaktan geçer.
Biraz silkinsek mi?
Ömer Özen / Bizim Anadolu / Eylül 2017