Ders Çıkarmak, Ama Nasıl!..
Bu yıl Kanada’da önceki yıllara göre kış oldukça zorlu geçiyor.
Özellikle büyük kentlerde aşırı kar yağışı, karların yerlerden zamanında kaldırılmayışı kent yaşayanlarını bıktırma derecesinde yıldırıyor; bir de Montreal’in tam bir şantiyeye dönmüş olması gözönüne alınacak olursa, varın, yurttaşların hoşnutsuzluklarını siz tahmin edin…
Ancak Kanadalıların bir aydan fazla bir zamandan beri gündeminde başka bir konu vardı; o da eski federal Adalet Bakanı ve Genel Savcısının istifası ve Montreal kökenli bir dünya devi mühendislik kuruluşu SNC-Lavalin konusu. SNC-Lavalin Ankara Metrosu’nun yapımında da görev almış bir kuruluş.
Hükümetteki görev yerinin değiştirilmesi, kendisinin Savaş Gazileri ve Ulusal Savunma Bakanlığı’na getirilmesi üzerine bir ay sonra istifa edip Başbakan Justin Trudeau ve çevresini suçlayan Jody Wilson-Raybould’la ilgili ülkede büyük bir tartışma başladı.
Kanada tarihinde ilk kez bir yerli olarak hükümette görev alan eski Adalet Bakanı ve Genel Savcı Jody Wilson-Raybould’un açıklamaları dolayısıyla muhalefet partilerince istifası istenen Başbakan Trudeau geçen hafta bir basın toplantısı yapmak zorunda kaldı.
Konu eski Adalet Bakanı ve Genel Savcı Jody Wilson-Raybould’un SNC-Lavalin kuruluşuyla ilgili Trudeau ve Başbakanlık çevresinin kendisine baskı kurduğu savlarıydı.
Jody Wilson-Raybould, Meclis Adalet Komisyonu’nda verdiği ifadeye göre Trudeau, bazı danışmanları ve ayrıca bir bakanın, SNC-Lavalin’e yönelik ceza kovuşturmasını sonlandırması için “üstü kapalı tehditler” de içinde olmak üzere kendisine baskı uygulamışlardı.
Eski Adalet Bakanı Wilson-Raybould, davanın mahkeme dışında anlaşma yoluyla çözülmesi konusunda savcıları görevlendirmesi için yetkililerin geçen yıl Eylül’le Aralık ayı arasında kendisini sıkıştırdıkları yolunda açıklamada bulundu.
Montreal kökenli SNC-Lavalin kuruluşu 2015 yılında sözleşmelerin kendilerine verilmesini güvence altına almak amacıyla Muammer Kaddafi’nin görevde olduğu 2001 ve 2011 yılları arasında Libya’daki yetkililere rüşvet vermekle suçlanmıştı.
Kıyamet de bundan sonra koptu. Muhalefet partileri Trudeau’nun istifasını isterken, Jody Wilson-Raybould’dan sonra bu koşullar altında hükümette hizmet veremeyeceğini açıklayan Hazine Bakanı Jane Philpott’tan başka, Başbakanlık bürosundan bir üst düzey danışman Gerald Butts da istifasını verdi. Butts, kendisinin herhangi bir usülsüzlüğe karışmadığını, ancak hükümetin rahat çalışması için istifa ettiğini söyledi.
Danışman Gerald Butts da Adalet Komisyonu’na verdiği ifadede, kendisinin ve arkadaşlarının Bakan ve Genel Savcı Wilson-Raybould’a herhangi bir baskı kurmadıkları, sadece Başbakanın direktifleriyle bağımsız bir kuruluştan da görüş alıp kararını ona göre vermesini önerdiklerini söyledi.
Gözlerin çevrildiği Başbakan Justin Trudeau ise sonunda sessizliğini bozarak geçen hafta bir basın toplantısı yaptı ve suçlamaları red etti.
Ne kendisinin ne de görevlendirmiş olduğu ekip arkadaşlarının herhangi bir baskı kurduklarını; hükümetinin korumaya çalıştığı 9000 kişilik iş kaybını önlemek olduğunu, belki başka bir çözüm yolu bulunabilir diye öneride bulunulduğunu, ancak son sözün elbette bakanda olduğunu bildirdiklerini açıkladı.
Yıl sonuna doğru seçimlerin yapılacağı Kanada’da ilk kez böylesine zor anlar yaşayan Trudeau’ya karşı çıkan iki bakan parti grubunda kalmayı kabul ederken, gelecek seçimlerde de yeniden adaylıklarını koyacaklarını açıkladılar.
Özür dilemek gibi bir konu olmadığını açıklayan Trudeau, ancak şu birkaç aydır yaşananlardan oldukça önemli dersler çıkardığını bildirdi.
Bizim çıkardığımız ders ise bambaşka.
Bir iktidar partisinin önemli bir bakanının ve genel savcısının hükümete, dolayısıyla başbakanına başkaldırıp herhangi bir baskıyı kabul etmediğini açıklaması, adalet komisyonunda sözlerini yineleyip hükümet arkadaşlarını suçlaması; ve elbette başına bir şey gelmeden meclis görevine devam etmesi…
Biat kültürü olmayınca böyle oluyor…
Başbakan Trudeau’nun dikkat çektiği önemli bir konu da ‘hukuk kurumlarının sağlıklı işlediği’ konusuydu…
Darısı bizim başımıza…
Gözleyi, gözleyi… Ömer Özen / Bizim Anadolu / 17 Mart 2019