Press "Enter" to skip to content

Derin Aptallık

Derin Aptallık

Çok zeki olduğumu düşünmedim hiç.

 

 

 

 

 

 

 

Habip Hamza Erdem

Ama çevremde ‘çok aptal’ olanları da görmedim diyemem.

Türkiye’de, hele şu son dönemde, aptallığın revaçta olduğunu görmemek içinse, ancak ‘aptaloğlu aptal’ olmak gerekir diye düşünüyorum.

Tam bir ay önce şöyle yazmıştım:

“10 Kasım’da başta Dr Recep olmak üzere, AKP’liler de ‘Atatürkçü’ olmaya başladılar.

27 Kasım’da ise ABD’de ‘Zarraf Davası’ görüşülecek.

Ve yavaş yavaş ‘dava’, Dr Recep’e, eşine, çocuklarına, yakınlarına, iş ortaklarına ve şürekasına uzanacak.”

Ve şöyle bitirmiştim yazımı:

“Dr Recep’i ise değil Atatürk, Hızır aleyhisselam gelse kurtaramaz.”

Biraz okuma yazması olan, az-biraz yabancı basını izleyebilen ve hatta okuma yazması olmadığı halde az buçuk beynini kullanabilen herhangi bir Türk yurttaşı, Dr Recep’in yirmi yıl boyunca söyledikleri ve yaptıkları arasındaki çelişkilere bakarak şu ‘Zarrap Davası’ içinde başrolü oynadığını görebilir.

Ama hayır.

Bizim ‘derin aptallar’ımız, bu dava ‘Zarrap Davası’ olmaktan çıktı, ‘ABD Atilla’ya karşı’ davasına büründü demeye başladılar.

ABD Cengiz Han’a karşı.

Hunlara, Göktürklere karşı falan diyeceklerini de bekleyebiliriz.

Böylece dava konusunun başta Dr Recep olmak üzere, karısı, kızı, oğlu, damadı, eniştesi, kayınbiraderi, halasının oğlu teyzesinin torunu olduğunu, güya, gizleyebileceklerini tasarlamaktalar.

Oysa ben yazdım ve yazdığım her tümce ve hatta sözcüğün arkasındayım: “Dr Recep’i değil Atatürk, Hızır aleyhisselam gelse kurtaramaz.”

Kemal bey Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin, haşa, Hızır Aleyhisselam’dan daha etkili olabileceğini ise, bağışlayın ama düşünemedim.

Şaban Tv’de programa çıkan her ‘böyyük adam’ı, gelin ‘Meclis’te bu işi çözelim diyorlar.

Ya da ‘Türk Yargısı’ olaya el koysun, şu ‘Ambargo’, ‘Zarrap’, ‘Bakan-makan’, ‘Rüşvet’, ‘Halk Bankası’, ‘Süleyman Aslan’, ‘Atilla’ konusunu burada çözelim diyorlar.

Sonra hepimiz, yani başta Dr Recep ve şürekası olmak üzere, ‘Yüce Türk Milleti’ olarak ABD ve bütün emperyalistlere karşı koyalım.

Devlet Bahçelikgiller de yanımızda olsun.

Ne de olsa, herif Dr Recep’in ‘sağ kolu’ değil mi?

Bir de ‘sağ parmağı’ var zahir…

Gerçekten ‘içler acısı’ bir durum.

Hulusi’den vazgeçtik, kimi sevimli ‘komutan’larımız da, ‘iç cephe / dış cephe’, ‘strateji/taktik’ edebiyatındalar.

Bütün bunlara bakıp, yoksa bir Levent Kırca skeci mi izliyorum demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Aptallığıma yorun siz!

Zarrap davasından, bir ‘Amerikan Derin Devleti’ operasyonu çıkaracak kadar ‘akıllı’ değilim demek ki..

Benim okuduğum yazılardan birinde şöyle yazıyor: “Donald Trump’ın seçilmesi, ABD’nin Ortadoğu’da yeni bir tutum almasına yolaçmadı, bu (yeni) tutum, Obama-Kerry ikilisinin çabalarının boşa çıkması üzerine Trump göreve çağrıldı”.

Hani Trump ‘şapşal’dı, hani ‘koltuğu sallanıyordu’?

Adam ne şapşalmış ve ne de koltuğu-moltuğu sallanıyormuş.

Bütün bunlar Dünya Şaban Tv’lerinin yayınlarına göre böyle imiş.

Bütün dünyanın böyle bilmesini istedikleri için bunlar yazılıp, yayımlanıyormuş.

Yazar devam ediyor: “ABD, tüm dünya ekonomisinin olduğu gibi sert ve süreğen bunalımın içinde.. O nedenle Donald Trump Amerikan büyük sermayesi tarafından göreve çağrıldı. ABD büyük sermayesi daha derin bir çöküşün (crach) gelmekte olduğunu biliyor. Yakın bir zamanda Amerikan doları yanlış yönlendirilecek ve özellikle de İran, Çin ve Suudi Arabistan’ın petro-dolarları ülkeyi terkedebilecek”.

Trump, tam da bu nedenle, bir ‘Kudüs Davası’ patlatmış olmuş.

Oysa bizim ‘çok akıllılar’ımız, kâh Müslümanların ‘ilk kıblesi’, kâh ‘Müslüman alemi’, kâh ‘siyonizm’, kâh ABD galu bela, pardon George Washington’dan beri böyledir türü yorumlar yapıyorlar.

En akıllılarımız da ‘ABD Derin Devleti’nin derinliklerine dalmışlar.

İlk sözcükleri de ’emperyalizm’; ama ’emperyalizm’in ne fırıldaklar çevirdiğinden bihaberler.

Emperyalizm, her şeyden önce ve en önemlisi, ekonomi kitaplarında ‘finans’ olarak geçiştirilen ‘fiktif sermaye’nin sonucudur, ki bu tür sıkıcı yazıları yazmak zorunda kalmasam, ayrıntılı olarak yazacağım.

Bitirirken yineleyeyim, sizin Dr Recep’inizi Hızır Aleyhisselam gelse kurtaramayacak.

Amma velakin o da Türkiye’yi tamamen ateşe vermeden gitmeyecek.

Tıpkı Yunan’ın Mustafa Kemal’in önünden kaçarken İzmir’i, Bursa ve Balıkesir’i ateşe veridiği gibi.

Buraya yazıyorum ve bugüne değin yazdıklarımın hiçbirinde yanılmadım.

Kaldı ki, bu son savımı, yani Dr Recep’in Türkiye’yi ateşe vermeden gitmeyeceğine olan öngörümü tam on yıldır yazıyorum.

Pek yakında siz çok akıllar da göreceksiniz.

 

 

 

 

Habip Hamza Erdem / Bizim Anadolu / Temmuz 2018

 

Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...