CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 Aralık’ta beklenen Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yönelik yeniden yapılanma toplantısını yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Kasım’da toplumsal paylaşım ortamından canlı bir görüntü paylaştı ve bu paylaşımda ‘3 Aralık’a ilişkin anımsatmada bulundu. Söz konusu görüntülü konuşmada, ‘Ey Dünya, gözlerimize bak iyice bak! Seninle rekabet etmeye geliyoruz. Teknolojide, sanayide, eğitimde, insan haklarında, kadın haklarında, özgürlüklerde, demokraside, hayvan haklarında, çevrecilikte; iyi olan her şeyde seninle rekabet etmeye geliyoruz. 3 Aralık’ı bekleyin’ dedi.

3 Aralık’ta İstanbul Lütfi Kırdar Salonu’nda gerçekleştirilen toplantının açış konuşmasını Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Ekonomik ağırlıklı toplantıda akademisyenler ve toplumbilimciler konuştu. 70 kişilik danışmanlar eliyle Türkiye’nin döngüsel ekonomik krizden çıkaracağını dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘Meselemiz sadece hükümeti devralma meselesi değildir. Mesele Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük hayaline sahip çıkmaktır’ görüşünü belirtti.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından ABD’li yazar ve ekonomi kuramcısı Jeremy Rifkin konuştu:
‘Bilimsel ekonomik, teknik girdi sağlayacağım. Bu şekilde Sayın Kılıçdaroğlu, ülkesini dönüşümden geçirecek. Benim ekibim, AB’de temel mimaride görev aldı. Çin’de iklim değişikliği gibi görevlerde, ABD’de de benzer roller üstlendik. Size katılmak çok güzel. Değerli ekonomist Acemoğlu ile çalışıyor olmak mutluluk verecek bana. Şimdi ciddi bir sorunumuz var. Birlikte çalışırsak başarılı olabiliriz. Bu dayanaklılık çağı. Türk halkının dayanıklı olması gerekiyor bu yolculukta.’

Daha sonra söz alan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Rifkin’in konuşmasından sonra şunları dile getirdi:
‘Milletimizi orta gelir tuzağından kurtaracağız. Biz ülkemizin potansiyelini biliyoruz. Çalışabilir aktif nüfusumuz hâlâ artıyor. Bu fırsat penceresinin kapanmakta olduğunun da farkındayız. Gençlerimizin işsizliği en büyük israftır. Merkez Bankası’nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu bir isim atayacağız. Enflasyonu tek haneye düşürecek. Şatafata ve israfa son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Bize kral değil, kural gerek diyoruz. Kurumları güçlü Türkiye’de Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olacak. İhalelerde şeffaflığı, atamaları sadakate göre değil liyakate görece yapacağız. Kara paraya sıfır tolerans göstereceğiz. Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız. Cinsiyet eşitsizliğiyle yetkin şekilde mücadele edeceğiz. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstereceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokacağız. Sınırlı kamu kaynaklarını Kanal İstanbul gibi rant projeleri için kullanmayacağız.’

‘Devlet zorda olanın ayağına gidecek’
CHP Yoksulluk Dayanışma Bürosu Eşgüdüm Sorumlusu Hacer Foggo Hacer Foggo, Öztrak’tan sonra çıktığı sahnede şunları söyledi:
‘Bugün burada ilan edilen vizyon ile güçlü sosyal devlet ile fırsat eşitliği dönemi başlıyor. Bu kalkınma vizyonunun en önemli boyutlarından biri sosyal devlettir. Çünkü sosyal devlet, bir çocuğun beslenme hakkıyla eğitime erişme hakkı arasında bir fark görmez. CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak. Hiç kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet, zorda olanın ayağına gidecek.’

Daha sonra eski Merkez Bankası Başekonomisti Ali Hakan Kara söz aldı. Kara şöyle konuştu:
‘Yoksullukla mücadele için kaynak lazım. Bunun için makro çerçeve ortaya koymak gerekiyor. Geçmişten yol alıp geleceği tasarlamak lazım. Türkiye’ye 1980’lerden beri döngü içerisinde gidiyor. Sürdürebilir kalkınma olmaz. Yapısal reformlar için de kaynak sağlamak zor olur. Türk ekonomisinin dış şoklara karşı dayanıklı olması lazım. Dalgalı döviz kuru rejimi, Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale ettiği bir çerçeve var. Merkez Bankası, güçlü bir rezervi yapmadı. Döviz kuru iktisadi temellerle uyumlu olması lazım. Hiçbir ekonomi politikası bunu gözardı edemez. Sorunları öteleyerek, görmezden gelerek, içe kapanarak halledemeyiz. Türkiye’nin 40 yılı aşkın bir dışa açılma süreci var. Kurumsal tasarıma ihtiyaç var. Türkiye, sahip olduğu birikim ve beşeri birikimle, bilimsel normları destekleyen iklimle yapabilir.’

Kara’nın ardından Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet S. Gürkaynak şunları dile getirdi:
‘Her yerde enflasyon var, diye başlayan cümleler, aklımızla alay ediyor. Türkiye’de açık bir ırkçılıkla ‘burası Uganda mı’ cümlesinde geçen Uganda’nın enflasyonu ile Türkiye’nin enflasyonu… Enflasyonu düşürmüşler ve yükselmemiş. Umarım Ugandalı dostlarımız da Türkiye ile alay etmiyordur. Enflasyon genel bir kötü yönetim göstergesi. Enflasyon bir vergi. Birilerinden alıp veriyor. En adi, en aşağılık vergilerden birisi. Fakirden alır zengine verir. Enflasyon ile büyümek isteyenler çuvalladı. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı. Enflasyonu düşürmek için bağımsız merkez bankası şartı yerine getirilmeli. Dünyanın en iyi merkez bankacılarından bazıları Türkiye’de. Bu insanları getirmek şart. Kendisine para politikasında şunu yap, faiz de şunu yap diyen siyasetçiye, Merkez Bankası kanunu var demeyen merkez bankacı değil(dir); aklı başında bir merkez bankacı, yaptığı işlerin sonucu düşünecek. Türkiye’de sadece merkez bankacı değiştirerek bedavaya enflasyon düşürülmez. Merkez Bankası’nın SWAP hariç net rezervleri. Nereden, ne zaman baktığınıza göre eksi 50 milyar, 60 milyar arasında gidiyor. İktisatçılarla konuşmak eğlenceli, vatandaş olarak ise hicap verici.’

Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Gürkaynak’ın ardından sanayi politikaları ve istihdam hakkında şunları söyledi:
‘1960 senesinde Türkiye’nin milli geliri, ABD’nin yüzde 20’si civarındaydı. Zaman içinde OECD ülkelerine bakarsanız, çoğu ABD’ye yakınsamış veya geçmiş. Türkiye olarak aşama kaydedememişiz. 2008 civarında 1960’lar seviyesine gelmişiz; ne yazık ki o kazanımları da 2013 senesinden itibaren kaybetmişiz. Bugün Türkiye’nin milli geliri, ABD’nin yüzde 15’i seviyesinde. Evet, Türkiye’de daha fazla telefon, internet, yollar kullanabiliyoruz ama bu dünyanın her yerinde olan bir gerçeklik. Biz diğer ülkelere göre daha düşük performans göstermişiz. Firma rekabetine bakmak istiyorum. Türkiye’nin uluslararası alanda rekabetçi olmasını istiyorsak, Türkiye içinde rekabeti sağlamamız gerekiyor. Bu çok kapsamlı bir durum. 4 firma 2020 yılında e-ticaret pazarlama bütçesinin yüzde 70’ini oluşturuyor. Böyle bir ortamda rekabet olmaz. Bunun acil çözülmesi gerekiyor.’

Böke’den yeşil dönüşüm vurgusu
Yeşil dönüşüm vurgusu yapan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Avrupa Birliği’nin (AB) yeşil dönüşüme girmemiş mal ve ürünlerden vergi alacağını belirterek tahmini 3 milyar avroluk vergiden Türkiye’yi kurtaracaklarını söyledi. Böke, bilim insanlarından bir kurul kuracaklarını ve kamu yararını her şeyin önüne koyacaklarını vurgulayarak şunları bildirdi:
‘Üretimi dönüştürdüğümüzde herkes için iş, istihdam olacak. Umutsuzluğa yer yok. Ücretler herkes için yükselecek. Bugün Türkiye dünyanın çalışanlar için en kötü çalışma koşullarına sahip 10 ülkeden birisi. Rantçı zihniyet, doğayı katlederek Türkiye’yi iklim kriziyle karşı karşıya bırakmış durumda. Yeşil ve mavi dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bu dönüşüm yarını beklemeyecek, iktidar gün olduğumuz başlayacak. Yarının kalkınması güvencesini bugünden sağlayacağız. Bugün dünyada büyük değişimler oluyor. O değişimlerin ortadan çıkardığı riskleri kaldırıp fırsatları yakalayacağız. Dünya bir devrim eşiğinde. Üç sanayi devrimini ıskaladık. Bu sefer ıskalamayacağız, öncüsü olmaya geliyoruz. Üretimimizin, ihraç ettiğimiz ürünlerin maalesef niteliği çok düşük. İhracatımızın kilogram başına getirisi 1.2 dolar. Almanya’da bu 3, Polonya’da iki katı. Hedefimiz belli; (Türkiye’yi) yeni bir bilim teknoloji anlayışıyla dijital çağın gerçekleriyle buluşturacağız. Biz tüm toplum kesimlerinin teknolojiden kaynaklanacak yeni gelirde eşit paydaş olmasını sağlayacağız. Artık çevresel dayanıklılık, ticaret için ön koşul vaziyette. En büyük pazarımız AB, bu yeşil dönüşüm için adım atıyor. AB, çok yakında sınırdan geçen ürünlerden yeşil dönüşüme uygun değilse vergi alacak. Türkiye, yeşil dönüşüme geçmezse, o sınırda 3 milyar avro ödüyor olacak. Yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz. Her şeyin önüne kamu yararını koyacağız. Verimliliği hedefleyeceğiz. Yeşil dönüşümü hedefleyeceğiz. Teknolojide eşit erişimi hedefleyeceğiz. Yeteneklere, insanına, üreticisinin kapasitesine üretim yapan bir kamucu anlayışla geliyoruz. Özeti ne derseniz; kamunun hem üreticisi hem destekçisi kuralları belirleyen demokratik ortağı olacak. Güvenceli kaliteli işler, teknolojik dönüşüm ve yeşil dönüşüm yapmak… Kamunun vereceği tüm destekler bu üç önceliği hedefleyecekler. Etkileri analiz edilecek. Biz bağımsız olarak, tüm politikalarımıza etki analizi yapacak bir kurulu kuracağız. Bilim insanları bize o kurullarda hangi politikaların etkili olduğunu açık bir şekilde anlayacaklar. İşsizlik işte böyle bitecek.

Böke: ‘YÖK’ü kaldıracağız’
‘YÖK’ü kaldıracağız. Boğaziçi’ni ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış imzacı akademisyenlerini yeniden üniversitelerle buluşturacağız. Gayrimenkul ile yurttaşlık verilen değil, bilim ve teknolojiyle yeteneği olduğu için Bilim Vizesi vereceğiz.’

Dünyanın sayılı iktisatçılarından Daron Acemoğlu ise şöyle konuştu:
‘Karşımıza çıkan tablo çok negatif. Ama ben, bir tek karamsarlık görmüyorum Türkiye’nin geleceğini. İyimser olacak şeyler de var. Bunların içinde en önemlisi Türkiye’nin potansiyelinin çok yüksek olması. Diğeri ise çözümlerin çok açık olması. Ekonomi konusunda bilgisi olan, bilimsel araştırmalar yapan insanlara sorarsanız hemen hemen herkesin aynı fikirlere sahip olduklarını göreceksiniz. Bunların kısa dönem makroekonomik olarak normalleşmesi, orta dönemde teknolojiye, bilime, eğitime yatırım yapıp ve bunları kurumsal (bir) yapıya oturtmak. Normalleşmeden bahsetmek istediğim ilk önemli şey, faiz politikalarını düzelterek enflasyonu düşürmek. Enflasyonun bu düzeyde olduğu bir ekonomide başka kaynakların doğru olarak dağılması mümkün değil. Türkiye’de dünyanın birçok yerinde nadir olan bir tablo var. İnşaat sektörü, sermayeye olan yatırımın yarısı. Teknolojiye olan yatırım bunun altında. İnşaat yolsuzluk getiriyor’
Kılıçdaroğlu: Bu zorba gidecek!
Konuşmacılardan sonra sahneye çıkan ve kapanış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu özetle şunları belirtti:
‘Bu ülkede hiç kimse korkuyla uyanmayacak. Bireyler, yönetenler gelip gidecek ama ülke bir daha asla savrulmayacak. Bu benim güzel ülkeme bırakacağım en büyük ve en güzel mirasım olacak. Meral Hanım merttir. Temel Bey bilgedir, cesurdur. Ahmet Bey ile vatan konusunda söz konusu olduğunda bir araya gelmekten bir an tereddüt etmedik. Gültekin Bey’de Menderes’in gençliği ve ruhunu görüyorum. Ali Babacan’ın tecrübesini biliyorum. Bay Kemal çetelerle mücadele etmeye söz verdi. Sureti muhalefetten gözüken medya kalemlerini satın alıyorlar, neden? Kuruş kuruş, dünyanın neresinde, neyiniz varsa, hepsini biliyorum. Hukuk içinde bu parayı sizden alacağım. Kurtulamazsınız.

Lamı cimi yok, bu zorba gidecek. Halktan çaldıkları her şey yine halka dönecek. Zafer bizim olacak. Doğrul milletim, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hak hukuk adalet gelecek. Söz veriyorum, yaşama sevincini geri alacağız. Haykırın! Ey dünya, Türkiye senin ucuz iş gücü alanın olmayacak! Türkiye senin mülteci kampın, çöp depolama alanın olmayacak! Ey dünya sana rakip olmak için geliyorum. Türkiye bir yıldız gibi parlayacak. Başlıyoruz, başlıyoruz, başlıyoruz!..”
Bizim Anadolu / 07 Aralık 2022