CHP Kanada Birliği’nden imza kampanyası
YSK’nin almış olduğu hukuksuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalinin duyulmasından sonra yurtta olduğu gibi yurtdışında da tepkiler yoğunlaştı.
YSK’nin hukuksuz kararına karşı imza kampanyası başlatan CHP Kanada Birliği, konuyla ilgili bir de açıklama yayınladı.
Açıklamada şöyle denildi:
“31 Mart 2019 tarihinde Türkiye genelinde yapılan mahalli idareler genel seçimleri sonucunda İstanbulluların teveccühü ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Sayın Ekrem İmamoğlu seçilmiştir. Ekrem İmamoğlu ile iktidar partisi adayının arasındaki seçim yarışının yakın geçmesi nedeniyle, iktidar partisi bütün geçersiz oyların ve bazı ilçe seçim bölgelerinde bütün oyların yeniden sayılmasına dair itirazlarda bulunmuştur. YSK bundan önceki içtihadıyla uyuşmayan kararlar vererek iktidar partisinin neredeyse bütün itirazlarını kabul etmiştir. Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere, mensubu olduğu partinin emekçileri ve ona oy veren seçmenler bu süreçte büyük bir demokratik olgunluk içinde yeniden sayım sürecine dahil olup bu sürecin sonuçlanmasını beklemişlerdir.
İlçe ve il seçim kurullarına yapılan itirazlardan sonra sonuç değişmemiş ve seçimlerin üstünden 2 haftadan fazla bir zaman geçtikten sonra, 17 Nisan 2019 tarihinde Ekrem İmamoğlu YSK tarafından düzenlenen mazbatasına kavuşarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine resmen başlamıştır. Seçim gününden bu yana, iktidar cenahından yapılan açıklamaların aksine, hukuka ve kurumlara saygılı açıklamalarda bulunan Ekrem İmamoğlu, mazbatasını aldığı günden bu yana, seçim öncesinde söz verdiği gibi, şeffaf, demokratik, adil, sosyal ve insan odaklı belediyecilik anlayışını derhal uygulamaya koyarak taraflı tarafsız bütün İstanbulluların takdirini kazanmıştır.
Eş zamanlı olarak, iktidar partisi YSK tarafından bizzat değerlendirilmek üzere olağanüstü itiraz başvurusunda bulunmuştur. Hukukçu akademisyenler, iktidar partisinin başvurusuna konu ettiği hususları mesnetsiz olduğu konusunda mutabık kalmışlardır. Ancak, kararlarına karşı itiraz yolunun kapalı olduğu ve nihai yargı mercii olan ve sahip olduğu yargısal bağışıklığı nedeniyle azami ölçüde tarafsız olması gereken YSK, 6 Mayıs 2019 günü oyçokluğuyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine, sandık kurullarının oluşumunda usulsüzlükler olduğu gerekçesiyle, karar vermiştir.
YSK’nin bizzat kendisinin sorumlu olduğu seçim güvenliği hususunda seçimlerin yenilenmesine ilişkin kararı, paradoksal olmakla birlikte, taraflı ve Türkiye’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ndeki içler acısı halini tasdik eder niteliktedir. YSK, bu kararla, usulsüz olduğu iddia edilen kurulların gözetiminde her bir seçmenin sandığa attığı zarfın içindeki 3 oy pusulasından sadece birinin şaibeli olduğunu iddia ederek akıllara zarar bir karar vermiştir.
Halk iradesine darbe niteliğinde olan bu karar, 1950’den beri bütün siyasi partilerin kayıtsız şartsız güvendiği YSK’ye ve en önemlisi de yaklaşık 145 yıllık demokrasi mücadelemize de sekte vurmuştur. Zira, 17 yıllık iktidarı süresince bütün demokratik kurum ve kuralları yerle yeksan ederek çoğulcu demokrasi anlayışının filizlenmesini olanaksız kılan hükümet anlayışı, muhalif kesimlerin her demokratik hak arama girişiminde demokrasinin temeli olan sandığı, yani kendilerinin deyimiyle milli iradeyi, işaret etmesine rağmen, halk iradesi kendisinin aleyhinde tezahür ettiği zaman, 1 Haziran 2015 seçimlerinde de olduğu gibi, milli iradeyi yok saymıştır.
17 yıllık bu süreçte, iktidar partisinin demokrasi karşıtı söz, eylem ve politikalarına maruz kalan Türkiye halkı sesini duyurabileceği tek yerin demokrasinin son kalesi olarak telakki edilen sandık olduğu ümidiyle son zamanlarda gerçekleştirilen seçimlere geniş katılım göstermiştir. Ancak gelinen bu noktada, demokrasinin son ve en temel kalesi addedilen sandığın yok sayılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasiye dayanan bir hukuk devleti olma özelliğini ortadan kaldırmış, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın alenen ihlal edilmesi sonucunu doğurmuştur.
Sorumluların en yakın zamanda siyaseten ve hukuken cezalandırılması en büyük temennimizdir!”
İmza kampanyasına katılmak isteyen toplum üyeleri şu e-ileti adresine adlarını yazıp gönderebilirler:
Bizim Anadolu / 09 Mayıs 2019