Prof. İlmiye Çığ: “Cahillik çok okumakla önlenir!”
Profesör Muazzez İlmiye Çığ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın söylediği ‘harem bir okuldu, eğitim yuvasıydı’ sözlere tepki gösteren ve Sözcü’den Ayla Özdemir’e konuşan tarihçi ve ünlü Sumer Bilimci Prof. Muazzez İlmiye Çığ İlk Kadın’a haremin gerçekte ne olduğunu anımsattı.
Sözcü’den Ayla Özdemir’in haberi şöyle:
Muazzez İlmiye Çığ’dan Emine Erdoğan’a tarih dersi!
Profesör Muazzez İlmiye Çığ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. Bir kez daha tarih dersi verdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, peş peşe tarihe geçecek açıklamalarda bulunuyor. Emine Erdoğan için tarih dersi ise Cumhuriyetin köklü çınarı Muazzez İlmiye Çığ’dan geldi.
Emine Erdoğan’ın tarihe geçecek açıklamalarına bilim dünyasının asırlık çınarı Profesör Muazzez İlmiye Çığ’dan yanıt geldi.
Atatürk dönemi için “90 yıllık enkazı kaldırdık” diyen Emine Erdoğan, enkazdan geri adım atarak, enkaz derken darbe dönemini kastettiğini söyledi. Başörtülü kadınların seçilme hakkına da ancak 80 yıl sonra sahip olabildiğini açıkladı.
Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık açıklamasından darbe dönemlerini kastettim diyerek çark eden Emine Erdoğan dün de Osmanlı haremini övdü. “Harem okuldur, kadınların hayata hazırlandıkları bir eğitim yuvasıdır” dedi.
Emine Erdoğan’ın tarihe geçecek açıklamalarına bilim dünyasının asırlık çınarı Profesör Muazzez İlmiye Çığ’dan yanıt geldi.
İşte Muazzez İlmiye Çığ’dan Emine Erdoğan’a tarih dersi veren o açıklamalar:
“Her fırsatta kötülediğin Cumhuriyetin bütün nimetlerinden yararlanıyorsun!”
“Emine Erdoğan “enkaz çarkı” ile yine cehaletini ortaya koymuş. 1980 yılında ancak başörtülü kadınlar seçilme hakkını kazanmışlar! A cahil kızım, ondan önce eğitimli kadınlarda başörtüsü yoktu ki. İkinci Meşrutiyet’te kızlar ilkokula girebildiler. O zaman onların başları örttürülmedi. Henüz Cumhuriyet olmadan Çorum’da 1922-24 yılları arasında gittiğim Ravza-i Nisvan isimli ilkokulda okudum. Hiç birimizin başı örtülü değildi, hatta oldukça büyük kızlar olmasına rağmen. Bunu kanıtlayan fotoğraf da var. Kuran dersimiz vardı, onda da başımız örttürülmedi.
Oradan göçtüğümüz Bursa’daki Nilüfer Hatun okulunda ve Bizim Mektep’te 1924 yılı sonu, 1925 yılı içinde yine kızlarda başörtüsü yoktu. Öğretmen okulu ve üniversitede yine başımız açıktı. İşin ilginç yanı, 1925’te çıkan kıyafet kanununda kızların başörtüsü ile ilgili bir madde bulunmuyordu. Padişahlık dönemindeki gelenek sürüyordu. Ne zamana kadar sürdü biliyor musunuz? 1980’de kurucu meclis üyesi Mehmet Yamak’ın İmam Hatip kızlarının başının örtülmesini istemesine kadar. Ben hemen kendisine “bizde bir rahibe sınıfı olmadığını, rahibeler gibi kızlarımızın başlarının örttürülemeyeceğini” yazdım. Fakat bundan sonra değil imam hatip kızları, liselerde, üniversitelerde çalışkan, fakat fakir olan kız çocuklarını, başlarını örtmeleri koşulu ile aylığa bağladılar. Böylece Eğitime başörtüsü girdi. O bir din kıyafeti sayıldığından, laik devletin kurumlarında bunların okumaması gerekti. Yobazlık ve siyasal hırs üstün geldi. Böylece eğitim yapan başörtülüler, başörtülü olduklarından değil, eğitimli oldukları için seçilmeye başladı, Emine Hanım! Hoş, ilk kadın seçilmesinde Satı kadının başı örtülü idi ve seçilmişti.
Emine hanım! O rahibe kıyafeti ile de olsun, eşinizin koluna girip ülke ülke dolaşarak Başkanlarının elini sıkmanız bile, o fırsat buldukça kötülediğiniz Cumhuriyeti kuranlar sayesinde. Cahillik ancak çokkkk… okumakla önlenir, bilesiniz…”
Çığ’ın Emine Erdoğan’ın, “Harem okuldur, kadınların hayata hazırlandıkları bir eğitim yuvasıdır” sözlerine yanıtı ise şöyle oldu:
“Yazıklar olsun!”
“Emine Erdoğan artık her gün yeni bir inci! atıyor ortaya. Şimdi de Harem’in ne kadar yüksek ideallerle çalıştığını, oradaki kadınları hayata, (hangi hayata?) hazırlandığını anlatıyor. Ona karşılık onların saltanat erkeklerinin birer seks aleti olduğunu, gereksiz gebe kalanların boğularak öldürüldüğünü, hepsinin tam birer köle olduğunu bilmiyor herhalde. Kadın sultanların mülk edinebilmelerini, özgürce kullanabildiklerini söyleyerek bu, kadın haklarının medeniyetimizde ne kadar köklü olduğunu gösteriyor, diyor. Kadın sultanların gözden düşünce bütün elindekilerinin alındığını, halk kadının ise en ufak bir hakkı olmadığını, ancak Cumhuriyet ile kadın haklarının ele alınıp verildiğini, o sayede yalan yanlış söylese de kürsülere çıkıp konuşabilme özgürlüğünü, hakkını kazandığını kabul edemiyor Emine Erdoğan, yazıklar olsun!”
Emine Erdoğan ne demişti?
‘Harem bir okuldur’
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın düzenlediği 9 Mart’taki “Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar” izlencesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.
“Dün ne olduğumuz gelecekte ne olabileceğimize dair bize fikirler verir” diyen Emine Erdoğan, “6 asırlık imparatorluk tarihinde kadınların bıraktığı izler de biz kadınlar için ilham kaynağıdır” savında bulundu.
Erdoğan yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Osmanlı hanedanının kadın üyeleri ve harem her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Oryantalistler bir takım hayali tasvirlerle zihinlerde Osmanlı kadınlarına dair olumsuz algılar üretmişlerdir. Nitekim eserlerine baktığımızda çoğu kez dünya zevklerine ve iktidar hırsına müptela kadınlarla karşılaşırız. Oysa harem, Osmanlı hanedan üyeleri için daha çok bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da valide sultanlar yer alır.”
Sanal Evren Çalkalandı
Emine Erdoğan’ın açıklamaları toplumsal paylaşım ortamlarını salladı, ‘eğitim yuvası’ ‘Harem’in ne olduğu anımsatıldı:
Bizim Anadolu / 12 Mart 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…