Birlik Olmayalım!
“Öyle faşist bir yağmur yağıyor ki, büyük bir şemsiyenin altında toplanma zamanıdır”
Ferhan Şensoy
Kanada Türkleri olarak birlik olmayalım, birlikten kuvvet doğar.
Bölünelim, zayıf, küçük ama bize ait cemiyetlerimiz, cemaatlerimiz, örgütlerimiz, vakıflarımız olsun.
Su ile yağ gibi olalım. Aynı kabın içine koysalar bile birbirimize karışmayalım.
Bayramlarımızı, bayram yemeklerimizi ayrı ayrı yapalım ki tadından yenmesin.
Önce dinsel ve laikler olarak bölünelim sonra onlar da kendi aralarında bölünsünler. Dini temele dayanan örgütler Sünni ve Alevi olarak ayrıştıktan sonra, Sünniler de kendi aralarında Milli Görüşçüler ve Gülenciler olarak bölünsünler. Gülencilerle ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ diyenler de daha sonra ayrılıp Erdoğan yanlısı kendi derneklerini kursunlar.
Ayrılmakla kalmayalım, birbirimizin öğrencilerini, festivallerini ellerinden almaya çalışalım.
Camilerimiz mescitlerimiz de ayrı ayrı olsun.
İnsanlarımızın ulvi duygularıyla yaptırılan milyonlarca dolarlık tesislerimizi birbirimize açmayalım.
Aleviler ise Kürt ve Türk olarak ayrılsın.
Binbir güçlükle basılan ve üstelik ücretsiz dağıtılan gazeteleri de bizden değil diyerek dağıttırmayalım.
Binlerce dolarlık toplantılara Kanada’nın tanınmış politikacılarını, parlamenterlerini ve bilim adamlarını getirelim ama salonunun anca yarısını, o da kendi yandaşlarımızla dolduralım. Diğer yarısı boş kalsa bile Türk olmayanlarla ortak düzenlediğimiz toplantılara diğer Türk örgütlerini dahil etmeyelim.
Biz düzenlemiyorsak gerçekten önemli de olsa yapılan toplantılara katılmayalım. Haber yapmayalım.
Festivalleri yapalım ama öyle yapalım ki sadece bizi temsil etsin, diğer Türk örgütleri katılamasın. Yeter mi? Yetmez ama evet!
***
Laik ve batılı normlardaki yaşamı savunanların başı kel mi, onlar da bölünsünler.
Soykırım iddiaları, Kürt sorunu gibi konuları kendi aramızda tartışmayalım. Nasılsa biz haklıyız diyerek örgütlenelim ve Türkiye’yi karalayalım.
Türkiye’yi karalayalım ki Kanadalıların baskısıyla ülkemiz çağdaşlaşsın. Biz nasılsa adam olamayız. Hatta bizim gibi düşünmeyenlerin Türklerin karşı gösterilerine kendimiz engel olmaya çalışalım.
Türkiye Kürtleri de boş durmasın önce Türk Diasporasından ayrılsınlar sonra da kendi aralarında bölünsünler.
Vücuduna bombalı yelek giymiş üniversite öğrencilerini öldüren TAK teröristleri gibi pimi çeksinler, PKK yanlısı Kürtler, Alevi Kürtler, Türkiyeli Kürtler, dindar Kürtler olarak param parça etsinler kendi kendilerini.
***
Atatürk sevdalıları da önce ulusalcılar ve milliyetçiler olarak ayrışsınlar.
Sonra demokrasi, insan Hakları, kadın erkek eşitliği, ulusal egemenlik gibi evrensel değerleri paylaşanlar da kendi örgütlerini kurarak ulusal günlerimizde ayrı ayrı etkinlikler düzenlesinler. Mümkünse bu etkinlikleri aynı gün ve saatte denk getirsinler ki katılacak olanlar ne yapacağını şaşırsınlar, bir araya gelemesinler.
Hatta bu Atatürkçü örgütler birbirlerinin etkinliklerini kendi üyelerine de duyurmasınlar. Yeter mi? Hayır!
Bildirilerimizi dağıtmayan çağdaş, devrimci, Atatürkçü halk önderlerini devlet temsilcilerine şikâyet edelim hatta PKK’li diyerek karalayalım.
Kişisel kinimize sahip çıkalım, bu sorunlara kafa yorsalar bile geçmişte kızdığımız kişilerin e-maillerine cevap bile vermeyelim.
Toplum mühendislerine emir komuta zinciri içinde yardımcı olalım, bizden istenen şekilde örgütlenelim, diğer sivil toplum örgütlerinin seçimlerine nüfuz edelim.
Hatta hiç bir şey yapmayalım, armut piş ağzıma düş şeklindeki etkinliklere sahip çıkalım.
Nankör olalım, insanların yardımlarını, emeklerini unutalım, “komitacılıkla”, Bizans entrikalarıyla sivil toplum örgütlerini elimizde tutalım.
Şemsiye örgütlerinin uzattıkları ellerini havada bırakalım. O şemsiyeyi ya ben tutarım ya da altına girmem diyelim. Öyle herkesi de şemsiyenin altına kabul etmeyelim.
Ne dersiniz?
Yalçın Diker / Bizim Anadolu / 11 Haziran 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…