Press "Enter" to skip to content

Binnaz Çelik Montreal’deydi

Binnaz Çelik kemençesiyle Montreal’de gönülleri ısıttı

Montreal, İ Musici de Montreal’in “Au-dela des frontières” konseri kapsamında Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nda kemençe sanatçısı Binnaz Çelik’i konuk etti.

 
 
 

  
 

Binnaz Çelik kemençesiyle I Musici Orkestrası'nın 'Sınır Ötesi / Au-delà des frontières' dinletisinde...
Binnaz Çelik kemençesiyle I Musici Orkestrası’nın ‘Sınırlar Ötesi / Au-delà des frontières’ dinletisinde…

 

 

 

Duygu Özmekik
Duygu Özmekik

Binnaz Hanım ile söyleşi yapmaya karar verdiğimde, hayatımda ilk kez bir kemençe sanatçısıyla buluşacağım için panik halinde olduğumu itiraf etmeliyim. Aklımda bir dolu soru vardı. Binnaz Hanım’ın sıcak ve mütevazı tavrı sayesinde heyecanım dağıldı ve gazete söyleşimiz güzel bir sohbete dönüştü.

İşte size Türk müziğinin en özel çalgılarından biri olan kemençe hakkında uzmanından ilginç bilgiler…

 

 

D. Ö.: Tabii ki ilk olarak sormak istediğim, neden kemençeyi seçtiğiniz, çünkü çok fazla insanın seçimi olan bir çalgı olduğunu sanmıyorum.

B. Ç.: Kemençe Türk müziğinde çok fazla kişinin icra ettiği bir çalgı değil, ancak son zamanda oldukça yaygınlaştı. Ben klasik kemençeyi 11 yaşımdan beri çalıyorum. Benim çocukluğumda çok yaygın bir çalgı değildi. Ailenin etkisi diyebiliriz. İki dayım neyzen. Benim kızkardeşim Montreal’de yaşıyor, kanun sanatçısı Didem Başar. Ailenin yönlendirmesiyle konservatuvara ilkokul sonrası başladım. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda klasik kemençe ve kompozisyon bölümünden mezun oldum.

 

Kemençe
Kemençe

 

 

D. Ö.: Kemençe hakkında ne söyleyebilirsiniz?

B. Ç.: Kemençe ilginç bir çalgı. Dünyada pek örneği yok. Diğer yaylı sazlar ailesi gibi tellerin üzerine basarak çalınmıyor. Tellere yandan tırnak temasıyla ses elde ediliyor. Güzel ve herkesi etkileyen bir sesi var. Çalması zor bir çalgı. O yüzden uzun bir eğitim süreci gerektiriyor.

Sınırlar Ötesi Dinletisi
Sınırlar Ötesi Dinletisi

 

D. Ö.: Siz bu enstrümanla ilk tanıştığınızda hakkında ne düşünmüştünüz?

B. Ç.: Çok küçük olduğum için ne düşündüğümü ve izlenimlerimi çok iyi hatırlayamıyorum, ama çalması zor bir çalgı olduğunu düşünmüştüm.

 

D. Ö.: Eğitiminiz sırasında seçiminizi sorguladığınız ve başka çalgılara daha çok ilgi duyduğunuz oldu mu?

B. Ç.: Her zaman, ‘İyi ki kemençeyi seçmişim!” dedim, çünkü Türk müziği orkestrası içinde özel bir çalgı. Ayrıca dünyada da büyük ilgi görüyor. Yurtdışında yaptığımız konserlerde bunun hep örnekleriyle karşılaşıyoruz. Konserlerde de her zaman, melodi sazı olduğu için ön planda yer alıyor. Bu bakımdan da çok zevkle çalıyorum. Seyirciden gelen yorumlar da çok güzel oluyor her zaman.

 

Binnaz Çelik ve Didem Başar I Musici'nin Sınırlar Ötesi Dinletisi'nde...
Binnaz Çelik ve Didem Başar I Musici’nin Sınırlar Ötesi Dinletisi’nde…

 

 

D. Ö.: Yurtdışında çok konserlere katılıyor musunuz?

B. Ç.: Avrupa’nın birçok ülkesinde konserler verdik. Amerika’da verdik, Tayvan’da bile verdik. Hatta orada bir Karagöz projesinde yer aldık. Karagöz oyununun müziklerini çaldık. Tayvan’daki oranın gölge tiyatrosuyla bizim Karagöz’ün ortak olduğu İpekyolu isminde çok değişik bir projeydi. İtalya’da Orchestra della Toscana ile 7 konserimiz oldu. Orada dört arkadaşımızla beraber solist olarak yer aldım. Onlar 16. yüzyıldan kendilerine ait eserler seslendirirken, biz de aynı dönemde Türk müziği repertuvarından örnekler verdik sahnede. Çok ilginç bir projeydi. Ben farklı sanatçılarla da çalışıyorum; Timur Selçuk, Şevval Sam gibi. Bu sanatçılarla da yurtdışında konserler oluyor.

 

Binnaz Çelik kemençesiyle.
Binnaz Çelik kemençesiyle.

 

D. Ö.: Kemençeyi hep Türk müziği kapsamında mı çalıyorsunuz?

B. Ç.: Türk müziği dışında projeler de oluyor. 2006 Mozart yılı etkinlikleri kapsamında Türk sazları eşliğinde Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasında yer aldım. 3 ay Viyana’da kaldım. Opera sanatçılarıyla gerçekleşen çok ilginç bir projeydi. Kemençe diğer müzik türlerinden de destek alabileceğiniz bir çalgı. Caz müziğinde de yer alabiliyorsunuz. Bunun örneklerini veren arkadaşlarımız var. Kemençe Halk Müziğine de uygundur. Çok değişik müzik türlerinde yer alabiliyor.

 

D. Ö.: Gelecek projeleriniz neler?

B. Ç.: Önümüzde birçok proje var. Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nda çalıyorum. Onlarla her ay yaptığımız düzenli konserlerimiz oluyor. Aralık ayı içinde çalgısal bir CD projemiz olacak. Ek olarak, Sabancı Müzesi’nde Boğaziçi Şarkıları konserimiz var. Aynı zamanda üniversitede kemençe dersi veren bir öğretim görevlisiyim.

 

I Musici'nin dinletisi gönülleri şenlendirdi.
I Musici’nin dinletisi gönülleri şenlendirdi.

 

 

D. Ö.: Kemençeye gençlerin ilgisi nasıl?

B. Ç.: Gençlerin ilgisi eskiye nazaran daha az bu çalgıya. Aslında kemençeyi çok tanımıyorlar. Bu biraz aile kültürüyle alakalı. Gençler arasında gittikçe daha popüler müziklere kayma var. Ama biz Türk müziğini yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz. İlgi yok değil tabii ki, ama bizim çocukluğumuza nazaran azalma var. Popüler kültür şu anda bütün dünyada hakim. Batı ülkelerinde de klasik müziğin dinleme oranları çok azaldı. Bu gerçekleri duyuyoruz ve okuyoruz. Ama geleneksel müziğimizi yaşatmak hepimizin görevi ve bunun için elimizden geleni yapacağız.

 

D. Ö.: Yurtdışında klasik Türk müziğine ilgi nasıl?

B. Ç.: Yurtdışındaki dinleyicilere müziğimiz çok ilginç geliyor. Müzikal olarak bizde onlarda olmayan sesler var. Çalış tekniği olarak da onlara göre değişik. Gittiğimiz yabancı ülkelerde dinleyicilerin yaptığımız müziğe saygısı Türkiye’dekilerden daha fazla aslında. Ama biz herkese müziğimizi daha çok sevdirmeye çabalıyoruz.

 

D. Ö.: Bu aydınlatıcı bilgiler için çok teşekkür ederim, Binnaz Hanım. Sizi tanıdığıma çok sevindim.

B. Ç.: Ben de öyle, Duygu Hanım.
duygu.ozmekik@gmail.com

 

Duygu Özmekik / Bizim Anadolu / 17 Aralık 2016

 

Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…

 

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...