Ergenekon Davası’na Başbuğ’un konuşması damga vurdu
Başbuğ Yargıtay’da konuştu: ‘Türkiye’den istenen bölünme ise elbette buna hep karşı olduk, olmaya da devam edeceğiz!’
‘Terör örgütü yöneticiliğinden’ tutuklanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ergenekon’un Yargıtay’daki temyiz duruşmasında ‘tarihe not düşmek’ için yaptığı uzun konuşmada çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Başbuğ’un konuşmasından bazı başlıklar:
– TSK’ye asıl komplo ‘Ergenekon davası’ ile kuruldu. Davaya niye bu ismi koydular; Türklüğü aşağılamak için…
– Ulus Devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısından rahatsızlık duyanlar; Ilımlı İslam projesini hayata geçirmek isteyenler; 2003’teki 1 Mart Tezkeresinin bedelini TSK’ye ödetmek isteyenler, TSK’nin “Milli Ordu” oluşundan rahatsız olanlar ve PKK terör sorununa ‘siyasi çözüm’ arayanlar için engel TSK idi. O halde, TSK halkının gözünde itibarsızlaştırılmalı ve sesi kesilmeli, karşıt kadrolar tasfiye edilmeliydi…
– Ordunun sesini kesmek isteyenler, büyük ölçüde başarı sağlamıştır…
– Türkiye’den istenen bölünme ise elbette buna hep karşı olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu nedenle hedef alınacaksak, hedef alınmaya her zaman hazırdık ve hazır olmaya da devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun…
– Balyoz Davası’nda 102 arkadaşımız hakkında yakalama kararı çıkarıldığında Cumhurbaşkanı’na (Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül) şunu söyledim: ‘Durum vahim haberiniz var mı? Bu ‘Orduyu yıkarız’ anlamına gelir ve ben böyle bir orduyu komuta edemem. Ya görevi bırakırım ya da vermeyeceğim’… Sonra arkadaşlara talimat verdik; ‘Polis gelirse sokmayın, zorlarlarsa çatışın’ diye. İçişleri Bakanı, ‘Polis beni çok sıkıştırıyor’ dediğinde, ‘kusura bakmayın uygulayamam’ dedim…
– Beşiktaş Adliyesi’nde kendimizi kendi topraklarımızda, ‘yabancı bir ordunun askeri gibi’ hissettik…
İlker Başbuğ’un savunmasının tam metni için imleyin: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’ne İhanet Edildi’»
Balyoz ve Poyrazköy’den sonra Ergenekon
Fetullah Gülen ve müritlerinin kurmuş olduğu kumpas davalarından Balyoz ve Poyrazköy’ün çökmesinden sonra gözler dün Yargıtay’da başlayan temyiz mahkemesine çevrildi.
Teröristlerin, azılı katillerin gizli tanık yapılarak, imzasız ihbarlarla kurulan kumpas davalarında gazetecileri, bilimadamlarını, ulusalcı askerleri müebbet hapis cezasına çarptıran F tipi örgütün kumpas davaları birer ikişer çöküyor.
Balyoz ve Poyrazköy davalarının beraatla sonuçlanmasından sonra dün de kamuoyunda ‘Ergenekon’ diye anılan ‘Ümraniye Davası’ Yargıtay’da başladı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük dosyası olan Ergenekon davasının temyiz duruşmasında Mahkeme Başkanı savunmanlara istedikleri oranda savunma olanağı vereceklerini söyledi. Sanıklar suçlamaların uydurma olduğuna dikkat çekti.
274 sanıklı Ergenekon davasının temyiz duruşması Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde duruşmalı temyiz incelemesi, cezası 10 yılın üzerinde olan 62 sanık hakkında yapıldı. 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, 22 dosyanın birleştirilmesiyle oluşan Ergenekon davasının Cumhuriyet tarihinin en büyük dosyası olduğunu belirterek, ‘Adil bir yargılama yapacağız’ iletisini verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Silivri Yerleşkesinde 6 yıl 2 ay süren Ergenekon davasının temyiz süreci dün Yargıtay’da başladı. Yargıtay Konferans Salonu’nda yapılan temyiz duruşmasına eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, eski CHP milletvekili Sinan Aygün, emekli organeral Hurşit Tolon, CHP İstanbul Milletvekili ve emekli albay Dursun Çiçek, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yazar Yalçın Küçük, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün arasında bulunduğu bazı sanıklar ile savunmanları katıldı.
Eyüp Yeşil, temyiz süreciyle ilgili bilgi vermek istediğini belirterek, ‘Bu dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 22 değişik dosyanın birleştirilmesiyle belki Cumhuriyet tarihinin en büyük dosyalarından birisidir’ dedi. Davada 274 sanık hakkında hüküm kurulduğunu belirten Yeşil, 116 sanığın duruşma isteği olduğunu, bu sanıklardan 66’sı hakkında duruşmalı inceleme kararı verdiklerini, bunlardan 4’nün ise vefat ettiğini kaydetti. Kurulun kalan 62 sanıkla ilgili duruşmalı inceleme kararı verdiğini anlatan Başkan Yeşil, ‘Bu bizim takdirimiz değil, ceza süresiyle ilgili verdik. Cezası 10 yılın altındaki sanıkların incelemesi dosya üzerinden yapacağız’ ifadesini kullandı.
Ergenekon davasının son duruşmasının DVD’sini izlediklerinde oldukça ‘sıkıntılı bir sürecin geçtiği’ gördüklerini vurgulayan Yeşil, ‘Bir kısım dilekçelerin sanık müdafilerin ‘temyiz ettik, duruşma istedik’ demelerine rağmen dosya içinde olmadığı görüldü. Ancak hak kaybı olmaması açısından beyanları esas alarak, personelin de ihmalinden kaynaklanmış olabilir, bu talepte bulunanlara duruşmalı inceleme kararı verdik’ diye konuştu. Yeşil, savunmanlara istedikleri oranda savunma olanağı sağlayacaklarını kaydetti. Yeşil, duruşmaların bitimine kadar pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri yapılacağını da sözlerine eklerken, ‘Şimdiden yargı camiası ve ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim’ dedi.
Kanıtlar fırtınası
Savunma için ilk söz alan sanık Vatan Partisi Başkanı Doğu Perinçek, davanın hukuksal bir açıklamasının olmadığını belirterek, ‘Neredeyse 10 bin sayfalık iddianame var. Bu iddianamede sözde terör örgütünün nerede, ne zaman, nasıl ve kimler tarafından kurulduğu, bunun hangi toplantıda alındığı bilgisi yok. Biz gözaltına alındığımız gün mü örgüt kurduk’ dedi.
Bazı sanıkların savunmanı Celal Ülgen, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Odatv gibi davaların ‘kumpas’ olduğunu, bunların başlangıcı olan Ergenekon hazırlık soruşturmasında ‘üretilmiş deliller fırtınası’ yaşandığının altını çizdi.
‘Zekeriya Öz şimdi kanun kaçağı’
Yargılanan Adnan Türkkan ise savunmasında, ‘Beni 2008’de Zekeriya Öz sorgulamıştı. Şimdi kendisi bir kanun kaçağı olarak yurtdışındadır’ dedi.
Başbuğ: ‘Taarruz diyelim’
Bugün devam eden oturumda ilk olarak 26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ savunmasını yaptı. 33 sayfalık bir savunma yapan Başbuğ, ‘bunun bir savunma değil, tarihe not olarak düşülmesini istiyorum’ dedi.
Kumpas davaların en kapsamlısı olan ‘Ergenekon’un Yargıtay’da görülen temyiz davasında 2. duruşma bu sabah başladı. Duruşmada ilk savunmayı yapan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ oldu. Başbuğ girişte savunmasını soran gazetecilere ‘savunma değil taarruz diyelim’ dedi.
‘Polis gelirse sokmayın’
İlker Başbuğ savunması sırasında zaman zaman hazırladığı yazılı metnin dışına çıktı. 23 Temmuz 2010 tarihinde Balyoz Davası’ndaki 102 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmasıyla ilgili, Başbuğ duruşmada şunları söyledi:
‘Cumhurbaşkanı’na (Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül) şunu söyledim: ‘Durum vahim, haberiniz var mı? Bu ‘Orduyu yıkarız’ anlamına gelir ve ben böyle bir orduyu komuta edemem. Ya görevi bırakırım ya da vermeyeceğim.’
Sonra arkadaşlara talimat verdik; ‘Polis gelirse sokmayın, zorlarlarsa çatışın.’ İçişleri bakanı ‘Polis beni çok sıkıştırıyor’ dediğinde, ‘kusura bakmayın uygulayamam’ dedim.”

“3. Ordu Komutanını ifade vermeye göndermedik’
Erzincan soruşturmasına da değinen Başbuğ, ‘3. Ordu komutanını ifade vermeye göndermedik. Buradan açıkça söylüyorum. Başarılı olsalardı Balyoz’u Erzincan’da yaşayacaktık’ dedi. Başbuğ, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin yasanın da kendilerine sorulmadan çıkarıldığını söyledi. Başbuğ’un konuşması sırasında mahkeme heyetinin sık sık not aldığı görüldü.
Yaklaşık 3 saat süren İlker Başbuğ’un savunmasını bitirdikten sonra yargılama kuruluna teşekkür etti ve yazmış olduğu ‘Suçlamalara Karşı Gerçekler’ adlı kitabı armağan etti.
Bizim Anadolu / 7 Ekim 2015
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…