Press "Enter" to skip to content

Atatürk, Enver Paşa, Vahdettin

Atatürk, Enver Paşa, Vahdettin

İzmir Marşı, ile Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa’ Marşları Enver Paşa için yazılmış ve de Burhan Kuzu’nun Vahdettin’i…

 

 

 

 

 

 

Evet; İzmir marşı ile ‘Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa’ marşının, hemen-hemen 100 bin insanımızı ümmetçi ve Turancı emelleri için Sarıkamış’ta katleden ve kahramanlıkla tanımlanan Enver Paşa için yazılmış…

Hani bunlara siyasi rant adına AK troller servis edebilir de benim yakınımdaki nasıl buna inanır!?

İyi ki; “Sarı Saçlım Mavi Gözlüm”ü Aşık Mahsuni Şerif Atatürk için yazdım demişti. Yoksa o’nu da ideolojilerine yamarlardı- ki ileride yapacaklardır-.

Dün balkonda, sokaklara ve caddelere ve; “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”na Cumhuriyet Bayramı veya Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Vahdettin adlı vatan hainini rahmetle anıyorum diyenlere haykırdık: Aşık Mahzuni Şerif’in Sarı Saçlım Mavi Gözlüm Şarkısını ve İzmir Marşı ile Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa marşını. Bir arkadaş grubu; İzmir Marşı ve Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa marşının Enver Paşa propagandası için yapıldığını söylediler. Biliyorum, bunu AK Troller 2004’te servis etmişler, 2016’da bir daha servis etmişlerdi… Söylenceye göre, İzmir Marşı, “Kafkasya dağlarında çiçekler açar – Altın güneş orda, sırmalar saçar…” Sonradan; “İzmir’in dağlarında çiçekler açar olmuş…

Ayrıca; Hoş gelişler ola marşı;

“Hoş gelişler ola Kahraman Enver paşa” olmuş;

“Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa”…

Burada hemen şunu soyluyorum: Kahraman Enver Paşa bölümü ne kadar kafiyesiz duruyor…

İkincisi; Enver Paşa’ya bu marş sözleri ne zaman yazılmış 1900’un başlarında. Bugünkü Türkçe mi konuşuluyordu? Yoo, Osmanlıca. Nasıl oluyor da bu marş bugünkü Türkçe ile yazılabilir? Yazılamaz, çünkü Hoş Gelişler Ola M.K. Paşa, Azerbaycanlı besteci Mehmet Türkel Bey tarafından yazılarak, Azerbaycan halkı adına büyük önder Atatürk’e ithaf edilmiş, Atatürk 1924’te Kars’a geldiğinde türküsü söylenmiş, oyunu oynanmıştır. Kesin Azeri Türkçesi ile yazılan bu marş veya türkü sonradan günümüz Türkçesi olarak düzenlenmiştir… Yani; ülkeyi Osmanlı devletinin işgali ve yıkılmasıyla sonuçlanan 1. Dünya Savaşı batağına sürükleyen, yaklaşık 100 bin insanımızın ölümünden sorumlu bir paşa için marş değil, ancak bedduaname yazılabilir.

İzmir Marşı olarak bilinen marş, dinden geçinenlere göre; I. Dünya Savaşı’nda Kafkasya Cephesi’nde Şark Ordular Grubu’na bağlı Kafkas İslam Ordusu’na ithafen “Kafkasya Marşı” olarak yazılmış. Besteyi kim yazdı? Azeri aksanıyla mı, Osmanlı aksanıyla mı yazdı, belli değil. Sözleri nerede? Ortaya atılan sözler resmen günümüz Türkçesiyle yazılmış. Bakü savaşına sözde katılmış 38 yaşındaki Türk İzzettin Hümayi Elçioğlu da bestesini Enver Paşa için yazmış. İyi de, tekrar ediyorum bunu yazan ve besteleyen Azeri veya Osmanlı ise, nerede sözleri ve notaları? Notalar yok. Dincilere göre 1923 yılında Alman besteci Kurt Striegler tarafından bestelenmiş ve notaları 2007’de bulunmuş. Yalan ve de külliyen yalan; bu beste, sözleri İzmir’in Kurtuluşunda yazılmış ve de sözleri de bugünkü haliyledir ve notası da bulunmuştur. Enver Paşa için yazılan değil, İzmir Kurtuluşu’nda yazılan sözler dinciler tarafından uyarlanmıştır…

İzmir Marşı hakkında kesin bir bilgi ve kaynak olmadığını Murat Bardakçı da söylüyor: “Musiki yazarı Etem Üngör’ün 1966’da çıkarttığı “Türk Marşları” isimli kitabı vasıtasıyla… Rahmetli Etem Bey marşın İzzettin Hümayi’ye ait olduğunu yazdı fakat eseri “İzmir” değil, “Kafkasya Marşı” adı ile yayınladı ve bestenin sonraki senelerde “İzmir’in dağlarında….” ve bazen de “İnönü dağlarında….” diye okunduğunu hatırlattı.

Marşın 1914’teki Kafkas harekâtına ait olduğunu da ifade etti ama, eserin İzzeddin Hümayi’ye aidiyeti hakkında herhangi bir belge yahut kayıt göstermedi. Marş, o günden bu yana İzzeddin Hümayi Elçioğlu’na mâledilir, ama elde hiçbir kaynak bulunmamaktadır! Üstelik, Türkiye’nin en önemli nota yayıncılarından olan Şamlı İskender’in 1927’de çıkartmış olduğu üç ciltlik marş külliyatında İzzeddin Hümayi’nin 20 adet eserinin neşredilmiş olmasına rağmen yayında bu marş yoktur!”… Belli ki bunun sözleri de yazıldığı dönemde asla bugünkü Türkçede yazılmadığı bir gerçek, çünkü bu da Osmanlıca veya Azerice yazılmış, bir zaman sonrası bunu İzzettin Hümayi Elçioğlu Türkçe bestelemiş, bu da AK trollerce kopya edilmiştir.

Hadi diyelim Azeriler ya da Osmanlılar tarafından Enver Paşa için yazıldı. Ağızlarına, düşünselliklerine sağlık, Enver paşaya değil, Atatürk ve Anadolu kahramanlarına daha çok yakışmış…

Siz ne dersiniz!?

Ve, AKP’nin AK Trollere taş çıkartan Burhanettin Kuzu’su; “Mustafa Kemal Paşa, 30 Nisan 1919’da Resmi Gazete’de yayınlanan Sultan Vahdettin imzası ile Samsun 9. Ordu Müfettişliği’ne tayin edilmiştir. Mustafa Kemal, Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil, Osmanlı’nın en parlak subayı olarak çıkmıştır. Sultan Vahdettin Han’ı rahmetle anıyorum.”. Şimdi bunu nasıl okumalı? 1- Kurtuluş savaşını başlatan ve zaferle sonlandıran Vahdetin’dir (Peki neden ülkeden kaçtı, İngiliz gemisiyle). 2- Atatürk Vahdettin’e ihanet etti (Çok doğru bir şey yapmış, çünkü ülkeyi kurtardı).

Şimdi soruyorum: İngiliz Muhipleri Cemiyeti (İngiliz Dostları Derneği)’ni Padişah-Halife Vahdettin’i ve Sadrazam Damat Ferit ve Sait Molla kurmadı mı? Amacı İngiliz mandalığını kabul ederek Vahdettin’i kurtarmak değil miydi? Bunun için de 19 Mayıs 1919 günü hemen sonrası 20 Mayıs 1919’da, yani Atatürk’ün arkasında bu derneği kurarak, Atatürk’e katkı vermek ve de bu katkıyla İngiliz Mandasını savunan Türk ulus varlığına düşman cemiyeti aracılığıyla; İngilizlerden para yardımı alıp Anadolu’da karışıklıklar çıkarmayı ve Kurtuluş Savaşı’nı engellemeyi amaçlamadı mı?! Dahası; Burhanettin Kuzu’nun betimlediği gibi Osmanlı’nın en parlak subayı Mustafa Kemal’e Vahdettin ve Damat Ferit’in amacı Karadeniz yöresindeki Türk çetelerini yok ettirmek ve de bu süreçte; İngiliz himayesindeki Pontus çetelerini etkin kılıp özerk Pontus Cumhuriyeti kurmak değil miydi!?

İnanılır gibi değil; bugünün dinden geçinenlerin Atatürk’ün Vahdettin’e bu ihanet sürecini solcu olduğunu söyleyen bazı aymazlar Atatürk 350 bin Pontus’luyu katletti şeklinde anlatabiliyorlar… Atatürk böyle bir katliam süreci değil, Tam bağımsız yeni bir Türkiye Vatanı kurma sürecine dönüştürdü Vahdettin’e ihanet ederek. Vahdettin’e ihanet etti, Anadolu insanına ve bu Anadolu İnsanı ve de Silah arkadaşlarıyla Evrensel Kurtuluş Felsefesini kurumsallaştırma adına; İngiliz ve Amerikan mandacılığı isteyenlere karşın kongreler sürecini başlatacak olan; Havza Genelgesi ve Amasya Tamimini yayınladı. Sonrasında; Meclis’in açılması, isyanların bastırılması, düzenli ordunun kurulması sürecini başlattı. Birinci İnönü, İkinci İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya, Büyük Taarruz savaşlarında da, Emperyallere dünyada ikinci kez tokat atarak ve de büyük öngörü ile Fransız ve İtalyanlara karşı zekice işletilen diplomasi ile, Lenin-Sovyet dayanışmasında; değil mazlum ülkeler, tüm dünya ülkelerinin hâlâ alkışladığı “Evrensel Kurtuluş Felsefesini” hayata geçirdi. Nedense BuRHAN Kuzular alkışlamıyor. İstemiyoruz onların alkışlarını…

 




 




 

evesbere@mynet.com

 

Tüm Yazıları»

 

Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / 21 Mayıs 2020

 

Şu haber ve yazılarla da ilgilenebilirsiniz:

 

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...