Press "Enter" to skip to content

Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz!

Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz!

Türkiye’de 15 Temmuz FETÖ’cü terörist darbe girişiminden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı!

 
 
 

 
 
 
Yaz tatilinde çocuklarımla ve torunlarımla dehşetle izlediğimiz o geceyi ailece unutmamız olası değil. Vatan haini bölücü, CIA uzantısı, gladyo – tarikat FETÖ çetesi gerçek yüzünü o gece sergiledi. Hepimiz bildiğimiz için ihaneti tekrarlamayacağım. Kanada’daki ihanetten söz etmek istiyorum. Çünkü Kanada’yı kendimize yurt edindik.

 

Kanada’da hiçbir şey eskisi gibi olmamalı!
 
2000 yılında USA üzerinden Niagara Şelalesi kapısından legal veya illegal yollardan Kanada’ya taşınan yüzlerce FETÖ militanını daha o günlerde fark ettik; niyetlerini, amaçlarını ve hedeflerini sezinlemiştik. Pas gibi, küf gibi Kanada Türk toplumu içine sızmaya çalışıyorlardı. Amaçlarına ulaşana kadar sessiz, alçak gönüllü, sade görünüşlerini hiç bozmuyorlardı. Esnaf ve sanatkârların arasına sızarak, okullar açarak, büyük devlet destekleriyle yaz aylarında sözüm ona büyük Türk festivalleri düzenleyerek… Mehter ekiplerini ve sanatçıları Türkiye’den getirip çiftlik sahibi edasıyla onlarca uçak biletlerini insanlara rüşvet gibi dağıtarak göz kamaştırıyorlardı.
 
Ergenekon maşası Tuncay Güney liderliğinde Türk Dernekleri Federasyonu’nu ele geçirme çabalarını anımsıyorum. Kullandıkları dil demokrasi ve insan hakları temelinde takıyyelerle doluydu. Fakat insanlar aldanıyordu. Hem de tahsilli, birçok yıldır ülkemizdeki değişimleri izlemeyen veya bilmeyen kişiler daha çabuk ikna oluyorlardı. Verilen yemeklere ve ziyafetlere katılıyorlardı. Festivale gelen Mehter Alayına kanıyorlardı. Oynanan oyunu fark ettiğim için, yapmayın, etmeyin, gitmeyin, daha da büyütmeyin onları; kendi deyimleriyle çevreleri çaplarından büyük olan bu organizasyona yem olmayın derdim. Durduramadıklarım yem oldular; birtakım gazetelerde Ergenekon’un Kanada ayağı diyerek, çamur atılarak ihbar ediliyordum.
 
Bir de Türkiye’den iktidar partisi milletvekilleri, bakanlar, TBMM başkanları, bürokrat veya işadamları Kanada’ya gelir gelmez ilk iş, koşarak FETÖ’cü çetenin okullarına, FETÖ’cü çetenin kurdukları vakıf, dernek veya ticaret odalarını ziyarete gidiyorlardı. 2002 – 2014 yılları arasında bu uygulama neredeyse devlet protokolü olmuştu. Büyükelçiler ve konsoloslar 23 Nisan, 29 Ekim, 10 Kasım gibi etkinliklerimize ya hiç gelmezler ya da her seferinde bahaneler üretirlerdi. Ancak FETÖ’cü çetenin okullarına, festivallerine, FETÖ’cü federasyon, vakıf, dernek, ticaret odaları etkinliklerine koşarak gidiyorlardı.
 
Devlet, Yurtdışı Türklerini temsilen FETÖ’cü çeteye sadık (toplumun hiç tanımadığı) kişileri atayarak onlara iş ve yetkiler yağdırıyorlardı. Yıllardır Kanada Türk toplumuna hiçbir çıkar ve mevki gözetmeyerek hizmet eden ve Türk diyasporasını oluşturan Türk Dernekleri Federasyonu’na ve onun üyesi derneklere yapılan tüm maddi ve manevi yardımlar bir anda kesilerek Yurtdışı Kanada Türkleri temsilcilikleri, fahri konsolosluk ellerinden alınarak dışlandılar. Yerine FETÖ’cü çete güçlendirildi. Kanada Türk toplumuna yukarıdan aşağı bu kişiler servis edildi. Devletin Elçilik ve Konsolosluk kadrolarına askeri, ticaret ve dini ataşelikler adına yerleştirildiler. Okullara öğretmen, camilere imam olarak yerleştirildiler ve yüksek miktarlarda maaşlara bağlandılar. Devletin malı deniz, yemeyen ATATÜRK’çü oldu.
 
Kısacası 16 yıllık FETÖ Kanada Çıkartmasının tüm belge ve verileri belleklerimizde kayıtlı duruyor. Bu terörist, CIA 5. kol faaliyeti ve vatan haini çeteye karşı savaşımda her zaman olduğu gibi devletimizle ve milletimizle beraber Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yer aldık ve alacağımızı okurlarımız bilmektedir. FETÖ’cü çetenin Kanada’da kazandıkları mevzilerden sökülüp atılması, barışçı maske ile Kanada toplumunu ve Kanada parlamenterlerini etkilemelerinin önü yasal haklarımızı demokratik biçimde savunarak kesilmelidir. Tüm Kanada’ya diğer Terörist organizasyonlardan FETÖ’cü çetenin farklı olmadıklarını sabırla anlatmalıyız.
 
Kanada Türk toplumunda artık hiçbir şey eskisi gibi aymazlıklarla dolu, ‘adam sen deci’, ihmalci ve sorumsuzluklarla dolu oluşamaz. İster devleti temsil eden yetkililer, ister sivil toplum örgütlerinin yöneticileri artık yoğurdu üfleyerek yiyeceklerdir.
 
Aksi halde geçmişin tekrarı traji–komik bir senaryo yaratacaktır.
 
 
Celal Uçar / Bizim Anadolu / Eylül 2016

 

Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…

 

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...