Press "Enter" to skip to content

Arhavi’nin çılgın HES Projesi ve…

Arhavi’nin çılgın HES Projesi ve…

Arhavi’nin çılgın HES Projesi ve Doğa, Doğan ve Doğacak olanlar için savaşan Hasan Sıtkı Özkazanç(lar)…

 

Biliyorsunuz, 17 Temmuz 2015 günü; “Arhavi Belediyesi ilan verip miting düzenleyerek sahip çıktığı MNG Holding’e ait HES inşaatını mahkeme kararlarıyla mühürlemek zorunda kalmıştı. Belediye Başkanı Coşkun Hekimoğlu, mahkemenin ‘Hileli’ olduğu gerekçesiyle iptal ettiği ÇED raporunu basın toplantısıyla kamuoyuna duyurmuş, davacı Arhavilileri ‘şer odağ’, yani olarak niteleyip, ‘İşadamına sahip çık!’ mitingi düzenlemişti..”

 

Süreç, “Doğa sever, Hessavar Savaşçıları” sürekli izlendi ve zafere dönüştürüldü:

 

Ali Dağlar’ın haberine göre; şehrin göbeğine yapıldığı için Arhavi halkının “Çılgın HES” adını verip karşı çıktığı projeye mahkeme kararıyla ikinci bir iptal daha geldi. 2014’teki kararın ardından ‘ÇED uyumlu raporu’ ikinci kez edilen projede, tüm süreç en başa döndü.

 

Evet; ‘Çılgın HES’ olarak bilinen, Mehmet Nazif Günal Holding’e ait olan Kavak-I-II Regülatörleri ve HES projesinini “ÇED Olumlu” kararı 2.kez iptal edildi. Mahkeme, 18 Eylül 2014’te “Can suyu hesabını hileli ve 7 ayrı noktada hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal ettiği Kavak HES “ÇED Olumlu” kararını, bu kez “usul yönünden sakat, hukuka ve mevzuata aykırı” diyerek iptal etti. Kararla ÇED sürecinde başa dönüldü… Rize İdare Mahkemesi, 10 Temmuz 2015 tarihi kararıyla “Arhavi Doğa Koruma Platformu (ADOKOP)”’ndan Hasan Sıtkı Özkazanç’ın tüm itirazlarını yerinde buldu.

 

Düşünün, mahkeme; “ÇED Olumlu” kararını veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığına açılan davada, kurumun kendi genelgesine uymadığını saptıyor: “15.11.2012 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararı hakkında mahkememizin 18.09.2014 tarihli, iptali yönünden verilen kararda belirtilen eksikliklerin (Bakanlığın) 2009/7 Genelgesi çerçevesine girmediği, dava konusu 16.03.2015 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararına ilişkin sürecin en baştan itibaren başlatılması gereken nitelikte bir ÇED süreci olması karşısında, anılan sürecin en baştan başlatılmaması nedeni ile dava konusu ‘ÇED Olumlu’ kararında bu yönüyle de hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.”

 

Bitmedi; Mahkeme, Hasan Sıtkı Özkazanç’ın; Bakanlık bünyesindeki İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun (İDK) 21 Kasım 2014 tarihli toplantısının usule aykırı olduğu iddiasını da haklı buldu: “Toplantıya katılan üyelere dair tutulan tutanaktan, salt çoğunlukla toplantıya fiilen katılım olmadığı, katılmayan üyelerin yazılı görüş bildirmek suretiyle toplantının şekillendirildiği görülmektedir. Bu durumda, ilgili mevzuat uyarınca usulüne göre toplanmayan İDK kararına binaen tesis edilen dava konusu 16.03.2015 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararında usul yönünden sakatlık bulunduğundan, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.”

 

Durun, şunu da okuyun: Hasan Sıtkı Özkazanç’ın avukatı Yakup Okumuşoğlu son kararla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği ÇED olumlu kararının kaçak olduğunu ortaya çıkardı. Çıkarttıkları 2009/7 sayılı genelgenin uygulanması ile, ÇED yönetmeliği hükümlerinin bertaraf edildiği, faaliyetin ÇED sürecinden kaçırıldığı bu kararla ortaya çıktı. Mahkemelerce iptal edilen ÇED kararlarından sonra, onlarca ÇED sürecinin aynı genelge kapsamında yürütüldüğü düşünüldüğünde; bakanlığın bu şekilde verdiği onlarca ÇED olumlu kararının hukuksuzluğu da gündeme gelmiştir. Bakanlığın esas görevi, doğal çevreye zarar verilmemesini sağlamaktır. Görev, ‘Her ne olursa olsun yatırımcının önünü açmak’ değildir. ‘Ben yaptım oldu, iptal edilene kadar geçerlidir’ kararlarına dayalı yapılan uygulamalarla her gün ‘çevre suçu’ işlenmiş, insanlar ve tüm canlılar mağdur edilmiştir. Hukuki süreci takip edip tazminat davalarını gündeme getireceğiz.”

 

Tüm bu gelişmeler karşısında, MENEGE “İptal” tebliğini’ almıyor. Olacak iş değil, devasa firmanın adresi yok, fakat doğayı katleden iş makinaları var. Aklınca, pardon parasınca çalışmayı durdurmayacak..

 

Kutluyorum; Hasan Sitki Özkazançla, Yaşar Abayları, Atilla Küçükkayaları, Yaşar Dumanları v.d ve de Nazlı Demet Uyanıkları…

 

Birileri bu karar sonrası da çıkıp bu projeyi savunur ve de doğaya ve doğana duyarlı Arhavililer tüm kötülüklerin odağı (Şer odağı) gösterirse, çılgınlaşmayı bırak, çıldırır galiba..

 

Bir yerlerde halk çıldırmak üzere: “Kırıkkale’nin Çelebi ilçesinde Kızılırmak üzerine kurulması planlanan Hidro Elektrik Santrali (HES) çalışması nedeniyle köylüler tarlalarına giremiyor. Köylüler tarlalarına çalışmak için ya jandarmadan izin alıyor ya da tarlasını gizlice girmek zorunda kalıyor. Karşı çıkanlar hakkında ise tutanak tutuluyor (17 Temmuz 2014).”

 

Ey Jandarma, ey polis kardeşim, senin yaşam alanlarını korumak için savaş verenlere, sizden ve dinden geçinenlerin verdiği ‘emir’ bahanesiyle saldırma! Bunlar ‘doğaya ve doğana düşman’ gezegen yiyicileridir, Bil ki; bunlar bu gezegenin kaynaklarını yok ederek kazandıklarıyla yeni gezegenler aramaktadırlar. Gün gelecek, çağın Nuh gemileriyle oralara kaçıp, kimse gelmesin diye de senin torunlarının torunlarının ve de gelecekteki torunların başına nükleer yağdıracaklar ve onlarda kıyamet geldi sanıp salavat getirmekten öteye gidemeyeceklerdir. Kuran’ı Kerimin 30. Rum Suresi’nin 41. Ayetinde; “İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozgun çıktı. Yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırmaktadır ki vazgeçsinler.” dendiğini unutma. Eğer, geleceğin torunlarını gezegenimizin sırtlanlarına teslim ederek onlara yok oluşu tattırmak istemiyorsan, sen de saldırmaktan vaz geç…
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32

Tüm Yazıları»

Bizim Anadolu / 28 Temmuz 2015

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...