AKP tüm tuşlara basıyor…
2025 yılına bir önceki yıldan değişik sorunlar aktarırken, AKP de 23 yıllık iktidarını sürdürmek, Recep Tayyip Erdoğan’la tek adamlık rejimini sürekli kılmak ve ömür boyu cumhurbaşkanı seçtirmek adına değişik operasyonlarda bulunuyor.
Hukuksuz bir biçimde gece yarısı evinde yatak odasından alınan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i ‘terör’ gerekçesiyle tutuklayıp yerine kayyum atayan hükümet, Belediye Başkanı için aylar geçmesine karşın iddianame hazırlamazken, Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ı da ‘ihaleye fesat karıştırmak’, ‘rüşvet vermek’ ve ‘haksız mal edinmek’ gerekçesiyle tutukladı.
Özellikle CHP ve CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bu tutuklamaların hukuksuz ve siyasi olduğunu bildirirken, Ocak ayının son haftasında (21 Ocak) gece saatlerinde Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Kartal Oteli’nde yangın çıktı.
78 kişinin yaşamını yetirdiği yangınla ilgili konuşan Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, CHP’li Bolu Belediyesi’ni suçlayarak otelde gerekli inceleme yapmadan çalışmasına izin verdiğini iddia etti.
Bunun üzerine çok sert konuşan Bolu Belediye Başkanı Tuncay Özcan, turizme hizmet veren otellerin Turizm ve Kültür Bakanlığı’nda olduğunu ve bakanlığın denetlemesi gerektiğini bildirdi.
38’i çocuk 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otelinin 12 Aralık 2024 tarihinde Bolu itfaiyesinden yangına ilişkin denetleme yapmasını istediği, İtfaiye denetimcilerinin inceleme yapıp 8 önemli eksik gördüğünü, ancak daha sonra otelin denetleme istediği dilekçeyi geri çektiği ortaya çıktı.
Daha sonra Bolu Başsavcılığı’nın görevlendirmiş olduğu bilirkişi kurulu, vermiş olduğu ön raporda yetki ve sorumluluğun bakanlık ve il özel idaresinde olduğunu, otel ve ilgili proje mimarı, elektrik teknisyenlerinin kusurlu olduğunu bildirdi. Raporda herhangi bir yetkisi olmayan belediyenin sorumluğuna ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadı.
CHP’li belediyelere yargı eliyle itibar suikastında bulunan AKP, CHP’yi işbirliğinde gösterdiği PKK ve lideri Öcalan’ı bir biçimde dışarı çıkarıp Kürt kökenli yurttaşların oylarının AKP’ye yönelmesi için çaba harcarken ve bu operasyon MHP önderi Devlet Bahçeli eliyle kotarılmaya çalışılırken, AKP Başkanı Erdoğan bir konuşmasında belediye başkanlarının tutuklanmasına gönderme yaparak ‘turpların büyükleri heybede’ söyleminde bulundu.
Bu arada Antalya’daki bir konuşmasında Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara’da bir lokantada yemek yerken tüm çevre yollar kapatılıp gözaltına alınıp İstanbul’a arabayla götürülen Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ, ertesi gün Kayseri’den getirilen beş-altı yıl önce Twiter’de paylaştığı bazı iletilerle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ gerekçesiyle tutuklandı.
Bunun üzerine ‘Turpun Büyüğü’ adıyla bir toplantı yapan, yazılı ve görsel basın üyelerini çağıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP’li belediyelerle ilgili her davada bir tek kişinin mutlaka yer aldığını bildirerek, ‘bu sıradışı bilirkişinin adını unutmayın’ diyerek sözkonusu bilirkişinin adının Satılmış Büyükcanayakın olduğunu söyledi.
Olmayan bir raporla kendisinin suçlandığını söyleyen İmamoğlu, buna karşın mahkemenin davayı kabul ettiğini bildirdi.
Başsavcılığın henüz toplantı bitmeden açıklamaları üzerine İmamoğlu’na soruşturma açarken, Türk basınına da bilirkişinin adını açık yazanlara soruşturma açılacağını açıkladı.
Öte yandan Halkteve yorumcusu ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan bu açıklamalar üzerine yanıt hakkı doğduğunu düşünerek söz konusu bilirkişinin telefonunu bulup kendisiyle konuştu.
Savları ret eden bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın, sadece CHP’li belediyelerin değil, MHP ve AKP’li belediyelerin davalarında da bilirkişi görevi yaptığını belirtti.
Halkteve’de yayınlanan söz konusu röportajdan sonra savcılığın yönergesiyle ertesi gün televizyona giden güvenlik görevlileri Barış Pehlivan’ı yayın öncesi, röportajın yayınlandığı sırada sunuculuk görevi yapan Seda Selek’i spor salonundan ve Ankara’da ise Sorumlu Müdür Serhan Asker’i gözaltına aldılar. Gerekçe olarak bilirkişinin rızası dışında sesinin kayda alınıp yayınlanması gösterildi.
Halkteve yönetiminin kaydı alanın Barış Pehlivan olmadığını, Kürşat Oğuz’un kaydettiğini ve Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın izniyle yayınlandığına ilişkin açıklamasının ardından, önce Seda Selek ve Serhan Asker ‘adli kontrol ve yurtdışı yasağı’yla serbest bırakılırken, gece geç saatlerde bitirilen sorgulardan sonra tutuklama isteğiyle hakimliğe gönderilen üç kişiden ikisi serbest bırakılırken bir kişi tutuklandı.
Hakimlik, Barış Pehlivan ve Kürşat Oğuz’un adli kontrol şartıyla serbest kalmasına, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın ise ‘kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması’ ve ‘bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs’ suçlamasıyla tutuklanmasına karar verdi.
Her türlü baskıyla topluma gözdağı ve korku salan AKP iktidarının faşist yönetime doğru koşar adım gittiği yorumları yapılıyor.
Bizim Anadolu 30.01.2025