Press "Enter" to skip to content

İlyas Halil Sonsuzluğa Göçtü

Tanınmış yazıneri, şair ve öykücü İlyas Halil, uzun süren bir rahatsızlığın ardından 23 Nisan sabahı Montreal’de yaşama gözlerini yumdu.

Yazar ve şair İlyas Halil.

Bir Çukurova çocuğu olarak 1930 yılında Adana’da doğan İlyas Halil, ilk gençlik çağlarını Mersin’de geçirdi.

1964 yılında Kanada’ya göç eden İlyas Halil Montreal’e yerleşti, yaşamsal gereksinimler nedeniyle uzun süre yazın dünyasından uzak kaldı, ancak yine şiir düşündü; yapıtlarında Anadolu insanını anlatırken, ayrıca dünyanın değişik yörelerinden başka insan topluluklarını da konu edindi.

İlk kitabı ‘Hal ve Hayal’ 1951’de yayınlanan İlyas Halil’in, 1953’te ‘Mürdüm Dalı’, 1954’te ‘Emerson’dan Çeviri Şiirler’ ve suskunluk öncesi son kitabı ‘Yalandır Herhalde’ 1959’da yayınlandı.

1983’ten itibaren şiir ve öykü kitapları yeniden vitrinlerde yer almaya başlayan İlyas Halil’i 2008 yılında kendisi için yazmış olduğum bir yazıyla anıyorum:

Sözcük işçisi İlyas Halil

Bir sözcük, dize kuyumcusu, geçmişten geleceğe akan sevecen bir duyarlılıkla yazıyor İlyas Halil.

Üretken yazar – ozanımız Anadolu’nun o tadına doyulmaz insan ilişkilerini geçmişten geleceğe taşırken; öykülerine, şiirlerine hep yine o binlerce yıldan bugüne taşınan Anadolu sevecenliğini yansıtıyor.

Çok kısa bir süre önce yeniden yayınlanan elli yıllık ilk şiirlerinde, ‘Mürdüm Dalı’ başlığı altında, ‘Hâl ve Hayâl’ (1951), ‘Öpücük’ (1952) ve ‘Mürdüm Dalı’ (1954) kitaplarında daha o günden geleceğin üretken yazın erinin ince duyarlılığını sezinletiyor.

1951-54 yıllarının ilk şiirlerinde Orhan Veli – Melih Cevdet – Oktay Rifat’ın öncülüğünü yaptığı Garip akımının izleri görülse de, kendine özgülüğün de gelişmekte olduğunun muştusunu veriyor İlyas Halil. Örneğin ‘Hâl ve Hayâl’da yer alan ‘Satılmışlar’ başlıklı şiirinde özdensiz ancak bizden, insandan bir parçayı anlatıyor İlyas Halil: ‘Günleri çarşıda satılmış / Bir adam bilirim / Benden uzak, kendinden uzak / O bizim ve hepimizin. // Aşkı mezatta satılmış / Bir kadın tanırım / Benden uzak, kendisinden uzak / O bizim ve hepimizin. // Aşkları ve günleri satılsa da satılmasa da / Onlar bizim ve hepimizin.’

Ve haiku şiirlerinin izlerini daha o günden veriyor ‘Avutmaca’da: ‘Ağlama / Bak / Yağmur yağıyor / Seni ilk öptüğüm sokakta’

Ve Mürdüm Dalı’ndan bir şiir, ‘Dün Daha Çocukken’: ‘Sabah kadar duygulu / sıkıntısız yavaştan / sabah kadar / dostça kapımı çaldı rüzgâr sokaktan // sevdalar içindeyim / tepeden tırnağa / Mayıslar içinde bir zerdali’

İlyas Halil dizelerin ardında, dizeler İlyas Halil’le dost. Sadece şiirde değil, öykülerde de haşır neşir. Bir gizem var aralarında, ki bunu Türkçe’nin o tadına doyulmaz inceliğiyle bir kavak, bir çınar altında saçları okşayan, yalayan yeller sevecenliğinde, şelaleden dökülen sular coşkusunda dolup taşıyor İlyas Halil’de sözcükler.

Şiir kitabı gibi Ürün Yayınları’ndan çıkan ‘Gâvur Aşevi’ öykü kitabında da Halil, Anadolu insanını anlatıyor ince bir duyarlılıkla. Örneğin Kuzey Amerika’ya taşıyor Anadolu insanı Ohannes’i. Sonra Boyacı Ramazan’ı, sonra Ebel İsabel, sonra uçmasını bilen Mıgırdiç’i…

Her biri geçmişten süzülmüş insan sevecenliğiyle, insancıllık birikimiyle dolmuş, gönülden gönüle taşmış; bir dünya, bir evren olmuş, yaşanmışlıklar toplamı her bir öyküsü İlyas Halil’in.

Az sözle çok şey anlatan bir sözcük kuyumcusu İlyas Halil; ama aynı zamanda yarınımızın esenliğini dizeleriyle, öyküleriyle ağır bir taş işçisi gibi ağır ağır yontuyor, yolları düzlüyor geleceğe. Daha nice öykülerini, şiirlerini bekliyoruz Anadolu’yu evrene taşıyan İlyas Halil’in…”

İlyas Halil Mayıs ayında toprağa verilecek.

o.ozen@bizimanadolu.com

Ömer F. Özen / Bizim Anadolu / 24.04.2025



    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...