Erdoğan BOP görevine devam ediyor, Muhalefet uyuyor.

BOP (Büyük Ortadoğu Projesi), sonradan Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bitirilen Ecevit Hükümetinin yerine 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara getirilen AKP – Erdoğan Hükümeti, Kuzey Irak’tan sonra aşama aşama gerçekleştirilen Suriye’nin kuzeyinde de ABD’ye yardım ederek kukla bir Kürt devleti kurdu.
Son aşamalarından birini, Haziran 2002’de Ecevit Hükümetini erken seçim çağrısı yaparak bitiren ve geçtiğimiz Kasım ayında ‘Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun’ diyerek başlatan Devlet Bahçeli eliyle kotaran Erdoğan ve AKP, İmralı Adasında bulunan PKK’nin kurucusu Abdullah Öcalan’ı yeniden göreve çağırdı.
DEM Partisinden Sırrı Sürreya Önder, Ahmet Türk ve Pervin Buldan’dan kurulu ‘İmralı Heyeti’ AKP Hükümetince İmralı Adasına götürüldü ve Abdullah Öcalan ile görüştürüldü.
27 Şubat’taki görüşmede Mardin’de yerine kayyum atanan Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yanı sıra DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ile Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol birlikte ‘Heyet’te yer aldı.

İmralı Heyeti PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı toplantının ardından ‘Asrın Çağrısı’ olarak açıklanan bildiriyi okudu. Bildirinin önce Kürtçesini Ahmet Türk, daha sonra Türkçesini ise Pervin Buldan okudu.

PKK’ye silah bırakma ve kendini kapatma çağrısı
DEM İmralı Heyeti’nce okunan bildiride Öcalan şunları söyledi:
“PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkârı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkârı çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir.
Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.”
Paylaşılan görsellerde, İmralı’da çekilen fotoğrafta heyet ve Öcalan’ın yanı sıra İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş da yer aldı.
Bizim Anadolu / 01 Mart 2025