CHP’nin AKP’leşme Tutkusu
CHP’nin AKP’leşme tutkusu ve ‘Patlak Ampul Zekâlılar’…
1- CHP kötüye gitmiyor CHP’yi yönetenler kötüye gidiyor.
2- Parti kurultaylarında veya PM seçiminde en yüksek oyu almayı politik zafer olarak addedenler, asla partilerini iktidarlara taşıyacak gerçek politik zaferleri elde edemezler…
Parti içi zaferi toplumsal zafere taşıma konusundaki umutlarımızı hep saklı tutuyoruz. Evet; CHP’deki politikacılar genelde parti içi seçimlerindeki zaferle avundukları için, genel seçimlerdeki toplumsal zaferi hep ötelemişlerdir. İktidarı ötelemeyen lider beklentimizi sonlandırmak adına çalışmalar başlamalıdır…
CHP içinde lider olacak kimlik yok değil. Yeter ki ortaya çıkma cesareti gösterebilsin…
Kaybederim, siyasi yaşamım biter kaygısını üzerinden atsın. Görsün CHP’nin siyasi yaşamının bitirilmeye çalışıldığını…
Onun için ben de “Yeni CHP değil, yeniden CHP” diyorum…
Patlak ampul zekâlılarla işim olamaz…
Gününüz aydın olsun, CHP replikleri Moralınızı bozmasın… CHP’ye de selam olsun, Kılıçdaroğlu’na da ders…
Bizler sürekli “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” diye haykırmadık mı?!
Kime güvendik? CHP yöneticilerine.
Onlar ne yaptılar? AKP’yi iktidardan edeceğine, ona benzemeye çalıştılar…
Önce Kılıçdaroğlu başladı; sağdan oy devşirme adına, sağ kimlikleri aday göstermeye. Bilmeliydi, sağdan aday gelebileceğini fakat oy gelmeyeceğini…
Ve ondan sonra diğerleri sağlaşma ve sığlaşma lafları etmeye başladılar:
Mehmet Bekâroğlu; “…AKP ve CHP bir araya gelebilir ve hükümet kurabilir.”
Mehmet Cumaçkimi (kardeşim);
Dil sürçmesi mi bu? Dil değil de, amaçlı düşünce sürçmesi gibi geldi bana…
Madem, AKP iktidarına gereksinim var düşüncesindesin, demek oluyor ki AKP’yi beğeniyorsun… İyi de neden o zaman AKP’den aday olmadın?
Korkum, CHP’den seçilince AKP’ye gitmenden…
Şaka mı bu… Tamam, demokrasinin gereği bir söylem de; demokrasinin içine eden, o yetimi amaçları için araç olarak kullanan bir AKP ile koalisyon nasıl düşünebilirsin?
MHP’den aday olan AKP’nin Merkez Bankası önceki başkanı Durmuş Yılmaz da partisinin AKP ile koalisyon yapabileceğiniz ifade etmişti…
Yoksa, gerçekten MHP ve CHP, AKP’nin gizli ortakları da biz mi bilmiyoruz…
“Politika bilmiyorsunuz. Sizler; siyaset baronları tarafından buralara iteklenen kimliklersiniz…” dersem kusura bakabilirsiniz…
Mehmet Cuma (kardeş), kayı varen haşo oparamitü (iyi değil böylesi konuşmalar)…
Sonrasında Veli Ağbaba ve Levent Gök devreye girdi ve CHP’yi yerden yere vurdu: “İnanç sahibi Türk milletinin başını örtmesini CHP engellemiş. Halkın, namaz kılmasında, oruç tutmasındaki engeller hep CHP tarafından çıkarılmış. Tüm bu olumsuzlukları Kılıçdaroğlu gidermek için değişime başlamış…”
Bana mı bir şeyler oluyor, CHP yöneticilerine mi?!…
Belli ki AKP iktidarının Cuma genelgesine bundan dolayı karşı çıkılmadı. Yakındır Cuma günlerinin resmi tatile dönüştürülmesi…
Eee, önceki lider “TBMM’inde Besmele ile yemin daha etkili olur” derse, bunlar da bunları söyler…
Atatürk’ün resmi CHP’de indiriliyor, kimin indirdiği bir türlü anlaşılamıyor. Fakat Levent Gök ve bir grup CHP’li, Atatürk ve İnönü için aşağılayıcı program yaptı diye TRT’ye gidiyorlar… Bu gitmeler genel müdürden hesap sormalar pek inandırıcı gelmedi…
Dahası; 1128 kişilik ‘Barış için akademisyenler’ bildirisine Haluk Koç; “Bu bildirini altına imza atmayız”, Sezgin Tanrıkulu “İmza atarız” diyor, sahte imzalı karşı akademisyenler bildirisine hiç değinmedikleri gibi YÖK’ün imza atan akademisyenleri Üniversiteden kovulmasına belli süre suskun kalınıyor.
Bence, bildirideki “tüm bu terör olaylarına devlet nedendir” ifadesi olmasaydı CHP olarak bu bildirinin altına imza atardık, çünkü bu olaylara neden devlet değil, AKP oluşumudur ve onlar da devlet değil, görece iktidardır” demeliydi en azından…
AKP yanlışlarıyla, ‘onun gündemlerine takılarak, diktatör bozuntusu diyerek’ savaşamazsınız. Kendi özgün ve inandırıcı gündeminiz olmalıdır.
Benim gibi sıradan adama, bunlara verilen fırsatlar verilse daha iyi politika üretir ve bu partinin oyunu artırmada katkı verir…
Aynı dergide yazı yazdığım kişi 22 Mayıs 2010 tarihinden beri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak görev yapıyor ve 35. Kurultayda da yine Genel Başkan seçiliyor ve de ben yine genel kurul salonuna giremiyorsam; “Türkiye’de siyaset bu, CHP yöneticilerine katlanmak zorundayız” hoşgörüsü göstermem, hiç çekinmeden CHP yöneticilerini eleştiririm.
Ve ille de “Yeni CHP değil, yine CHP” derim…
Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / 20 Ocak 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…