5 Çocuk Yapın, Almanya’yı, Kanada’yı Alalım!
Aman Allahım!!! “5 çocuk yapın, ele geçirin Almanya’yı” diyerek resmen kendisini kırmızı bültenle aratacak ve de eyalet sistemi…
“Yaşadığınız yerler artık sizin sılanızdır oralara sıkı sahip çıkın. En iyi arabalara binin, en güzel evlerde oturun, üç değil beş çocuk yapın. Avrupa’nın geleceği sizsiniz.”
Kim mi söyledi? Ne önemi var kimin söylediği. Bunun söylenmesi önemli.
1973’te Erbakan 3 çocuk yapın dedi, Türkeş ise liseden sonra polis olun demişti. Amaç devleti din ve ırk üzerinden ele geçirmekti. Yani din devleti veya polis devleti kurmaktı. Türkeş bu politik yanlıştan vazgeçti, fakat dinciler aldılar başların yürüdüler. En büyük hamileri de Evren faşisti oldu. Adam dubara oldu…
Beş çocuk yap. 2,5 milyon Alman vatandaşı Türk’ü 5 ile çarp, eder 12.5 milyon. Saldırın Almanya’ya ele geçirin, ben de eyalet olarak Almanya’yı Türkiye’ye bağlayayım… Buna düz mantık denmez, bu düpedüz dümdüz mantık…
Be adem oğlu; demografik nicelik dünyayı ele geçirse idi, Çin ve Hindistan ele geçirirdi. Ne yaptılar? Nüfus ile değil, dünyayı teknoloji ile ele geçirmek için adım-adım ilerlemeye başladılar. Sen cahil cühela makarnacı sürüsüyle mi ele geçireceksin?
Çin’i, Hindistan’ı bırak, dünyayı karıncalar ele geçirir bu dümdüz mantığa göre. Çünkü dünyadaki karınca ağırlığı insan ağırlığını geçti.
İnanın arkadaşlar resmen kendisini kırmızı bültenle aratacak. Aratacak çünkü dünya üzerindeki Türkleri isyana teşvik ediyor…
Ve bir grup enbesil at üstünde meydana çıkmış ellerinde; “Sayın Başbakanım izin verin, Atlarımızı Hollanda’ya sürelim” pankartıyla tur atıyor… Yarın bunlar veya lüks arabalara binin dediğin Alman Türkleri, arabalarıyla bulundukları yörenin insanlarına saldırılarsa sorumlusu kim olacak?!
Bitmedi; “Her ay 15 bin mülteciyi Avrupa’ya gönderelim de akılları şaşırsın!”
İnsan canını siyasi ranta dönüştüren Hitler ötesi bir yaklaşım…
Kırmızı bülten gerektiren insanlık suçları resmen…
AB’liği türbanı ‘kamu alanlarında’ yasak ediyor, kıyametler kopuyor ve ardından inatla OHAL bütününde bir kararname çıkıyor; “Örtünmek isteyen polis ve Jandarma’ya türbanlık düz bez dağıtılacakmış”… Türbanın üstünde şapka görüntüsü ve yarattığı ürküntüsü… Düşünebiliyor musunuz, bunu gören çocukların feryadını… Türbanlı Polis ve Jandarma oldu Müslüman, diğerleri kâfir mi şimdi… Yazık, yazık…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Deniz Baykal‘ın Trabzon’daki ‘Peygamberi bile bozar’ sözleriyle ilgili olarak konuştu: “Ben İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, yüreğin yetiyorsa İçişleri Bakanlığına bir gel, Kemal Kılıçdaroğlu’yla sana kaset kumpasını kim kurdu bir gösterelim” dedi.
Bunun adı nedir. Dilim varmıyor… İşte bunlar bu oldu…
Ve bu adam, kaset olayını, büyük ahlaksızlık, insanlık dişi hareket olarak betimlemişti…
Neden PKK yanlısı sanal sayfaları “Hayır!” kampanyaları yapmıyorlar?
“Evet” çıkarsa terör duracakmış. Peki, “evet” çıkmazdan referandum sürecinde duran teröre ne dersiniz?
Yazıklar olsun size. Terörü ve canlı bombaları siyasi ranta dönüştüren sizleri cehennem bile kabul etmeyecek… Neden bazı sınırsız ve kuralsız demokrasi avcısı ve de PKK yanlısı sanal sayfaları “Hayır!” kampanyaları yapmıyorlar? Yoksa Eyalet sistemini mi bekliyoruz (Bu konudaki başkanlık yazım bitmek üzere). Baksanıza; Başbakan Binali Yıldırım ve Kadir Topbaş’ın söylediklerine! Bilinçli şekilde ayrılıkçı Kürt tabanına mesaj veriyorlar. Binali Yıldırım; “Kandil’den üst üste beyanatlar: “Hayır çıkarsa biz bittik”. Kadir Topbaş; “İstanbul’u yönetmek için özel yasa istiyoruz. Çok karışanımız var…” resmen, özerklik, yani eyalet sistemi çağrısı yapıyor…
Özellikle bu tümceleri Kılıçdaroğlu veya Deniz Baykal söylese kesin vatana ihanetten içeri alırlardı…
Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / 18 Mart 2017
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…