Press "Enter" to skip to content

2022’yi uğurladık, 2023’e bakalım*

Kendisinden öncekiler gibi 2022 yılı da güzellikleri ve çirkinlikleri, iyi tarafları ve kötü taraflarıyla sahneyi ne bir gün eksik ne bir gün fazla işgal etmeden tarihteki yerini aldı.

Her zaman olduğu gibi karamsarlar, iyimserler ve beyinlerini belirli bir inanca, ideolojiye veya doktrine teslim etmiş olanlar 2022’yi de kafalarındaki filtrelerden geçirerek olumlu veya olumsuz olarak değerlendireceklerdir.

Olaylara daha nesnel ve gerçekçi olarak bakmaya çalışanlar ise kutunun dışına çıkarak yaşananları ve gelmekte olanları akıl ve bilimin yol göstericiliğinde küresel ölçekte ele amaya gayret edeceklerdir. Elbette becerebildikleri ölçüde.

Bana kalırsa 2022 kendisinden önceki iki yıla kıyasla daha güzel geçti. En azından koronavirüs kısıtlamalarından kurtulduk ve özlediğimiz kalabalıklara yeniden kavuştuk. Maskesiz bir şekilde. 2022’de ben de iki yıla yaklaşan bir süre ayrı kaldığım aileme ve sevdiklerime yeniden kavuştum.

2022’nin karanlık yüzünde ise bütün dünyada artan enflasyon, üretim eksikliğinden kaynaklanan sorunlar ve bunların üzerine tüy diken Rusya’nın Ukrayna’yı işgali vardı.

2022’de dünya ısınmaya, çevre kirlenmeye devam etti. Türkiye batının çöplerini ithal ederken bin bir güçlükle yetiştirdiği beyinlerini ihraç etti. Dünyanın her yerinden ülkelerini ve yaşamlarını düzeltme olanak, güç ve yeteneğinden yoksun kitleler kendilerini daha insanca yaşayabileceklerine inandıkları coğrafyalara atmanın yollarını aradılar. Kitleler halinde.

Sanırım biz Türkler 2022’yi bir türlü sevmedik, sevemedik.

Çünkü bir yandan giderek artan hayat pahalılığının, kendimizden geçtik gelecek kuşakların hayatlarına bile ipotek koyan ekonomik olmayan yatırım ve uygulamaların, siyasal baskı ve kitleleri kutuplaştırma çabalarının, izlerken veya dinlerken bile insanın saçını başını yolduran cehaletin ve kişisel çıkarları için kalemlerini ve ruhlarını satan insanların 2022’ye de damga vurduğunu söyleyebiliriz.

Ama bardağın dolu tarafına bakacak olursak (apaçık bir Türkiye gerçeği olan Kürtlerin dışlanmalarına rağmen) bir araya gelebilen ve halka umut vadeden bir muhalefet gördük. İlk defa seçimlere favori ve güçlü olarak girebilme ve yeniden demokrasiye dönebilme umudunu yaşamaya başladık.

Unutmamalıyız ki 2020 ve 2021 yılları tarihte eşine benzerine rastlamadığımız olağandışı iki yıldı. Olağanüstü dönemler ve büyük felaketler toplumsal yaşamda da büyük farklılıklar yaratır. Dünyanın her yerinde de öyle oldu. Normalde aklımızın ucundan geçmeyecek çözümler ve uygulamalar yaşamımızın önce zorunlu sonra da alıştığımız parçaları oldular.

Ofislerin yerine evlerden çalışmak gibi, internet üzerinden alışverişin sıradanlaşması gibi, internet kullanımının artması ve sosyal medyanın artık bir daha çıkmamacasına hayatımıza yerleşmesi gibi. Bunlar elbette salgından önce de vardı ve elbette çok da etkiliydi. Ama salgının dikte ettiği koşullar, internet kullanımını da sosyal medyayı da çok daha üst noktalara taşıdı.

Sosyal medyanın yaygın kullanılması aydınların önüne güç odakları tarafından konulan engelleri yıkıp geçti; medyayı kullanarak kitleleri istedikleri yönde etkileyen ve bu sayede güçlerine güç katan odakların aşına su kattı.

Koronavirüs dünyada her şeyi değiştirdi ama galiba bir tek Türk Diasporasını değiştiremedi.

Diasporanın senelerdir eleştirdiğimiz “suyuna tirit” sivil toplum örgütlerine ve söyleye söyleye dilimizde tüy biten “bir türlü örgütlendiremediklerimize” bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

2023 Türkiye’deki iktidarı değiştirebilir, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitirebilir, dünyanın hemen bütün ülkelerinde kontrol altına alınmaya çalışılan enflasyona karşı verilen mücadele kazanılabilir.

Ve bütün bunları 2023 yılında görebiliriz.

Peki neyi göremeyiz?

Yurt dışında yaşayan Türklerin birlik ve beraberlik içinde güçlü ve etkili bir Türk Diasporası yaratmak üzere arayış içine girmelerini göremeyiz. (Güçlü bir diaspora yarattıklarından geçtik.)

Umarım yanılırım.

Ama yanılmam.

Atatürk “umudum gençliktedir” demişti. Benim de “umutsuzluğum gençliktendir”. Çünkü umurlarında bile değil Türk diasporası.

Aynı kendilerinden önceki kuşaklar gibi…

2023 yılı hepimize aydınlık, sağlıklı günler getirsin.

* Bu yazı gazetemizin PDF yayını için hazırlanmıştı; araya bazı aksaklıklar girdiği için yayın uzadı. Bu nedenle daha fazla gecikmeden burada yayınlamayı uygun bulduk. Yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz. Bizim Anadolu

Yalçın Diker / Diaspora Türk / Bizim Anadolu / 28 Mart 2023

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...