Press "Enter" to skip to content

19 Mayıs ve İki Ayyaşın Dikili Ağaçları

19 Mayıs ve İki Ayyaşın Dikili Ağaçları

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı” gününde Atatürk ve İnönü’nün dikili ağaçlarını anlatırken Mevhibe İnönü’nün romansı yaşamı.

 

 

 

 

 

 

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı” gününde Atatürk ve İnönü’nün yaptıklarını tekrarlamak; aç ve aciz hasta beyinlerin günde 3 kez almaları gereken ilaçtır…

İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü’nün, dahası büyük İnönü ailesinin 48 yıl yaşadığı Pembe Köşk’ü 18 Mayıs 2019 günü Saat 14’te Artvinliler olarak ziyaret ettik. Bu devasa İnönü köşkü bize; Genç Cumhuriyet için dikili eserlerini anlattı; İnönü ve Atatürk’e Ayyaş diyen Haşaşi zihniyetli zatın duyacağı şekilde…

Artvinliler olarak Pembe Köşk İnönü müzesini ziyaret etmemiz ve de İstanbul seçimi nedeniyle Atatürkçü gözüken zatın; Atatürk ve İnönü’ye 2 hakareti beni daha uzun yazmaya tetikledi:

1- “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor (2013).”

2- Siz rahmetli uçak fabrikası yapan Sivaslı Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını kapatıp gaz ocağı fabrikasına çevirdiniz. CHP budur. Kime yutturacaksınız? Sizin bu ülkede dikili ağacınız yok (2018)”…

Antrparantez; bu uçak fabrikası 1950’de kapatıldı. CHP kapattıysa, neden 1950 Menderes hükümeti kapatıp bir daha açmadı?

“Atatürk ve İnönü ayyaşken ülkeyi kurtardı, sen ayıkken ülkeyi batırdın!” diyenleri duyuyor musun!!??

Onlar; Vatanlarına düşkünlüğün ve bu nedenle fazla eza ve cefa tüketmenin ayyaşları idi. Onlar asla; bağnazlık düşkünü ve bu nedenle Kurtuluş Savaşıyla vücuda getirilen genç cumhuriyeti tüketmenin ayyaşları değildi…

Evet; Ayyaşlardan İnönü’ye sorduk 19 Mayıs öncesi 18 Mayıs günü Pembe Köşkte…

Pembe Köşk dediğiniz, 2 katlı gösterişsiz bir bağ evi. Devasalığı ve görsel zenginliği İsmet İnönü- Mevhibe İnönü ailesinden geliyor…

“Pembe Köşk”; 1923’te, Atatürk’ün kendi bağ evine yakın, önerdiği bir bağ evi. Ve onu küçük tadilatlarla bugünkü Pembe Köşk haline getirmişler. Evet, sanal Aksaray ve de orada burada yaptırılan saraylar ve de çöreklendiği Huber köşkü gibi görkemli bir yer değil. Hatta Beykoz Konakları kadar da görkeme sahip değil. Pembe köşkün görkemi, peysajından ve yapısından gelmiyor, Pembe Köşkün tarihi kimliğinden ve sahibinin düşüncelerinden, yani Kurtuluş Destanı kahramanı 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’den, kısacası; Evrensel Kurtuluş felsefesinden geliyor. Ve ülkeye hizmetini buradan veriyor. Pembe Köşk’ün devasılığı; görevleri esnasındaki başarılarından geliyor. Biz Artvinliler için bu başarılı hizmetlerinden biri de; Artvin’e olan sevdasının getirdiği; Artvin’imizi İl yapmasından geliyor.

İşte; Mustafa İsmet İnönü’nün, Mustafa Kemal’ın genç cumhuriyet projelerinin devamındaki dikili ağaçlarını sevgili kızı Özden Toker anlattı biz Artvinlilere.

Söylemlerin başındaki; Malatyalı değil, Bitlis’e gelen Orta Asya göçmen kabilesi olduklarını öğrenmemiz hayli ilginçti. Çok sonraları Malatya’ya gelinmiş… Böylelikle; bağnaz, gerici ve ırkçıların, sanki kötü bir şeymişçesine Kürt oldukları savlarının ırkçı faşist bir yakıştırma olduğuna tanık olduk…

Devam ediyor Özden İnönü Toker hanfendi: “Babamın babası, Orta Asya’dan gelme Kürümoğullarından… Kürt olduklarını söylemediler asla. Ama, Orta Asya’dan Bitlis’e gelinmiş ve orada büyümüşler, yani Bitlis’te de tüm Kürtlerle birlikte yaşamışlar, sonrası Malatya’ya gelinmiş, doğrusu Malatyalı değil Bitlisliler…

İnsanlık, erdem ve karakter zengini, siyasi oyunların yoksulu; Ağabeyi Prof. Dr. Erdal İnönü’den de benzer şeyleri dinlemiştik: “Çok geçmişe gidilirse ne çıkacağını bilmiyorum. Babamın babası, Kürümoğullarından… Onlar da Kürt olduklarını söylemiyorlar. Ama Bitlisliler… Bitlis’te de tüm Kürtler birlikte yaşıyorlar. Dolayısıyla çok geriye gidilirse belki ortak cet ortaya çıkar. Ama babam da bu soruna yumuşak yaklaşırdı. Tabii isyan kabul etmezdi, ama herkesi 1. sınıf insan olarak görürdü.”

“…ama herkesi 1. sınıf insan olarak görürdü” söylemi; insanı ve insanlığı merkeze alan evrensel bir söylemdir…

Unutmayalım; 1980’lerin sonunda SODEP (Sosyal Demokrat Parti) Genel Başkanı olan Erdal İnönü, Kürt milletvekillerini TBMM’ye soktu diye Kürtçülük ile suçlanmıştı. Ve bunu, hâlâ bazı, dinden ve ırktan geçinen siyasi materyal olarak kullanmaktadırlar…

Özden İnönü Toker hanfendi; gayet hoşgörülü, sevecen, çocuk sevgisi yoğun halktan bir aydın. Adeta Kurtuluş Destanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun en son canlı tarihi gibi birikimlerini bize hiç yorulmadan ve susmadan anlattı. 1 saat anılarını ve salonun ortasındaki Atatürk’ün hediye ettiği oyuncakları, soyunu, kahraman babası İsmet İnönü ve Yüce Annesi Mevhibe İnönü’yü ve Kurtuluş mücadelesini bizlere tekrar etti…

Özellikle; “Gözümün nuru, sebebi saadetim İsmet’ciğim, Sevgili Paşacığım” ile başlayan Mevhibe hanımın ve İsmet İnönü’nün; “Sevgilim, iki gözüm, ruhum, ellerinden gözlerinden binlerce öperim, sevgilim” diye başlayan özlem yüklü mektupları bizleri hayli etkiledi. İlle de yaşamı; Kurtuluş cephelerinde, savaşlar içerisinde geçmiş İsmet İnönü’nün, o atmosferde eşine olan romantik yönü, yıllar sonra mektuplarıyla ortaya çıkması hayli etkileyiciydi…

Mevhibe İnönü hanım ve İsmet İnönü; bağ evi iken, çağcıl ve aydın ve de yurtsever ruhlarıyla birlikte tadil ettikleri ve romantik anlar yükledikleri Pembe Köşk’te tam 48 yıl beraber yaşamışlar. İşte; birbirlerine duygu dolu seslenişlerde bulundukları bu mektuplar ilk kez 2007’de sergilenmiş…

Sevgili kızları Özden İnönü Toker; Cephede romantikleşmeye bile zaman ayıran babasını ve annesini anlatıyor bize. Ben; bu mektuplardan yola çıkarak, Hürrem sultanın, Hatice ve Kösem sultanların yazıldığı ülkemizde; bir “Kurtuluş Savaşının Romantik Aşkı” yazılabilir düşüncesindeyim. Dahası bunun adeta ön çalışması olan; Özden hanfendinin kızı; torunu Gülsün Bilgehan tarafından 1995’te yazılmış “Mevhibe” yapıtı bu bağlamda geliştirilebilir…

Özden İnönü Toker hanfendi; babası Mustafa İsmet İnönü’nün, Annesine karşı son derece duygusal, ince ve öğretici olduğunu söylüyor. Zamanının çoğunu ailesinden uzak geçiren İsmet Paşa, eşine hayatı boyunca yazdığı ve zarfları ve pullarıyla korunduğunu söylediği mektuplar bence bir Romanın en büyük kaynakları. Korunan bu mektupların yanında İsmet İnönü, eşine aldığı piyanosunu anlatıları da var. Özden hanfendi, sevgili babasının çok sesli batı müziğine hayranlığını söylüyor. Öyle ki; babasının, eşine bu duyguları aşılamak istemesini mektuplarında; “Sen piyano çalarken tuşlar, benim sana olan hasretimi, sevgimi dile getiriyorlar mı” diye yansıttığını belirtiyor. Hatta; İnönü, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra çok sevdiği enstrüman olan viyolonsel çalmaya heveslenmiş ve başarmış. 48 yıl yaşadıkları Pembe Köşk’ün salonunda; İsmet İnönü ve Mevhibe Hanım’ın karşılıklı çaldıkları müziğin tınıları kim bilir kaç kez duygu yoğunluğunda yankılanmıştır…

Pembe Köşk İsmet İnönü Müzesi objelerinin hepsi; kurtuluşumuzu ve bu Kurtuluşun kahramanlarından ikinci adam Mustafa İsmet İnönü ve değerli ailesini etkileyici bir şekilde yansıtmaktadır…

Bu evrensel Kurtuluş Destansı felsefesinin en etkileyici olanları:

A- 1 Nisan 1921’de Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün Metristepe’den TBMM Başkanı Mustafa Kemal’e Telgrafı ve de Mustafa Kemal’in yanıtı: {{ “Metristepe’den gördüğüm vaziyet: Gündüzbey kuzeyinde, sabahtan beri dayanan ve artçı olması muhtemel bulunan bir düşman müfrezesi, sağ kanat grubunun taarruzuyla düzensiz bir şekilde çekiliyor. Yakından takip ediliyor. Hamidiye yönünde temas ve faaliyet yok. Bozöyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüleriyle doldurduğu savaş meydanını silahlarımıza terk etmiştir.”

Mustafa Kemal’in yanıtı: “…Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin tersine dönmüş talihini de yendiniz. İstila altındaki talihsiz topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en uzak köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu…” }}

B- Ve en etkileyici olanı Mevhibe İnönü ile cephedeki Mustafa İsmet İnönü’nün mektuplaşmalarından ikisi:

{{ 1- Gözümün nuru, sebebi saadetim, İsmetciğim, Bu mektubun yerine, ah ne olur ben gitmiş olsaydım. Emin ol götürmüş olsaydınız katiyen zerre kadar kalbime korku tereddüt getirmiyor. Bilakis koşa-koşa uçarak gitmek, size kavuşmak istiyorum. Ecdadımızın kadınları nasıl harbe gidiyorlarmış, şimdi de ekseriyetle götürüyorlar. Siz nasıl türlü müşkülatlara maruz kalıyorsunuz, ben de maalmemnuniye hepsine gülerek mukavemet eder hayatım ne kadar bahtiyar geçerdi. Ne olursa olsun, değil mi ki senin yanındayım, ben de vatanımıza seninle birlikte hizmet ederdim. Sizi daima memnun ve mesrur görmek istiyorum. Gece gündüz, Cenab-ı Hak’tan göz yaşlarımla afiyetini ve muzafferiyetini temenni ediyorum.

Dün epey zamandır arzu ettiğim Mevlid-i Şerifi evde okuttuk. Mevlidi okuyan hoca hanımla birlikte hepimiz, kalbimiz yanarak, devlet ve milletimizin selameti ve muzafferiyeti için ayrı-ayrı dualar ettik… Mevhibe İsmet

2- Ruhum sevgili Paşacığım, Abdülhalik beyle gönderdiğiniz mektubu aldım. Çok teşekkür ederim. Kışlık ev tutmaya karar verdiğinize çok sevindim, aynı zamanda üzüldüm. Bana öyle geldi ki mektubu rahatsız bir halde yazmışsınız. Sevgili Paşacığım. Cenabı hak seni başımızdan eksik etmesin. Sebebi saadetim, bais-i iftiharım kocacığım. Bu akşamki gazetede tamamiyle iade-i afiyet ettiğiniz, yalnız çok zayıfladığınızı yazıyor. Herhalde çok ıstırap çektin ki zayıfladın Sevgili Paşacığım. Bir defa sizi görsem, bir aydır rahatsızlığınızı işiteli çok üzüldüm. Niçin sevgili kocacığımın yanında bulunup da bakamıyorum. Ne vakit ben size hizmet edecek, vazifemi ifa edeceğim Sevgili Paşacağım. Hiçbir yolculuğum üzüntüsüz olmaz Mütehassirin (hasret çekiyorum)… Mevhibe İsmet. 7 Mayıs 1924

İnönü’nün 3 mektubu:

Mustafa İsmet İnönü ve Mevhibe hanım 13 Nisan 1916’da evleniyorlar. Tam 21 gün sonra kocasını cepheye uğurluyor Mevhibe hanım. Tek umudu ve yaşama sebebi olan tek umudu cepheden gelecek mektuplardı. Her mektup zorlu süreçlerin yaşama sevinci oldu ve sevgilerin daha da yüceltti.

Nasıl yüceltmesin ki;

1- “Aklımda, hayalimde yalnız sen varsın Mevhibe. Benim bütün âlemi mevcudiyetimi sen dolduruyorsun, benim meleğim. Uçsana. Cenab-ı Hak benim için seni yarattı ve daima başımın ucunda bulunasın diye yarattı. Ne için uçup İsmet’in başı üstüne konmuyorsun?” diyordu. Mevhibe Hanım da “Bu mektubun yerine, ah ne olur, ben gitmiş olsaydım. Emin ol, götürmüş olsaydınız, katiyyen, zerre kadar, kalbime korku, tereddüt gelmiyor. Bilakis, koşa koşa uçarak gitmek, size kavuşmak istiyorum” diye yazıyordu.

2- Sevgili Mevhibeciğim, Ömer’in fotoğrafı ile güzel mektubunu aldım. Ömer’in sıhhati hakkında verdiğin haberler beni çok sevindirdi. Ev için gece gündüz çalışıyoruz. Yapı yaptırmak ne kadar güç imiş, bir iki haftaya kadar sıvadan başka işleri kamilen bitecek. Ne mutlu neyse çoğu bitti azı kaldı. Biraz daha sabredelim iki gözüm. Ramazanınız mübarek olsun, iki gözüm sevgilim. İsmet 5 Nisan 1924

3- Sevgili Mevhibeciğim, Bugün yarın sana evimiz için daha iyi haber vereceğim diye mektup yazamadım. Benim kusurumu affet iki gözüm ruhum Mevhibeciğim. Bağlarda bir ev satın aldım. Onu tamir ve tadil ettiriyorum. Yavrum ne halde, iki gözüm bana sık sık yaz. Sıhhatine, yavrumun sıhhatine iyi bak. Benim niyetim şu. Kimse bilmesin. Evimizi tamir ettirip bitireceğim, ondan sonra İzmir’e gelip bir müddet belki ilkbahara kadar beraber kalacağım. Kışın seyahat edemezsin. Şimdi oturacak yerimiz yok. Senin gözlerinden yanaklarından binlerce öperim Mütehassirin. İsmet… 10 Ekim 1923…}}

Özden Toker hanfendi hıç bıkkınlık vermeden dinlettiren anlatılarına devam ediyor:

Savaş sonrası annem Mevhibe İnönü (1894-1992), Kurtuluş Savaşı zaferinin tüm dünyanın, özellikle savaşın içindeki batı dünyasının onaylaması ve Türkiye’nin bağımsızlığını tüm dünyaya ilan ettiği İsviçre- Lozan Antlaşması için babam İsmet İnönü’yle birlikte Lozan’daydı. Süreç içinde; yeni bir Cumhuriyet’in kurumsallaşmasına tanıklık etmenin yanında büyük katkılar verdi. Evet, tanıklık etmekle kalmadı, verdiği destekle bizzat içinde yer aldı. Nasıl mı? Genç Cumhuriyet kendini çağdaş ve çağcıl bağlamda geliştirirken, yani devrimler yaparken; Muhafazakâr bir Osmanlı ailesinden gelmesine karşın Annem de önce kendi yaşamında devrim yaparak örnek oldu. Salt kendi ülkesindeki Cumhuriyet kadınlarına değil, mazlum tüm dünya ülkesi kadınlarına, Cumhuriyet devrimlerinin erdemini işaret ederek, örnek ve benimsetici güç oldu. İlk ehliyet alan kadın olarak; Sosyal etkinlikleri yaygınlaştırdı, organizasyonlarıyla.

Daha da anladık ki; büyük mücadelelerde kadının yeri asla yadsınamaz. Fakat, onları nedense pek anımsamayız, Hürrem, Kösem Sultanı biliriz ve onları öne çıkarırız da Mevhibeleri, Latifeleri göz ardı ederiz. Dahası, Osmanlı saray kadınlarını anlatırız da, Yeni Cumhuriyet’in öncü kadınlarını anlatmaktan çekiniriz. Cumhuriyet’in doğuşuna, devrimlerine ve çok partili döneme ve yakın tarihimize katkı veren kadınlarımızı…

Neyi mi iyi yapıyoruz; 19 Mayıs 1919’da ivme almış; Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün, Mevhibe İnönü’nün ve arkadaşlarının ve de Anadolu insanının yazdığı mazlum ülkelere rehber olmuş, KURTULUŞ DESTANI’nın yarattığı EVRENSEL KURTULUŞ FELSEFESİ’ni karalamayı, iki ayyaş diyerek çok iyi yapıyoruz.

Teşekkürler Özden hanfendi bize geçmişin tarihsel görkemini bir Romanın ilk bölümceleri tadında anlattığınız için…

Sizin bu anlatılarınızla, 19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik Spor bayramını daha coşkulu kutlayacağız…

Tüm Ulusumuza ve mazlum dünya ülkelerin 19 Mayıs 1919 kurtlu olsun!!

İsmet İnönü’nün 5 kişilik ailesinden geriye kızları Özden Toker kaldı. İkinci kuşak İnönü’lerden; Erdal-Sevinç İnönü’nün çocukları yok. İzzet İnönü 3 yaşındayken vefat etmiş. Ömer İnönü’nün; Hayri ve Eren adlı 2 oğlu ve oğullarından ve 5 torunu İnönü soy ismini yaşatıyor.

Hayri İnönü Nazlı İnönü ile evli. Çocukları Mehmet, Murat, Münci İnönü-Eren İnönü ise Şirin İnönü ile evli. Onların çocukları ise İsmet, Ömer İnönü. Büyükdedelerinin ismini taşıyan İsmet İnönü, 33 yaşında. Amerika’da ekonomi ve psikoloji eğitimi görmüş… Bence siyaset arenasında adı duyulabilir. Hayri İnönü Şişli Belediye Başkanı. Oğlu; Mehmet, Stanford Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği, Murat, elektrik mühendisliği okumuş ve İkisi de Ford’da çalışıyorlarmış… 1992 doğumlu Münce, Robert Kolej mezunu. Amerika’da makine mühendisliğini bitirmiş.

Ömer, İzzet ve Erdal İnönü’nün kız kardeşi olan İnönü Vakfı Başkanı Özden İnönü Toker hanfendi, gazeteci Metin Toker ile evlendi. Çocukları Gülsüm Bilgehan, Nurperi Özlen Toker Özlen (eski Konya Senatörü’nün oğlu Sinan Özlen ile evli), Güçlü Toker (TAT Gıda Genel Müdürü);

İşte İnönülerin Pembe Köşkten ‘Atatürk’ün evrensel Kurtuluş Felsefesi doğrultusunda’ Türkiye için yaptıkları:

1- Nuri Demirağ’ın 1938 Uçak Fabrikası (1950’de kapatıldı).

2- Çoğumuzun bildiği gibi Cumhuriyetin kuruluşuyla il olan Artvin 1933 yılındaki iller düzenlemesiyle Merkezi Rize olan Çoruh İline bağlı ilçe olmuştu. 1935 yılı Temmuz ayında Artvin’i ziyaret eden İsmet İnönü gördüğü konukseverlikten, doğal güzelliklerden etkilenerek Atatürk’e çektiği telgrafta ”Türkiye’nin incisi Artvin’den selam… Artvin İl olmaya layıktır” demiş ve Ankara’ya döndükten sonra çıkarılan bir kanunla 1936 Ocak ayında Çoruh il merkezi Artvin’e alınmış ve Artvin il olmuştur (1956’ya kadar Çoruh daha sonra Artvin adını aldı ilimiz). Artvin’i yapan İsmet İnönü’ye şükranlarımızı sunmak ve Kurtuluş Savaşı hatıralarını yaşamak üzere 18 Mayıs 2019 günü saat 14’e gelmeden Pembe Köşk önünde (Seymenler Parkı karşısı) bir araya geldik ve müze gezimizi yaptıktan sonra İnönü’nün kızı Sn. Özden Toker’den açıklamalarını dinledik.

Bu bir şekilde büyük tarihi ve siyasi kimlik İsmet İnönü’nün sesi idi bizim için.

 

Atatürk ve İnönü’nün dikili ağaçlarına devam edelim:

3) 1939 – Bursa Merinos Fabrikası üretime başladı.

4) 1939 – Ergani Bakır Madenleri İşletmesi hizmete girdi.

5) 1939 – Karabük Demir Çelik Kok Fabrikası üretime başladı.

6) 1939 – İstanbul’da yabancıların işlettiği Tramvay ve Tünel tesisleri devralındı.

7) 1939 – Bursa ve Mersin elektrik tesisleri devletleştirildi.

8) 1939 – Adana Elektrik Şirketi devletleştirildi.

9) 1939 – Sivas’ta Demiryolu Makinaları Fabrikası kuruldu.

10) 1939 – Aydın’da 4000 köylüye toprak dağıtıldı.

11) 1939 – İstanbul’da kent içi ulaşım, havagazı ve elektrik dağıtımı yapacak İETT kuruldu.

12) 1939 – Fransız askerleri Hatay’dan çıkartıldı, Hatay Türkiye’ye katıldı.

13) 1939 – Karabük Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırınları hizmete girdi.

14) 1939 – Ankara Güvercinlik Havaalanı açıldı.

15) 1939 – Malatya İplik Fabrikası hizmete girdi.

16) 1939 – Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.

17) 1939 – Karabük Demir Çelik Boru Fabrikaları hizmete girdi.

18) 1939 – Unkapanı Atatürk Köprüsü açıldı.

19) 1939 – İlk Türk denizaltısı Atılay Haliç’te denize indirildi.

20) 1939 – Sivas – Erzurum demiryolu açıldı. 15 yılda yapılan demiryolu 3.000 km’ye ulaştı

21) 1939 – Tekirdağ Şarap Fabrikası hizmete açıldı.

22) 1939 – TBMM binasının inşaatına başlandı.

23) 1940 – Raman dağında Petrol bulundu… Milli Türk Petrol Şirketi kuruldu.

24) 1940 – Köy Enstitüleri kuruldu. (Toplam sayısı 21’i bulan köy enstitüleri 1954 yılında kapatıldı.)

25) 1940 – İstanbul Radyo İstasyonu hizmete girdi.

26) 1940 – Ereğli Kömür İşletmesi kuruldu. Ereğli kömür ocakları devlete bağlandı.

27) 1940 – Haliçte yapılan İkinci Türk denizaltısı donanmaya katıldı.

28) 1940 – Taksim Gezi Parkı İstanbul’da açıldı.

29) 1940 – Ankara’da Milli Halk Kütüphanesi açıldı.

30) 1940 – Garp Linyitleri İşletmesi kuruldu.

31) 1940 – Antalya – Manavgat – Konya karayolu açıldı.

32) 1940 – Şile enerji santralı hizmete açıldı.

33) 1941 –Anıtkabir’in temeli atıldı.

34) 1941 – Gebere Barajı açıldı.

35) 1941 – Türkiye ilk milli petrol şirketi Petrol Ofisi kuruldu.

36) 1941 – Türk Hava Kurumu Ankara Etimesgut’ta uçak fabrikası kurdu.

37) 1941 – THY Yurtiçi uçuş merkezlerinin sayısı 11’e çıktı.

38) 1942 – Ankara Etimesgut’ta üretilen ilk Türk uçağı deneme uçuşları yaptı.

39) 1942 – Türk Devrim Tarihi Enstitüsü kuruldu.

40) 1942 – İlköğretim seferberliği başladı.

41) 1942 – Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.

42) 1942 – Dalaman ve Hatay Devlet Üretme Çiftlikleri kuruldu.

43) 1942 – Atatürk Devrim Müzesi açıldı.

44) 1943 – Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsası Kanunu kabul edildi.

45) 1943 – Zonguldak-Kozlu demiryolu hattı açıldı.

46) 1943 – İstanbul’da Atatürk Bulvarı açıldı.

47) 1943 – Ankara’da Gençlik Parkı açıldı.

48) 1943 – Diyarbakır – Batman Demiryolu açıldı.

49) 1943 – Seyhan barajı ve Regülatörü faaliyete geçti.

50) 1943 – Sivas Çimento Fabrikası üretime başladı.

51) 1943 – İstanbul’da Yıldız Parkı açıldı.

52) 1943 – Ankara Fen Fakültesi açıldı.

53) 1944 – Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) kuruldu.

54) 1944 – İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.

55) 1944 – İzmit Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları işletmeye alındı.

56) 1944 – Ankara Etimesgut uçak fabrikasında çeşitli tiplerde 200 özgün uçak üretildi.

57) 1944 – Anıtkabir’in temeli atıldı.

58) 1944 – İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kuruldu.

59) 1944 – Mersin Limanı hizmete açıldı.

60) 1944 – Gaziantep Havaalanı açıldı.

61) 1944 – Fevzipaşa – Malatya ve Diyarbakır – Kurtalan demiryolları hizmete girdi.

62) 1944 – Sakarya’da Ziraat Alet ve Makinaları Fabrikası üretime başladı.

63) 1945 – Köy Enstitüleri ilk mezunlarını verdi. 1996 mezun öğretmenden 1878’inin ataması yapıldı.

64) 1945 – Şirketi Hayriye (İst. Şehir Hatları vapur işl.) devlet tarafından satın alındı.

65-)1945 – Türkiye Birleşmiş Milletler’e kurucu üye olarak katıldı.

66) 1945 – İskenderun Limanı hizmete girdi.

67) 1945 – Türkiye ilk defa yerli ampul üretimine başladı.

68) 1945 – Çiftçiyi ve Köylüyü Topraklandırma Kanunu kabul edildi.

69) 1945 – Ormanlar koruma amacıyla devletin mülkiyetine geçti.

70) 1945 – İstanbul – Londra ve İstanbul – Paris uçak seferleri başladı.

71) 1945 – İlk yerli uçak motoru fabrikasının temeli AOÇ’de atıldı…

72) 1945 – Etimesgut Uçak fabrikası bünyesinde oluşturulan ARGE – Etüd Bürosu 16 ayrı tipte özgün uçak projesi üretti.

73) 1946 – Türkiye çok partili sisteme geçti. Demokrat parti kuruldu.

74) 1946 – İş ve İşçi Bulma Kurumu hizmete başladı.

75) 1946 – İşçi Sigortaları Kurumu kanunu yürürlüğe girdi.

76) 1946 – İstanbul – Ankara arasında yataklı tren seferleri başladı.

77) 1946 – Ankara Üniversitesi kuruldu.

78) 1946 – Elazığ Tekel Şarap Fabrikası açıldı.

79) 1946 – Türkiye’nin ilk çok partili seçimleri yapıldı.

80) 1946 – İkinci Türk denizaltısı YILDIRAY hizmete alındı.

81) 1946 – Raman-8 kuyusundan günde 450 varil petrol üretimine başlandı.

82) 1947 – İstanbul Açıkhava Tiyatrosu açıldı.

83) 1947 – İşçi ve İşveren Sendikaları Kanunu kabul edildi. İşçi ve işverenlerin örgütlenmesinin önü açıldı…

84) 1947 – Palu-Genç demiryolu hizmete girdi.

85) 1947 – Rize Çay Fabrikası üretime başladı.

86) 1947 – Eskişehir Demiryolu Takım Fabrikası hizmete girdi.

87) 1947 – İstanbul’da İnönü Stadyumu açıldı.

88) 1947 – Etimesgut uçak fabrikasında üretilen uçakların aerodinamik testlerini yapacak Ankara Rüzgar tünelinin kurulmasına başlandı

89) 1948 – Köprüağzı – Maraş demiryolu açıldı. Açılan son demiryolu hattı oldu; çünkü 1950’deki Adnan Menderes hükümetinden itibaren demiryolu yapımları durduruldu.

90) 1948 – Çatalağzı Termik Santralı hizmete girdi.

91) 1948 – Milli Kütüphane hizmete girdi.

92) 92- 1948 – Ankara Etimesgut’ta kurulan ilk yerli Uçak Motor Fabrikası hizmete girdi.

93) 1948 – Paris’te yapılan dünyanın en büyük havacılık fuarında Türk uçakları da sergilendi.

94) 1949 – Porsuk Barajı açıldı…

95) 1949 – Emekli Sandığı kuruldu.

96) 1949 – Türkiye İnsan Hakları Bildirgesini onayladı.

97) 1949 – Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kuruldu.

98) 1949 – İstanbul’da Kartal- Yalova araba vapuru hizmete girdi…

99) 1949 – Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Filyos’ta açıldı.

100) 1949 – Muş’ta Alparslan Devlet Üretme Çiftliği kuruldu.

101) 1949 – Murgul Bakır İşletmeleri üretime başladı.

102) 1949 – Türkiye Avrupa Konseyi’ne kabul edildi.

103- 1949 – Etimesgut uçak fabrikasında üretilen uçakların aerodinamik testlerini yapacak Rüzgâr tünelinin inşaat ve montajı bitirildi.

 

 

 

evesbere@mynet.com

 

Tüm Yazıları»

 

Şevket Çorbacıoğlu / Bizim Anadolu / 19 Mayıs 2019

 

 

 

 

 

    Share with your friends / Partagez avec vos amiEs / Dostlarınızla paylaşın...