Kitchissippi Nehri
Ottawa’da Türkiye Büyükelçiliğimize uğradığımızda, ByWard Market, National Gallery of Canada ve …
Ottawa’da Türkiye Büyükelçiliğimize uğradığımızda, ByWard Market, National Gallery of Canada ve Parlamento’nun bulunduğu alanda dolandığımızda göz ucuyla gördüğümüz ve nehirlerden bir nehir işte diye pek ilgi göstermediğimiz büyük nehir, Kitchissippi Nehri. Yani Ottawa Nehri. Fransızca adıyla Rivière des Outaouais.

Kanada’nın First Nations / Premières Nations olarak tanımlanan ilk halklarından Algonquinler ‘Kitchissippi’ demişler bu nehrin adına. Büyük su, büyük nehir demek oluyor. ‘Mississippi’ sözcüğü gibi. O da Algonquin dilinde suların babası, baba su gibi bir anlam taşıyor.

Nehir, Quebec’te 1,166 metre yüksekliğe erişen Laurentian dağlarında Capimitchigama gölünden doğuyor ve batıya, Timiskaming gölüne doğru akıyor. Buradan itibaren Quebec ile Ontario Eyaletlerinin sınır çizgisini oluşturmak üzere güney doğuya, Ottawa’dan geçerek Lac des deux Montagnes ile St. Laurent Nehri’ne boşalmak üzere de doğuya, Montreal’e yöneliyor. Yolu 1,271 kilometre tutuyor.
Algonquinler nehrin neresinde yaşadıklarına göre tanımlamışlar kendilerini. ‘Omàmiwinini’, yani aşağı nehir halkı olduklarını belirtmişler.

Algonquinlerin artık çoğunlukla Quebec’te yaşıyor olmaları settler diye andığımız, kendilerinden sonra gelen Avrupalıların baskıları sonucunda uymak zorunda kaldıkları bir durum. Önceleri Ottawa Vadisi’nin tamamı geleneksel Algonquin yaşama alanıymış.
On binlerce yıl önceye gidersek de, son buzul çağının ardından Büyük Göllerin suyunu denize boşaltan nehrin Ottawa Nehri olduğu görülüyor. Binlerce yılda arazi yükselince St. Laurent nehri bu görevi devralmış.
Yakın geçmişte ise, bir kaç yüz yıl boyunca denizden batıya, iç kısımlara en önemli ulaşım yolunu Ottawa Nehri sağlıyormuş. Jacques Cartier nehri gördüyse bile, nehirde ilk yolculuğu yapan Avrupalının Étienne Brulé olduğu düşünülüyor (1610). Bu tarihten sonra iki yüz yıl boyunca kürk ticareti için kullanılacak olan bu su yolunda Samuel de Champlain 1613 yılında Algonquin rehberlerin yardımıyla yolculuk etmiş. Kolay olmamış bu nehirde yapılan yolculuklar. Çavlanlar Fransız kürk tüccarlarının, voyageur ve coureur des bois diye anılan gezginlerin nehir boyunca kanolarıyla 18 kere portaj yapmalarını gerektiriyor. Yüzerek kurtulamayıp boğulanlar oluyor.

Ontario’da kaynaklanıp kuzeye yönelen Rideau nehri Ottawa’da Ottawa nehrine ekleniyor. 202 kilometre uzunluğundaki Rideau Kanalı da Ottawa nehrinden başlıyor ve Ottawa’yı Kingston’a bağlıyor. Fransızca perde anlamına gelen Rideau adı, nehrin Ottawa nehrine döküldüğü yerde oluşturduğu iki çavlanın perdeye benzetilmesinden kaynaklanıyor.
1832 yılında kullanıma açılan Rideau Kanalı Kuzey Amerika’nın sürekli kullanılan en eski kanal sistemi. Sistemin su bölmeleri Mayıs ortasında işletime açılıp Ekim ortasında kapatılıyor. Rideau Kanalı 2007 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmış.
Kanalın bir başka özelliği de kışları üzerinde oluşturulan 7 kilometrelik paten pisti. Ocak ve Şubat aylarında patencilere açık olan ‘Skateway’i buraya yakın oturan Ottawalıların işe giderken kullandıklarını öğreniyoruz. Biz de, böylesine romantik bir nehre ilk defa dikkatle baktığımız için bunca bilgiyi dağarcığımıza ekliyoruz.
Beste Barki / İlk Defa / Bizim Anadolu / Temmuz 2016
Paylaşın, dostlarınızın da haberi olsun…
Comments are closed.